Şubat ayı enflasyonu Pazartesi günü TÜİK tarafından açıklandı. Enflasyon iktisat politikası açısından en kritik veri olma özelliğini koruyor. Bir: Hedefin üstünde seyrediyor. İki: Kur ve emtia fiyatları kaynaklı ciddi maliyet baskısı sürüyor.
Bu durum para politikasında tatsız bir kısır döngüye yol açıyor. Gevşeyen iç talebe rağmen Merkez Bankası yüksek faize devam ediyor. Bu ise TL’ye değer kazandırarak ekonomiyi dış talebin canlandırmasını engelliyor.
O nedenle bir süredir enflasyonu her ay değerlendirme ihtiyacını duyuyoruz. Geçen ay nispeten yüksek ama beklentilerin altında gelmişti. Merkez Bankası bu ay için önceden uyardı. “Kar-kış etkisi ile yükselecektir” dedi.
Haklı çıktı. Şubat’ta TÜFE ve ÜFE, sırası ile, yüzde 1.3 ve yüzde 2.6 artmış. Yıllık enflasyon ise, yine aynı sıra ile; yüzde 9.1 ve yüzde 8.2’ye tırmandı. 2003 yılından bu yana en yüksek, Şubat fiyat artışlarıdır.
Hayat pahalılığı ve para politikası
Enflasyonun ölçülmesi üstünde şu sıralar çok durduk. Vatandaş olayın hayat pahalılığı boyutu ile ilgileniyor. Örneğin günlük alışverişinde karşılaştığı fiyatlara bakarak düşük hesaplandığını, aslında daha yüksek olduğunu düşünüyor.
Tüketici fiyatları endeksi -TÜFE- özünde bir hayat pahalılığı ölçüsüdür. Reel gelirin (satın alma gücünün) sabit kalması için nominal gelirde gerekli artışı hesaplar. Bunu ortalama vatandaşa göre yapar. Kişisel farklılıkları kapsamaz.
Bu önemli konuya açıklık getirmek için “Enflasyonmetre” adını verdiğim bir yöntem geliştirdim. İnternet sayfamda (http://akat.bilgi.edu.tr) herkesin kendi enflasyonunu hesaplamasına olanak sağladım. Çok sayıda kullanıcının girdiğini memnuniyetle izliyorum.
Ancak, enflasyon verilerinin bir başka kullanım alanı daha vardır: Para politikası. Para politikasının amacı toplam arzla toplam talep arasındaki dengenin doğru tutturulmasıdır. Fiyatlardaki değişimin yönü ve hızı arz-talep dengesinin en güvenilir öncü göstergesidir.
Sorun burada belirir. Hayat pahalılığını ölçerken kullanılan fiyatların bir bölümü toplam arz-talep dengesi dışındaki faktörlerden etkilenebilir. Örnek olarak tarımsal ürünlerle diğer emtia fiyatlarını ve devletin saptadığı fiyatları verebiliriz. Dolayısı ile para politikası kararları için TÜFE anlamlı bilgi taşımayabilir.
Özel kapsamlı TÜFE göstergeleri
Hayat pahalılığı ölçüsünü nasıl kişiselleştiriyoruz? Tüketim kalıplarındaki farkları yansıtan yeni endeksler hesaplayarak. Aynı yöntem para politikası için uygulanır. Toplam arz-talep dengesi dışındaki faktörlerden etkilenen mal ve hizmetleri dışlayan başka endeksler hesaplanır.
TÜİK bunlara “Özel kapsamlı TÜFE göstergeleri” diyor. A’dan H’ye sekiz ayrı endeks açıklıyor. Örneğin H endeksi şu kalemleri hariç tutuyor: İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler, tütün ve altın fiyatları.
Greenspan FED Başkanı iken arz-talep dengesini “özel tüketim harcamaları deflatörü” adını taşıyan bir başka enflasyon ölçüsü ile izlerdi. Ben ise kira artışlarını çok önemserim. Yerim bitti. Şubat enflasyonunun analizi bir sonraki yazıya kaldı.
Hangi enflasyona bakacağız?
Haberin Devamı