Euro bölgesinde işler düzeliyor mu? Döviz piyasaları “evet” diyor. Kanıtı euro’nun dolar karşısında değer kazanmasıdır. Parite on dört ay sonra tekrar 1.35’in üzerine çıktı. Kısa dönemde bu eğilim devam edebilir.
Parite hareketi TL kurlarına da yansıdı. Euro 2.40 TL’ye ulaşırken dolar 1.76 civarında kaldı. Döviz sepeti ise 2.08 TL’ye yaklaştı. Son geçen ilkbaharda buraları görmüştü. Faiz indiriminden kaynaklanabilir mi? Kesin yargı için erkendir.
Tüketici güven endeksi AB ile uyumlu hâle getirildi. Yeni endeks Eurostat’ın öngördüğü yöntemi kullanıyor. Ekimde dibe vuran tüketici güveni ocak ayında da yüzde 3 yükseldi. Ama hâlâ 2012’nin altındadır.
İç talep ve büyüme için iyi haberdir.
Aralık dış ticaret verileri bugün açıklanıyor. CNBC-e anketinde dış ticaret açığı aylık
9 milyar dolar, yıllık 85.7 milyar dolar çıktı. Makul duruyor. Ben biraz daha düşük bekliyorum. Ama bu sayılara şaşırmam.
Merkez Bankası memnun
Başkan Başçı yılın ilk enflasyon raporunu salı günü açıkladı. Para politikasının en kritik belgesidir. Merakla beklediğimi yazmıştım. Sonucu baştan söyleyelim. Kapsamlı ve doyurucu buldum.
Medyada izliyorsunuz. Son dönemde ekonomi yönetiminin kendine güveninde gözle görülür bir artış var. Her fırsatta konjonktürün planlanan ve arzulanan yönde geliştiği vurgulanıyor. Doğal olarak, aynı hava rapora da yansıyor.
Geri planda ekonominin geldiği yer yatıyor. Enflasyon kırk küsur yılın en düşük düzeyine geriledi. Dış açık ciddi şekilde daraldı. Reel faiz sıfırlandı. Döviz kurunda istikrar korundu. İç talep ve büyümeden canlanma işaretleri geliyor.
2012 başını hatırlayın. Piyasalar para politikasına karşı tam saha pres uyguluyordu. Kur ve enflasyonun patladığı, dış açığın küçülmediği felaket senaryoları yazılıyordu. Neyse ki Merkez Bankası piyasanın baskısına direndi.
Bazı uygulamalara ben de karşı çıktım. Yılbaşında kurun baskılanmasını ve sonbaharda vergi artışını eleştirdim. Büyümeye daha duyarlı olmasını istedim. Ama piyasanın ortodoks tavrına karşı politikayı savundum. Doğrusu ben de memnunum.
Üç defa beş
Bu arada Başkan Başçı’nın bir soruya cevabı sayesinde Türkiye ekonomisinin orta vadeli hedefleri de belirginleşti. Bunları az çok biliyorduk. İlk kez yönetim tarafından açıkça telaffuz edildi.
Medyaya “beş-beş-beş” sloganı ile taşındı. Büyüme, enflasyon ve dış açığın milli geliri oranı için konan hedeflerdir. Ekonomi yüzde 5 büyürken enflasyonun ve dış açık/GSYH oranının yüzde 5 düzeyinde kalması anlamına geliyor.
Yakın gelecekte üç hedef arasında tutturulması en kolayı enflasyondur. Geçen yıl da söyledim. Enflasyon cephesi sakindir. Ortalıkta dolaşan bilgi kirliliğine aldırmayın. Ancak diğer ikisi için aynı şeyi söyleyemiyorum. Mevcut koşullarda onlara ulaşmak zor duruyor.
Enflasyon raporu
Haberin Devamı