Küresel piyasalar şaşırtmaya devam ediyor. Borsalar haftaya düşüşle başladı. Moralleri neyin bozduğu anlaşılmadı. Döviz piyasasında doların euro (ve diğer paralar) karşısında değer kazanması deniyor. Aradaki bağlantıyı kurduğumu söyleyemem.
8-10 Temmuz’da London School of Economics, 2008 Nobel Ödülü sahibi Profesör Paul Krugman’ı ağırladı. Türkiye’de bile medyaya yansıyan “ABD sonbaharda resesyondan çıkabilir” öngörüsü oradaki uzun konuşmasından alıntılandı.
Yaşasın internet! www.lse.ac.uk adresinde konuşma ve soru-cevap üç ayrı video halinde izleniyor. Ayrıca sunumları da indirmek mümkün. Toplam dört saatten fazla sürüyor. İlk iki bölümü çok beğendim. Üçüncüsü bu akşama kaldı.
Türkiye’de gündem yoğun. Dün Mart iş gücü anketi ve Mayıs bütçe gerçekleşmesi yayınlandı. Başbakan Yardımcısı Babacan döviz kredileri ve kredi kartı boçlarına yönelik yeni uygulamaları açıkladı. Bugün Para Politikası Kurulu faiz kararı için toplanıyor.
Döviz açığına ne oldu?
Geçen hafta Nisan ödemeler dengesi açıklandı. Dış açıkta hızlı düşüş artık haber niteliğini kaybetti. O nedenle yazmaya niyetli değildim. Bilgisayarda posta kutumu temizlerken üç beş ay önce gelen raporlar gözüme çarptı. Fikrimi değiştirdim.
Neler yazılmış neler! Hepsi aynı analizi yapıyor. 2009’da Türkiye’nin büyük döviz açığı var. Dış krediler çevrilemez. Hükümet acilen IMF’yle anlaşmak zorundadır. Aksi halde döviz kurunu tutmak imkânsız olur. Martta dolar 2.5 TL’ye fırlar. Vs, vs.
Halbuki 2009’un ilk yarısının sonuna geldik. IMF’le anlaşma yapılmadı. Gecelik faizler tek haneye indi. Bütçe rekor açık veriyor. Üstüne yerliler döviz alıyor. Bütün bunlara rağmen dolar 1.50-1.60 TL arasında salınıyor.
Mali piyasa analizleri böyle oluyor. Yeni raporlara bakıyorum. Bu kez tam tersi yazılıyor. Söz birliği etmişcesine “2009’da Türkiye’nin dış finansman sorunu yoktur” deniyor. Tabii ki IMF’le anlaşmanın zorunluluğu yine vurgulanıyor.
Türkiye dış borç ödüyor
Dört aylık cari işlemler açığı 2.7 milyar dolar çıktı. Geçen yıl 17.5 milyar dolardı. Yani dış açık takriben 15 milyar dolar azaldı. 2009’da dış açığı 10 milyar doların altında kalacağına kesin gözle bakabiliriz.
Ocak-Nisan dönemi yabancı sermaye ve hisse senedi girişi 3 milyar dolar tutuyor. Buna karşılık kamu kesimi 3.5 milyar dolar, özel kesim 6.7 milyar dolar borç geri ödüyor (2.5 milyar doları reel kesimin). Toplam geri ödenen borç 10.2 milyar dolar tutuyor.
Haklı bir soru var. Cari açık artı borç dışı sermaye girişi 300 milyon dolar fazla verirken 10.2 milyar dolar hangi kaynakla ödendi? 4.1 milyar dolar döviz rezervlerinden, geriye kalan 5.9 milyar dolar ise ünlü “net hata noksan” kalemindeki fazladan sağlanıyor.
Bir not: “Net hata noksan” kalemindeki dalgalanmaların tefsirinde zorluk çekildiğini izliyorum. Daha önce yazdım. Makul sınırlar içinde kaldığını, kayda değer bir sistematik hata görmediğimi söyleyebilirim.
Dış denge gözlemleri
Haberin Devamı