İlk çeyrekte enflasyon

Haberin Devamı

Dünya borsaları yüksek düzeyde tutunmaya çalışıyor. Piyasaları tedirgin eden soru biliniyor. Yoksa zirve görüldü mü? Varlık fiyatlarının ekonomik temellerden koptuğunu uzun süredir savunuyorum. Göreceğiz.

Döviz piyasasında dolar aniden atağa geçti. Biraz önce baktım. Euro 1.31 dolara yaklaşmış. Paritenin yüksek oynaklığına dikkat çekerim. İçeride TL istikrarını koruyor. Sepet kur 2.08 TL civarında geziniyor.

Dün benim için tarihi bir gündü. Yıllardır beklediğim ama ahir ömrümde göreceğime inanmadığım bir olay gerçekleşti. 12 Eylül darbecileri yargı önüne çıktı. Sembolik değeri büyüktür. Türkiye siyasetinde dönüm noktasıdır.

Ancak bu sadece bir başlangıçtır. Örneğin yargı süreci mutlaka 27 Mayıs ve 12 Mart’ı kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Doğrusu 12 Eylül referandumuna “amasız” destek verdiğim için çok mutluyum.

Yaşam maliyeti artıyor

Enflasyon bir kez daha şaşırttı. Hatırlatalım: Martta TÜFE için piyasanın tahmini yüzde 0,6; benimki yüzde 0,8 idi. Halbuki gerçekleşme yüzde 0,4 oldu. Geçen yıla eşittir. Dolayısı ile yıllık enflasyon yüzde 10,4’de sabit kaldı.

Tüketici enflasyonu iki ayrı şeyi ölçüyor: vatandaşın yaşam maliyeti ve ekonomide talep baskısı. Nispi fiyatlar yavaş değişirken ikisi örtüşüyor. Son dönemde olduğu gibi fiyat hareketleri sertleşince hesap şaşıyor. Üçü kritik: tarım, enerji ve döviz kuru.

Tarım fiyatları uzun dönem eğilimin çok üzerine tırmandı. Düzeltme gelebilir dedim. Başlamış olabilir. Herkes dünya enerji talebinin fiyatı yukarı çektiğini öğrendi. Tehlikeli düzeye tırmanan dış açığın TL’ye değer kaybettirdiği de biliniyor.

Ancak, tarım fiyat düzeltmesi enerji ve kurun olumsuz etkisini karşılamıyor. Neticede vatandaşın yaşam maliyeti yükseliyor. Yani reel geliri düşüyor. Resmi sayılara güvenmemekte haklıdır.

Berber fiyatı ve döviz kuru

Ya talep baskısı? O cepheden gelen işaretler olumludur. Örneğin kira artışı martta yüzde 0,2 ile mevcut serinin en düşük değerine indi. Diğer (çekirdek) göstergeler de fiyatlama davranışlarında olumsuz bir gelişmeye işaret etmiyor.

Örnek olarak bir süredir ihmal ettiğim berber fiyatlarına bakıyorum. İthal ve enerji girdisi çok azdır. Fiyat, çıplak talep baskısını yansıtır. Talep varsa artar, yoksa artmaz, hatta düşer. Grafikte çizgi kadın-erkek berber enflasyonu ortalamasını (kadın yüzde 70), sütun sepet kur değişimini gösteriyor.

Arada ilişki var mı? Yok. 2009’da kur artıyor berber enflasyonu iniyor. 2010’da kur düşüyor berber enflasyonu yükseliyor. İki dönemin farkı ne? 2009 kriz dönemi; talep çökmüş. 2010 hızlı toparlanma; canlı talep hemen zammı getiriyor.

Ya son dönem? Kurda yüzde 30’a yakın artışa rağmen berber enflasyonu kıpırdamıyor. Yüzde 10’un altında yatay seyrini sürdürüyor. Hatta ilk çeyrekte biraz iniyor. Durum budur.

DİĞER YENİ YAZILAR