Küresel ekonomik gündem iyice yoğunlaştı. İlgimi çeken birkaç haberin altını çizeceğim. Bence en önemlisi “kriz kâhini” Roubini’nin yeni tahminidir. Bir ay içinde Çin hükümeti Yuan’ın değer kazanmasına izin verecek dedi. Bir kenara yazın.
Euro bölgesi ile küresel mali piyasalar arasındaki savaş kızışıyor. İki gün önce Wall Street’in büyüklerinin üye ülkeler tahvil ihalelerinden dışlandığı açıklandı. Ne demişler; bir atlarsın çekirge, iki atlarsın çekirge...
Dün ise mali piyasalar euro üstüne spekülatif oyunlara girmekle suçlandı. Kamu kâğıtlarında ödeme riskine karşı sigorta sağlayan türev ürünlerin (credit-default swap CDS) yasaklanması talep edildi. Başarılı olacaklarını sanmıyorum.
Ben demiştim
Esas bomba haberi dün sabah radyoda duydum. Yılan hikâyesine dönen IMF anlaşması rivayetlerine nihayet son nokta kondu. Türkiye ile IMF arasında görünür gelecekte bir standby anlaşması imzalanmayacağını iki taraf birden açıkladı.
Yılan hikâyesi diyorum çünkü 19’uncu anlaşmanın bittiği 11 Nisan 2008 tarihinden bu yana tartışılıyor. Aslında daha gerilere, 2007 sonbaharına kadar gidiyor. Yeni anlaşma isteyenler eskisi bitmeden tam saha pres uygulamasına geçmişlerdi.
Türkiye’nin yoluna IMF’siz devam kararı anlaşmanın zorunluluğunu savunan kesimler için hezimettir. İki buçuk yıl bıkmadan usanmadan baskı yaptılar. Temcit pilavı misali, aynı argümanları evirip çevirip yeniden dolaşıma soktular. Sonuç: Hüsran...
Bu konuda ilk yazım 4 Mayıs 2008 tarihini taşıyor: “IMF’e Gerek Yoktur”. Sonrasında aynı içerikte beş yazım daha çıktı. Onun dışında çok yazımda küçük dokundurmalar yaptım. “IMF lobisi” deyimini yerleştirdim.
İki farklı temayı ayırt etmek gerekiyor. İlki bir tavırdı: IMF’le anlaşmanın yanlış ve yararsız olduğunu savundum. İkincisi bir tahmindi: Ben istesem bile Erdoğan hükümetinin IMF’le bir anlaşma imzalamayacağını söyledim. Bu kez talih bana güldü.
Gündem rahatladı
Tekrarlayalım. Hükümeti IMF’le anlaşmaya zorlama çabaları abesle iştigaldi. Bir bardak suda kopartılan yapay fırtına ekonominin gerçeklerinden tümü ile kopuktu. Üstelik gündemi meşgul ederek esas sorunların tartışmasını engelliyordu.
Dün mali piyasaların tepkisi söylediklerimin kanıtıdır. Bir an için düşünün. Küresel piyasalar zaten tedirgin, üstüne IMF’siz devam haberi geliyor. Lobinin söylediklerine inanan bir vatandaş ne bekler? Kur tırmanır, borsa çöker vs.
Ne oldu? Son baktığımda dolar ve euro’daki artış bir kuruşa bile ulaşmamıştı. Sıradan günlerde daha çok hareket oluyor. Aynı şeyi borsa için de söyleyebiliriz. IMF anlaşmasına biçilen değeri böylece öğrendik: Sıfır.
Tarihi bir karardır. Türkiye ekonomisinde bir dönemin bittiğinin resmen tescilidir. Geçmişte verdiği destek için IMF’e teşekkür ederiz. Büyüklük bizde kalsın, yaptığı hataları da affedelim. Ama tekrar eline düşmemeye çalışalım. Hayırlı olsun.
Elveda IMF!
Haberin Devamı