“Ekonomik paket” üzerine

Haberin Devamı

Gelen tüm veriler ekonomik faaliyetlerde ciddi bir yavaşlamayı işaret ediyor. 2008’in ikinci yarısında büyüme hızının eksiye döneceği kesinleşti. Daha çok küçülmenin boyutu ve süresi tartışılıyor.

Böylece Türkiye ekonomisinin yakın geçmişindeki kesintisiz büyüme dönemlerinin en uzunu sona eriyor. Bu büyüme dalgası 6.5 yıl (otuz çeyrek) sürdü. Üstelik, yüzde 5,7 gibi yüksek bir ortalama büyüme hızı tutturuldu. Ayrıntılarına ay ortasında üçüncü çeyrek milli geliri açıklandıktan sonra bakacağız.

Resesyonun piyasaları etkisi altına alması iktisat politikası tartışmalarını da dönüştürdü. Örneğin daha önce istikrar isteyen kesimler şimdi resesyon-karşıtı konjonktür politikaları talep ediyorlar. Bu bağlamda yer alan IMF anlaşmasını daha önce yazdım.

Sonuçta ortaya bir “ekonomik paket” muhabbeti çıktı. İktisat politikası tartışmalarının doğasında zaten siyaset vardır. Karşılıklı eleştiriler havada uçuşmaya başladı. “Ambalajı” bile konuşuluyor.

Resesyona karşı...

Resesyon deyince iktisatçıların aklına talep yetersizliği gelir. Bir ihtimal şu ya da bu nedenle dış talebin düşmesidir. İhracat için yapılan üretimin gerilemesine yol açar. Küresel krizle birlikte bu zaten oluyor.

Daha önemlisi iç talebin azalmasıdır. Gene şu ya da bu nedenle özel tüketim ve özel yatırım harcamaları düşer. İç piyasaya yönelen mal-hizmet üretiminin gerilemesine yol açar. Halen bu da fiilen oluyor.

Resesyonla mücadele için talepteki düşüşü denetim altına alacak para ve maliye politikaları devreye sokulur. İlki Merkez Bankası’nın faizi indirmesidir. Gevşek para politikası özel kesimin kredili harcamalarını teşvik eder. Ancak yavaş çalışır. Bazen etkisi de kısıtlı olabilir.

Daha hızlı çalışan ve etkili olma ihtimali daha yüksek olan maliye politikasıdır. Özel kesim talebindeki gerilemenin üretim üstündeki olumsuz etkisini telafi edecek şekilde bütçe disiplini bozulur. Vergiler iner ya da kamu harcamaları artar.

İngilizce “stimulus” sözcüğü kullanılır. Dürtü, uyarıcı, tahrik edici, canlandırıcı anlamına geliyor. Devlet yarattığı ek taleple ekonomiyi dürtüklüyor ve küçülme kısır döngüsünü durdurmaya, ters yöne çevirmeye çalışıyor.

Tercihler önemli

Resesyon-karşıtı konjonktür politikasının başarısında para ve maliye politikaları arasındaki eşgüdüm özellikle hayatidir. İkisinin de genişletici etki yapacak şekilde tasarlanmaları gerekir. Hangi sıra ile gevşetildikleri de sonucu çok etkiler.

Diğer sorun kısa ve uzun vadeli hedeflerin çok açık şekilde saptanmasıdır. Özellikle bir tehlike öne çıkar. Resesyon-karşıtı politikanın varolan dengesizlikleri çözecek yerde sadece günü kurtarması mümkündür. Yarın sorunlar ağırlaşarak geri döner.

Resesyondan zarar gören kesimlerden hangilerine öncelik tanınacağı bir başka zor tercihtir. Haklı olarak herkes kendi sorunlarını öne çıkartır. Siyasi iktidar hedef-araç bileşimini göz önünde tutarak bir sıralama yapar.

Tercihleri özetleyelim. Politika bileşimine karar verilecek: Para mı, maliye mi, ikisi de mi, hangi sıra ile vs. Düzeltme hedefleri belirlenecek: Dış denge mi, dış finansman mı, iç talep mi, dış talep mi, enflasyon mu vs. Desteklenecek kesimler seçilecek: Sanayi mi, tarım mı, hizmetler mi, KOBİ’ler mi, çalışanlar mı vs.

DİĞER YENİ YAZILAR