Çin Yuan’ın değer kazanmasına gerçekten izin verecek mi? Rivayetler muhtelif. G-20 toplantısı öncesi halkla ilişkiler operasyonu olarak gören çok. Nitekim Yuan değer kazanınca bankaların döviz alımına geçtiği söyleniyor. Sevinmek için erken duruyor.
Hafta sonunda Kanada’da G-20 toplanıyor. Birkaç gün dünya kamuoyunu meşgul eder. Mali kriz sırasında her ülkenin yapması gereken acil işler öne çıkmıştı. Bu aşamada iktisat politikalarının küresel eşgüdümü kritik hale geldi. Somut gelişme olur mu? Sanmam. Türkiye’de giderek genişleyen bir kesim en büyük sorunun aşırı değerli TL olduğunu kabul ediyor. Müdahale isteyenler artıyor. Öneriler geliyor. Beklenmedik isimlere raslıyoruz. Eskisi gibi dalgalı kur tabusunun arkasında saklanmak zorlaşıyor. İyi haberdir.
İstihdam yazım üzerine Seyfettin
Gürsel aradı. Mayıs’ta Betam’ın yayınladığı bir çalışmasını internetten indirmemi söyledi. “Tarım istihdamındaki artış bilmece ama diğerlerinin açıklaması var” dedi. Konu çok ilgimi çekiyor. Mutlaka geri döneceğim.
Brüt borç sabitlendi
Mayıs sonu merkezi yönetim borç stoğu Hazine tarafından açıklandı. Bir süredir borç göstergelerine bakmıyorduk. Nedeni biliniyor. Türkiye artık düşük borçlu ülkeler sınıfına geçti. Gözler ABD’nin, İngiltere’nin, İtalya’nın vs. kamu borçlarına çevrildi.
Yayınlanan Hazine’nin brüt borcudur. Net borç 2009 sonunda kaldı. Haftaya ilk çeyrek milli geliri ile birlikte net borç verilerinin de çıkmasını bekliyoruz. Ama brüt borcun seyri de yeterince bilgi veriyor.
İlk beş ayda brüt borç 15 milyar TL artışla 457 milyar TL‘ye yükseldi. Artışın 13 milyarı TL, 2 milyarı dövizle borçtan kaynaklanıyor. O arada dolar kuru da yüzde 3 yükselmiş.
Enflasyonu temizleyip reel değişime bakalım. TL borcunda reel artış sıfır. Yani enflasyon düzeltmesi yapınca TL borcunun sabit kaldığı anlaşılıyor. Döviz borcunda ise yüzde 3 reel düşüş var. Dolayısı ile yılın ilk beş ayında toplam borçta yüzde 1 reel azalma gerçekleşiyor.
Tanım gereği borçtaki reel değişimin reel kamu dengesine eşit olduğunu hatırlatalım. İlk beş ayda borcun reel olarak gerilemesi bütçede açık olmadığına işarettir. Net-brüt borç ayrımı mahfuzdur.
Reel faiz sürünüyor
Devlet borcunun reel faizini Hazine her ay farklı borç kategorileri için hesaplıyor. TL/döviz, kamu/piyasa ayırt ediyor. Tahmin edileceği gibi, bunlar içinde TL tahvil ve bonolorı için piyasaya ödenen reel faiz özel önem taşıyor.
2001 krizi ile TL tahvillerinin reel faizi evresel bir rekor kırmıştı. 2003’te ortalama reel faiz yüzde 26.1 oldu. Sonraki yıllarda hızla düştü. 2004’te yüzde 17.1’e, 2005’te yüzde 12.5’a, 2006’da yüzde 9.3’e geriledi.
2007’de tekrar kıpırdadı, yüzde 10,6’ya yükseldi. Ama artış geçici kaldı. 2008’de yüzde 8.2’ye, 2009’da yüzde 6.2’ye indi. Ama esas büyük sürpriz 2010’a sarktı. Ocak-Nisan döneminde TL tahvilinin reel faizi (sıkı durun) yüzde 1.7’ye düştü.
Aşağıdaki grafik, bazı kesimlerin neden düşük faiz dönemine uyum sağlamakta zorlandıklarını da açıklıyor. Beyhude uğraşıyorlar, düşük faiz dönemi başladı. Alışacaklar...
Düşük faiz dönemi
Haberin Devamı