Türkiye’nin IMF’le yapacağı anlaşma tam bir yılan hikâyesine döndü. Piyasalarda sürekli papatya falı açılıyor: Oluyor, olmuyor, oluyor... Dün de IMF’in ‘Esnek kredi’ için talep ettiği faizin hükümet tarafından yüksek bulunduğu rivayeti çıktı.
G-20 toplantısında kendisine verilen görevleri IMF’in hangi kaynakla karşılayacağı merak ediliyordu. Tahvil çıkartacakmış. Çin, Hindistan, Japonya ve Brezilya potansiyel alıcılar arasında sayılıyor. Ben Türkiye’nin para isteyeceğine tahvil almasını tercih ederim.
İngiltere’de yeni bütçe açıklandı. 2009’da milli gelirin yüzde 12.4’ü oranında bütçe açığı öngörülüyor. Bu oranı Türkiye’ye uygulayınca 120 milyar TL buluyoruz. Halbuki hükümet 45 milyar TL hedefledi. Ben 66 milyar TL bekliyorum.
Kriz ve iktisat
Küresel mali kriz ve ardından gelen derin resesyonun zor durumda bıraktığı kesimler arasına iktisatçılar da katıldı. Teorik olarak kriz dönemlerinde bizim mesleğin yıldızının yükselmesi gerekir. Çünkü belirsizlik hali insanları onlara danışmaya iter.
Geçmişte bunu ben de yaşadım. Özellikle 2001 krizinde iktisatçıya artan ilgiye birinci elden şahit oldum. Krizi öngöremediğim için eleştiren de çoktu. Ama gene de ne dediğime kulak kabartmak ihtiyacı duyuluyordu.
Bizim önemli bir avantajımız vardı. Türkiye ekonomisi uzun süre kötü yönetilmiş ve sık sık krize girmişti. Dolayısı ile vatandaş idmanlı idi. Büyük ekonomik çalkantılara adeta “vaka-yı adiye” muamelesi yapıyordu. İktisatçıları suçlamak aklına gelmiyordu.
Halbuki gelişmiş ülkelerde durum farklıdır. Çünkü ekonomi genelde istikrarlıdır. Dengesizlikler fazla büyümez. Enflasyonla mücadele edilir. Resesyonlar kısa sürer. Dolayısı ile ben yaşta bir Amerikalı ekonomik kriz nedir bilmez.
Dahası da var. Her fırsatta ona artık büyük ekonomik krizlere izin verilmeyeceği anlatılmıştır. İktisat teorisindeki gelişmeler sayesinde ekonomik konjonktürün kontrol altına alındığı öğretilmiştir.
İktisatçı ne işe yarar?
Hayat böyle sürprizlerle doludur. Nobel iktisat ödülleri, ağır matematik araçlar, etkin piyasa hipotezi vs. dinlemez. “Tüm krizlerin ağababası” en güçlü ekonomiyi birseksen yere seriverir. İktisatçıyı Business Week dergisine yukarıdaki başlıkla kapak yapar.
Internette dolaşan eleştirilerden iki örnek verelim. “İktisatçıların konut piyasası tahminleri formel eğitim görmemiş babamdan ve lise ikiden terk annemden daha kötü çıktı.”
“Eğer iktisatçıysanız ve bu krizi öngöremediyseniz, aldığınız eğitimin ne işe yaradığını ciddi şekilde değerlendirmelisiniz. Belki tarlada sebze toplamak gibi topluma somut yararı olan bir işe geçebilirsiniz.”
İktisatçılar ateş altında
Haberin Devamı