Euro Bölgesi’nde neler oluyor?

Haberin Devamı

Küresel mali piyasalar haftanın ilk gününü yön arayarak geçirdi. Varlık fiyatlarında şişme döneminin bittiği beklentisi yaygınlaşıyor. Düzeltme tedirginliği artıyor. İçeriye İMKB’de düşüş ve kurda artış şeklinde yansıdı.

Aralık sanayi üretim verileri TÜİK tarafından yayınlandı. Böylece bayramların bir ay öne kaymasının yarattığı sorunlu dönem bitti. Ocaktan itibaren veriler tekrar normalleşiyor.

Aralık’ta bir önceki yıla kıyasla toplam sanayi üretimi yüzde 25.2 arttı. Çalışılan güne göre düzeltince artış hızı yüzde 8.3’e geriliyor. Mevsim etkisini arındırınca Kasım’a kıyasla yüzde 0.7 artış hesaplanıyor.

Bu arada imalat sanayii üretiminin bir önceki yıla kıyasla yüzde 28 arttığını belirtelim. Takvim ve mevsim etkileri temizlenince, esas toparlanmanın imalat sanayiinde gerçekleştiği görülüyor. Fırsat bulunca ayrıntılara gireceğim.

AB içi dengesizlikler

Büyük mali ve ekonomik çalkantılar bizim mesleğe ilgiyi hemen artırıyor. On günlük aradan sonra İstanbul’a dönünce biraz sosyallik yaptım. Her yerde aynı soru ile karşılaştım: Ne olacak bu euronun hali!

Türkiye ekonomisinin çok kırılgan olduğu eski günlerde vatandaş dış dünya ile bu kadar ilgilenmezdi. Dışarıda sorun çıkınca “acaba döviz alalım mı?” sorusuna odaklanırdı. Türkiye sakinleşince başka ekonomilerin dertlerine merak arttı.

Küresel mali kriz sırasında Euro Bölgesi’ne yönelik gözlemler yaptık. Kısaca özetleyelim.

Bir: Mali krizin esas sorumlusu euro bölgesi ülkeleri değildi. ABD ve İngiltere idi. Euro bölgesinde bankacılık kesiminin sorunları daha hafifti.

İki: Euro Bölgesi’nin küresel dengesizliklere katkısı azdı. Yani bölge cari işlemler hesabında kayde değer bir fazla ya da açık mevcut değildi.

Üç: Buna karşılık Euro Bölgesi içinde ciddi ticaret dengesizlikleri vardı. Başta Almanya ve Hollanda, bazı ülkeler dış fazla, İspanya, Yunanistan vs. ise dış açık veriyordu.

Dört: Aynı anda, Euro Bölgesi’nde maliye politikası uyumu sağlanamamıştı. Bütçe açığı ve kamu borç oranı çok yüksek ülkeler vardı.

Beş: Halbuki, euro üyeliği sorunlu ülkelere devalüasyon yolunu kapatıyordu. Dengesizliklerin düzeltilmesinde bütün yükü maliye politikası taşıyacaktı.

Zor düzeltme

İktisadın temel kurallarından biridir. Ortada bir reel dengesizlik varsa, eninde sonunda onu düzeltecek mekanizmalar devreye girer. Düzeltme bazen düşük maliyetli olur; yumuşak (intizamlı) deriz. Bazen maliyet artar; sert (intizamsız) denir.

Her ülkenin kendi koşullarına da bakmak gerekiyor. Örneğin İrlanda bütçe açığını küçültmek için memur maaşlarını indirdi. Grev, sokak hareketleri vs. olmadı. Ama Yunanistan’ın siyasi yapısı bu tür radikal çözümlere izin vermiyor.

İspanya’da ise özel kesim kökenli sorunlar öne çıkıyor. Gayrimenkule dayalı büyümenin durması bankacılık kesimini hırpaladı. Aynı anda patlayan işsizlik gerekli tedbirleri almayı siyaseten zorlaştırdı.

Bugünlük bu kadar. Bu konu daha çok konuşulur. Geri döneceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR