Döviz kuru polemiği

Haberin Devamı

John Hopkins Üniversitesi’nden Steve Hanke Türkiye’yi sık ziyaret eder. Mayısta Forumİstanbul’da aynı panelde yer aldık. İzmir’deki konuşması dün medyaya yansıdı. Başkakan Erdoğan’ı IMF’le anlaşmadığı için kutluyor. “IMF lobisinin” canı sıkılmıştır.

ABD mali piyasalarında yeni bir balon oluştu mu? Fed Başkanı Bernanke de konuştu. “Varlık fiyatları normal, şişme görmüyorum” dedi. Arşive baktım. 2005 yılında konut fiyatlarında balon olmadığını söylemişti. Ne diyelim, hayırlısı...

Para Politikası Kurulu bugün toplanıyor. Piyasanın “faiz toto” anketinden çeyrek puan indirim çıktı. Bugün alınacak karar para politikasının bundan sonraki seyri açısından önemli bir işarettir. Bana yarım puan indirim daha gerçekçi geliyor.

Dış açık bilmecesi

Türkiye’de döviz kuru tartışması hiç bitmez. Aniden alevlenir. Gene öyle oldu. Ankara’da yapılan toplantıda küçük çapta bir polemik yaşandı. Merkez Başkanı Yılmaz ve Devlet Bakanı Çağlayan’ın söylediklerinin ayrıntıları dün gazetelerde yer aldı.

Tartışma Merkez Bankası’nın ithalat üzerine yaptırdığı bir araştırmadan kaynaklanıyor. Özeti şöyle: İthalat artışının esas nedeni döviz kuru değil, yapısal etkenlerdir. İlgilenenler Başkan Yılmaz’ın konuşma metnine internetten ulaşabilir.

Ortadaki sorunu hepimiz biliyoruz. 2001 krizi sonrasında Türkiye çok kritik reformlar yaptı. Kamu maliyesi toparlandı. Enflasyon tek haneye indi. Küçümsenmeyecek bir büyüme ivmesi yakalandı. Ekonominin kırılganlığı azaldı.

Ancak, bu olumlu resmi bozan bir başka gelişme daha oldu. Dönem boyunca ithalat ihracattan çok daha hızlı arttı. Bu da cari işlemler açığını kelimenin tam anlamı ile patlattı. Ekonomik istikrarı tehdit edebilecek düzeye tırmandırdı.

Neden böyle oldu? Kamuoyu bu soruya cevap arıyor. İstikrar için ödenen bunca bedele rağmen dış açık sorununun giderek ağırlaşmasını anlamıyor. Nedenlerini öğrenmek, sorumlularını saptamak istiyor. Bence çok haklıdır.

Kabahat kimde?

Lafı uzatmaya gerek yok. Başlangıçtan itibaren, birbirinden çok net çizgilerle ayrışan iki farklı görüş oluştu. Farklı ortamlarda bu iki görüş çatışıyor. Aslında bunları da yakından biliyoruz.

Bir kesim dış açığı aşırı değerli TL’ye bağlıyor. Kur düzeyinin ihracatı zorlaştırıp ithalatı teşvik ettiğini savunuyor. Neden olarak Merkez Bankası’nın faizleri yüksek tutmasını gösteriyor. Kabahat yanlış para politikasındadır diyor. Ben de bu kesimdeyim.

Diğer kesim dış açığın para politikası hatalarına bağlanmasına karşı çıkıyor. Dış açığın oluşumunda döviz kurunun payının az, yapısal nedenlerin payının çok olduğunu söylüyor. Bekleneceği gibi, Merkez Bankası bu kesimde yer alıyor.

Sanırım gerginliğin nedeni kavradınız. Araştırma masum değil. “Döviz kurunu bırakın, dış açığın esas kabahati ithal girdiyi tercih eden, kaliteli mal üretmeyen siz sanayicilerde” demeye getiriyor. Sanayiciler de itiraz ediyor. Siz ne yapardınız?

DİĞER YENİ YAZILAR