Bence bu haftanın flaş olayı İngiltere’nin kredi notunun indirilmesidir. Fiilen fazla etkili olması beklenmiyor. “Majestelerinin Hükümeti” hızla büyüyen bütçe açığının finansmanı için mali piyasalardan borçlanmayı sürdürecektir. “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” özdeyişini hatırladım.
Doların euro karşısında değer kaybı da aynı bağlamda ele alınabilir. ABD devlet tahvilleri eskisi kadar güven vermiyor. Özellikle 2 trilyon dolar döviz rezervi üzerinde oturan Çin’in tavrı çok merak ediliyor. Döviz piyasalarında tedirginlik giderek artıyor.
“Eve kapanma, pazara çık” kampanyası ilgimi çekiyor. Yakın geçmişe kadar “tasarrufumuz yetersiz” deniyordu. Dün “öldük, bittik, mahfolduk” çığlıkları ile vatandaşı korkutanlar şimdi “aman harca, korkacak bir şey yok” ilanları veriyor. Hayırdır.
Son 10 yılın en küçüğü
Dış dengenin ayrıntılarına çeyrek bazında mutlaka ele alıyorum. Bu kez biraz geciktim. Başka konular öne çıktı. Bir hafta sonra Nisan dış ticareti yayınlanmadan yapmaya karar verdim.
Dış ticaretle başlayalım. Ocak-Mart döneminde ihracat yüzde 26, ithalat yüzde 42, dolayısı ile dış ticaret açığı yüzde 74 daraldı. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla dış ticaret açığı 12 milyar dolar küçüldü.
Cari işlemler dengesinin diğer kalemlerinde bu çapta bir değişim yok. Örneğin hizmet gelirleri yüzde 6, hizmet giderleri yüzde 5, hizmet dengesindeki fazla yüzde 6 azaldı. Neticede cari işlemler açığı geçen yılı kıyasla 11.1 milyar dolar düştü. 1.2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
İlk çeyrekte 150 milyar dolar milli gelir bekleniyor. Cari işlemler açığı milli gelirin yüzde 0.8’ine iniyor. Son on yılın en düşük ilk çeyrek açığıdır. İlk çeyrekte 2003-08 ortalaması yüzde 6.2’dir. 2008’de 180 milyar dolar milli gelir ile yüzde 6.8 olmuştu.
İktisatçıların düzeltme dedikleri budur. Yaşanan ağır resesyon, ihracattaki düşüşe rağmen dış açık sorununu çözmüştür. Bu beladan ekonomiyi küçülterek ve işsizliği zirveye taşıyarak kurtulmanın marifet olmadığını özellikle söylemeliyim.
Türkiye borç ödüyor
Gelelim finansman boyutuna. İlk göze çarpan ünlü “net hata noksan” kalemidir. 5.4 milyar dolar fazla veriyor. Bu konuda geçmişte çok mürekkep harcadık. Ayrıntıya girmeden, olağan hata sınırları içinde kaldığını söyleyelim.
Finansman ihtiyacını bulmak için önce cari dengeyi net hata ile topluyoruz. 2008’de 11.6 milyar dolar açık vardı. Bu yıl 4.2 milyar dolar fazla çıkıyor. Buna 1.5 milyar dolar doğrudan ve hisse senedi yatırımlarını ekliyoruz. Borçlanma öncesi fazla 5.7 milyar dolara yükseliyor.
Bu sayı ilk çeyrekte Türkiye’nin dış borç ödemek için yarattığı kaynaktır. Ayrıca ilk çeyrekte döviz rezervleri 1.7 milyar dolar geriliyor. Böylece 7.4 milyar dolar dış borç ödemesi yapılıyor. Son olarak kimlerin ne kadar dış borç ödediğine bakalım.
Kamu kesimi 2.8 milyar dolar dış borç ödüyor. Bunun 2.6 milyar doları yabancıların TL tahvillerinden çıkmasından kaynaklanıyor. Özel kesim ise 4.5 milyar dolar dış borç ödemesi yayıyor. Bunun 2.1 milyar doları banka-dışı (reel) kesimin dış borç ödemesidir.
İlk çeyrekte dış denge
Haberin Devamı