İç tasarruflar

Haberin Devamı

Likidite bolluğu tek başına mali piyasaları ayakta tutabilir mi? Hayır. Varlık fiyatları uzun dönemde daima ve her yerde reel ekonominin gerçeklerini yansıtır. İkisi arasında uyumsuzluk mali piyasanın “manik-depresif” kişiliğini görünür kılar..

Bir süre bol likidite pembe gözlükler taktırır. Onu korku günleri izler. Petrol fiyatındaki artış zaten moral bozuyordu. Çin ekonomisinin yavaşlaması üstüne tuz biber ekti. Yemeğin tadı kaçınca risk iştahı düşüverdi.

Küresel ekonomiyi krizi taşıyan reel dengesizlikler çok yavaş (ve sancılı) düzeliyor. Çin’in ihracatla büyümeyi sürdürme çabaları eninde sonunda tıkanacaktı. O gün geldi. Yeni sürprizlere hazır olmak gerekiyor.

Ocak dış ticaret endeksleri TÜİK tarafından açıklandı. Miktar endeksleri geçen yıla kıyasla ihracatta yüzde 8,8 artarken ithalatta yüzde 0.2 azalıyor. İyi haberdir. Ancak petrol fiyatı dış ticaret hadlerini (fiyat endekslerini) olumsuz etkiliyor.

Harcama-üretim dengesi

Geçen hafta İstanbul’da çok önemli bir toplantı yapıldı. Konu: “Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği - Yurt içi Tasarrufların Rolü”. Dünya Bankası ve Kalkınma Bakanlığı (eski DPT) tarafından hazırlanan rapor tanıtıldı.

Maalesef toplantı bir konuşmamla çakıştı. Katılamadım. Ama toplantıda sunulan raporu internetten indirdim (www.worldbank.org.tr). Altını çizerek okudum. Kapsamlı ve doyurucu bir çalışma olmuş. Tavsiye ederim.

Geri planda ekonominin üretim-harcama dengesi yatıyor. Milli gelir muhasebesi tasarruf-yatırım dengesi şeklinde hesaplanıyor.

Buradan tasarruf fazlası ya da açığı tanımlarına ulaşılıyor.

Terminolojiye aldanmayalım. Örneğin toplam harcamanın üretimden fazla olduğunu kabul edelim. Fark dış açıkta somutlaşır.

Doğrusu “tüketim fazlası” olurdu. Ama iktisat literatüründe “tasarruf açığı” deniyor. Özellikle vurgulamak istedim. Genel dengenin hesaplanmasında ciddi ölçme sorunları vardır. Dış açıkla sağlama yapılır. Ancak iç tasarrufun dağılımı (kamu-özel; hanehalkı-kurumsal) ya yoktur ya da hatalıdır. Tabloda DPT’nin yeni hazırladığı “kamu-özel” verilerini kullandım.

Özel tasarruf bilmecesi

Bugün sadece genel resmi çekiyorum. Cari fiyatla milli gelire oranlarda uzun dönem eğilimlerine bakıyorum. İlk sıra 1998-2001 dönemi ortalamalarını, ikincisi 2011 tahminlerini, alt sıra ise on yılda değişimi gösteriyor.

Milli gelir denklemini hatırlayalım. İç tasarruf ikiye ayrılıyor: kamu ve özel. Yatırım ise iç tasarruf ya da dış kaynaktan karşılanıyor.

Tablo çok çarpıcıdır. Kamuda son on yılda büyük bir tasarruf hamlesi var. Yüzde 4,2 açıktan yüzde 2.9 fazlaya geçiyor. Özel kesimde ise tersi oluyor: tasarruf oranı yüzde 24.5’tan yüzde 10,4’e geriliyor. Neticede iç tasarruf oranı da 7 puan düşüyor. Aynı anda yatırımlar 2.8 puan artınca küçük (yüzde 0,6) dış fazla devasa (yüzde 9.8) açığa dönüşüyor.

Özel kesim tasarruflarındaki bu büyük düşüş son on yılın tereddütsüz en ilginç bilmecesidir. Dış açığın nedenidir. Ekonominin temel kırılganlığıdır. Üstelik çözüm önerileri polemiğe açıktır. İpucu: Döviz kuru kritiktir. Devam edeceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR