IMF’in Türkiye ekonomisi üzerine kısa bir değerlendirme raporu yayınlandı. IMF yürütme kurulunun görüşlerini yansıtıyor. Bir bölümü medyada yer aldı. Yeni para politikasına kısmen destekliyor. Elbette sıkı maliye ve para politikası istiyor.
Küresel krizde IMF’in rolüne yönelik tartışmadan söz etmiştim. Türkiye analizini okurken onlara göz atma ihtiyacını hissettim. Ağır eleştiriler çıkıyor. Örneğin gelişen ve gelişmiş ülkelere uyguladığı çifte standart vurgulanıyor. Can çıkar huy çıkmazmış!
Hala sürdüğünü söyleyebiliriz.
CHP’den önemli bir öneri geldi. Yeni yönetimin seçimde yoksullukla mücadeleye ağırlık vereceği anlaşılıyor. Somut bir paket hazırlanmasını çok olumlu buluyorum. Ayrıntılar netleştikten sonra mutlaka bakmak istiyorum.
Dengesizlikler sürüyor
Bu hafta sonu G-20 ülkeleri ekonomi yönetimleri dönem başkanı Fransa’nın başkenti Paris’te toplanıyor. Ekonomi-maliye bakanları ve Merkez Bankası başkanları katılıyor. Bu arada Sarkozy seçimde muhtemel rakibi Strauss-Kahn’la karşı karşıya geliyor.
Toplantıda dünya ekonomisinin sorunları masaya yatırılacak. Küresel mali krizden bu yana iki yıldan fazla zaman geçti.
Fakat küresel dengesizliklerin çözümü yolunda ciddi adımlar atılamadı. Bu da yeni dengesizliklere yol açtı.
Bu sütunda sık sık vurguladık. Küresel ekonomiyi krize taşıyan sürecin temelinde uluslararası ödemeler sisteminin zafiyetleri yatıyor. Son iki yılın gelişmeleri bunların daha açık şekilde görülmesine olanak verdi.
Dolayısı G-20 gündemi ABD kökenli sorunlarla başlıyor.
Çünkü ABD rezerv para ülkesi ama iktisat politikası iç siyaset tarafından belirleniyor. Özellikle maliye ve para politikasının gevşekliği küresel istikrarı tehdit ediyor.
Türkiye de sermaye akımlarından zarar gören ülkeler arasında.
Bilek güreşinin öbür ucunda Çin oturuyor. Bir türlü küresel çözümün parçası olmayı kabul etmiyor. Cari işlemler hesabındaki büyük fazlalara rağmen parasını düşük değerli tutmakta direniyor. İhracata yönelik büyüme modelinde israr ediyor. Yöneldiği yeni piyasalar arasında Türkiye de var.
Listenin sonunda Euro Bölgesi’nin sorunları yer alıyor.
Yüksek borçlu ülkelerin sorunlarına çözümün gecikmesi dünyanın ikinci büyük ekonomisinin küresel konjonktüre katkısını sınırlıyor. Bu da Türkiye’yi en büyük ihracat pazarında zorluyor.
Hammadde fiyatları
Bu kez gündeme yeni bir sorun eklendi. Son toplantıdan bu yana gıda ve enerji fiyatları tekrar artmaya başladı. Küresel büyüme büyüme doğal kaynaklar üzerinde talep baskısı yaratıyor. Çünkü arzlarını arttırmak kolay olmuyor.
Hiç şüphesiz, son dalgada küresel likidite bolluğundan yararlanan spekülatörler de etkili oldu. Sonuç değişmiyor. Neticede hammadde fiyatlarının kısa dönemde maliyet enflasyonunu tetiklemesi riski artıyor.
Uygulanan gevşek maliye ve para politikaları ile birleşince tehlikeli bir eğilim ortaya çıkıyor. Küresel konjonktür açısından çok olumsuz bir gelişmedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde zaten yavaş seyreden toparlanmayı tekrar durdurabilir.
Görüldüğü gibi, G-20’nin gündemi yoğundur. Sorunların konuşulması yararlıdır. Ama somut sonuçları konusunda iyimser değilim.
G-20 gündemi
Haberin Devamı