Dünyada dış fazla

Haberin Devamı

Küresel piyasaların “manik depresif” kişiliği depreşti. Bir önceki hafta borsalarda felaket çanları çalıyordu. Bu hafta yerini coşku aldı. Önümüzdeki hafta ne yöne gider? Yoğurdu üfleyerek yemeğe devam ediyorum.

İçeride olumlu hava sürüyor. Gösterge tahvilin faizi yüzde 6.2’ye geriledi. İki yıl vadelidir. Enflasyonda hedefler tutsa bile reel faiz ancak yüzde 1 olur. Faizde alt sınır diyebiliriz. İnsan inanmakta zorlanıyor. Döviz sepeti de 2.05 TL civarında sakin seyrediyor.

Bu satırları Kars’ta yazıyorum. Kafkas Üniversitesi’nde Türkiye ekonomisi üzerine bir konuşma yaptım. Üniversite hızla gelişiyor ve güçleniyor. Kentin sosyal yaşamına da çok katkı yapıyor. Akşam Karstore’da hoş bir gece geçirdik.

Dış fazlada ilk on

Perşembe dünyada dış açığa baktık. The Economist’in verilerini kullanarak ilk on ülkeyi sıraladık. Tabloya üç önemli oranı daha ekledik: dış açığın, bütçe dengesinin ve özel kesim gelir-harcama dengesinin milli gelire oranı.

Bazı ülkelerde dış açık mutlaka başkalarında dış fazla demektir. O nedenle resmin tamamlanması için bugün dış fazlaya dönüyoruz. En büyük on ülkeyi sıralıyoruz. Toplamı 1.1 trilyon dolar ediyor. Tablonun en altında Türkiye verilerini hatırlattım.

Dış fazla liginin lideri Almanya’dır. Uzun süre başı Çin çekmişti. Ama küresel kriz sonrasında Çin büyümeyi sürdürmek için iç talebi canlandırdı. Almanya ise buna yanaşmadı. Böylece Çin’i ikinciliğe attı.

Euro bölgesinden Hollanda da ilk ona giriyor (Yedinci). Dış açığın ilk onunda ise euro bölgesinden üç ülke vardı: Fransa, İspanya ve İtalya. Euro Bölgesi’nin temel makro dengesizliğini iyi yansıtıyor.

İlk onda üç petrol ihracatçısı yer alıyor: Suudi Arabistan, Rusya ve Norveç. Ama İsviçre, Singapur, Tayvan ve Japonya gibi doğal kaynağı kısıtlı ülkeler de var. Dış fazlanın milli gelire oranında Suudi Arabistan açık ana birincidir: Yüzde 23. İlginçtir; onu Singapur izliyor: Yüzde 16.4. Doğal kaynak zenginliği ile dış fazla arasında ilişki olmadığı açıktır.

Özel tasarrufun önemi

Keza dış fazla ile bütçe dengesi arasında da anlamlı bir ilişki görülmüyor. Örneğin dördünün bütçe açığı Türkiye’den büyük (yada eşit) çıkıyor. Japonya yüzde 9.5 gibi rekor bütçe açığına rağmen dış fazla veriyor.

Buna karşılık özel kesim gelir-harcama dengesi etkili olduğu hemen görülüyor. İlk onun hepsinde denge artı veriyor. Yani özel kesim gelirinin altında harcama yapıyor. Altısında bu oran yüzde 10’u aşıyor. Birinci ise Singapur: Yüzde 15.5.

Neden böyle oluyor? Neden bazı ülkelerde özel kesim gelirinin altında, başkalarında ise üzerinde harcama yapıyor? Bu sonucu hangi iktisat politikaları etkiliyor? Türkiye’nin dış açık sorununu çözebilmesi büyük ölçüde bu sorulara doğru cevaplar bulunmasına bağlıdır.

DİĞER YENİ YAZILAR