Perşembe günü Merkez Bankası gecelik faizleri yarım puan artırdı. Başta Londra, dış mali piyasaların beklentisi hatta talebi yönünde davrandı. İşaretleri daha önceden verilmişti. Yani sürpriz olmadı.
Mutlaka irdelenmesi gereken kritik bir karardır. Ancak enflasyon, büyüme ve para politikası ilişkileri ayrıntılı bir analiz gerektiriyor. O nedenle ilk çeyrek verilerini bitirdikten sonra ayrı bir yazı dizisinde ele alacağım.
Geçen yazıda ilk çeyrekte dış ticarete baktık. İhracatın ithalattan daha hızlı arttığını ama dış ticaret açığının büyüdüğünü gördük. Ancak uzun dönemli gibi duran bu eğilimin devamı halinde dış ticaret açığındaki artışın durabileceğini söyledik.
Bugün ilk çeyrek ödemeler dengesi verilerine bakıyoruz. Son yıllarda cari işlemler dengesini dış ticaret açığı belirliyor. Ona rağmen ilginç bazı gelişmeler var. Ama esas önemli haber sermaye hesabında yer alıyor.
Dış açıkta gelişmeler
Ocak-Mart döneminde dış ticaret açığı geçen yıla kıyasla 4 milyar dolar artarak 16 milyar dolara yükselmişti. Cari işlemler açığı ise 2.8 milyar dolar artışla 12 milyar dolara tırmandı. Yıllık açık ise tarihte ilk kez 40 milyar doları aştı (40.4 milyar dolar).
Ayrıntılarda göze ilk çarpan altın ticaretidir. Türkiye net altın ithalatçısıdır (2007’de 4.4 milyar dolar). Bu yıl ise ilk çeyrekte net 1.2 milyar dolar altın ihracatı yapılmış. Sadece altın ihracatından dış dengeye 1.8 milyar dolar artı katkı geldiği anlaşılıyor.
Bursa’dan tekstilci bir okuyucum uyardı. İhracatın “inci, kıymetli taş ve metal mamülleri, madeni para” kaleminde ayrıca 2 milyar dolarlık (yüzde 350) artış görülüyor. Bu iki kalemin toplam olumlu etkisi 3.8 milyar dolar ediyor. İlginç bir gelişmedir.
Bunun dışında net hizmet gelirlerinde 0.1 milyar dolar, transferlerde 0.2 milyar dolar artış var. Yatırım gelirleri açığı da 0.1 milyar dolar küçülüyor. Neticede net görünmeyen gelirler toplamı 0.3 milyar dolar artıyor.
Yabancıların TL faiz gelirlerinin bu hesapta yer almadığını hatırlatmakta yarar var. Altın ve “inci, vs.” kalemini ekleyince dış açıkta görünenden daha ciddi bozulma olduğu sonucuna ulaşıyorum.
Sermaye girişinde yavaşlama
“Net hata noksan kalemi” eksi 1 milyar dolar değişim gösteriyor. Dolayısı ile ilk çeyrekte dış finansman ihtiyacı 3.8 milyar dolar artışla 12.2 milyar dolara ulaşıyor. Ayrıntıya inince sermaye hesabında yapısal farklılıklar görüyoruz.
Yabancı sermaye girişi 4.1 milyar dolar azalarak 4 milyar dolara geriliyor. Hisse senetlerine giriş çıkışa dönüyor. Gayrimenkul yatırımları da biraz düşüyor. Neticede borç dışı sermaye girişi 6.1 milyar dolar azalarak 3.3 milyar dolara iniyor. Yani borçlanma ihtiyacı 10 milyar dolar artarak 8.9 milyar dolara tırmanıyor.
Üstelik ilk çeyrekte kamu kesimi net 1.4 milyar dolar borç ödüyor. Geçen yılla fark eksi 4.8 milyar dolar ediyor. Dolayısı ile özel kesim borçlanması 5.8 milyar dolar artarak 9.9 milyar dolara çıkıyor. Bunun 7.5 milyar doları reel sektörden, 2.9 milyar doları bankalardan kaynaklanıyor.
Toplam borç gereği 8.9 milyar dolar, borçlanma 8.5 milyar dolar, aradaki 0.4 milyar dolar rezervlerden ödeniyor. Halbuki geçen yıl 6.6 milyar dolar rezerv artışı yaşanmıştı. Özetle, bu dönemde döviz arz ve talebi çok yakın seyrediyor. Buraya mim koyunuz.
İlk çeyrekte dış denge
Haberin Devamı