Bugün dış dengeyi yazmayı planlamıştım. Sanayi üretimi ve istihdamla devam edecektim. Amacım ekonomideki yavaşlamanın gerçekçi bir resmini çekmekti. Böylece enflasyonu ve para politikasını değerlendirme olanağı oluşacaktı.
Doğrusu, ben de Eylül’de Merkez Bankası’ndan faiz indirimi beklemeyenler arasında yer alıyordum. Perşembe günü toplanan Para Politikası Kurulu’nun (PPK) “statükoya devam” diyeceğini düşünüyordum. Sürpriz oldu.
Baştan kendi pozisyonumu açıklamak istiyorum. 2007 ilkbaharından itibaren para politikasının aşırı sıkı kaldığı kanısındayım. Mayıs-Temmuz döneminde faiz indirimine gidilmemesini seçim belirsizliğine atfettim. Bu anlamda makul karşıladım.
Seçim sonuçlarını görünce Ağustos’ta “belki yaparlar” diye umutlandım. Ama faiz sabit tutuldu. Biraz hayal kırıklığına uğradığımı kabul etmek zorundayım. Aşırı temkinli bir tavır sergileyecekleri sonucuna vardım.
Reel faiz yükseliyordu
Para politikasının temel enstrümanı Merkez Bankası gecelik faizleridir. Merkez Bankası para piyasalarına hep borçlu kaldığı için “borçlanma faizi” öne çıkıyor. Politikayı ona bakarak izliyoruz.
Serdengeçti yönetimi, Aralık 2005’te gecelik faizi yüzde 13.5’e düşürmüştü. Yılmaz başkan olunca 28 Mart 2006’da yüzde 13.25’e indirdi. Ardından Mayıs-Haziran 2006 mali türbülansı geldi. Bir buçuk ay içinde faiz 4.25 puan artışla yüzde 17.5’e yükseltildi. Orada 14 ay kaldı.
İlk 12 ayda yıllık TÜFE artışı yüzde 10-11 aralığında seyretti. Orta nokta olarak yüzde 10.5’i alalım. Basit reel faiz yüzde 7 çıkıyor. Ancak, Haziran’dan itibaren yıllık TÜFE yüzde 7’lere geriledi. Yani basit reel faiz fiilen yüzde 10’un üstüne çıktı.
Hesaba enflasyon beklentilerini dahil edelim. Eylül 2006’da bir yıl sonrası için yüzde 7.6 enflasyon öngörülüyordu. Yüzde 10 reel faize tekabül ediyor. Halbuki Eylül 2007’de bir yıl sonrası için yüzde 6.3 bekleniyor. Yani reel faiz yüzde 11.2’ye yükseldi.
Yaz başından itibaren reel faizin artmaya başladığı çok açıktır. Bu ise iç talepte ekonomide yavaşlama işaretlerinin iyice belirginleştiği bir ortamda para politikasının daha da sıkıldığı anlamına gelmektedir. Faiz indiriminin geri planı budur.
Sembolik önemi vardır
Reel faiz hesaplarından faiz indirim miktarını değerlendirmek için yararlanabiliriz. Para politikasını 2006 sonbaharı sıkılığında tutmak için gerekli faiz indirimi nedir? Basit faiz hesabında 3 puan, beklenti hesabında ise 1.2 puan buluyoruz.
Ancak, enflasyondaki düşüş ve ekonomideki yavaşlama eğilimi aslında para politikasında bir yıl öncesine kıyasla gevşeme ihtiyacını gösteriyor. Dolayısı ile gecelik faizde daha büyük indirim gerektiriyor.
Benim tefsirim şöyle: Merkez Bankası’nın gecelik faizde 0.25 puan indirime gitmesi sembolik bir davranıştır. Kamuoyuna ve piyasalara para politikasında normalleşme sürecinin başladığı işaretini veriyor. Bu çabasında destek istiyor. Ben destekliyorum.
Faiz indirimi üzerine
Haberin Devamı