Dış açık ve dış politika

Haberin Devamı

Euro Bölgesi tekrar karıştı. Yunanistan ve İrlanda’dan sonra Portekiz mali piyasaların hedefi oldu. Sıranın ona geleceği zaten biliniyordu. Parite hemen 1.30’un altına geriledi. Euronun değer kaybı bölge ekonomilerini olumlu, Türkiye’yi olumsuz etkiler.

Kasım ayı dış ticaret endeksleri TÜİK tarafından açıklandı. Geçen yıla kıyasla ihracat hacminde küçük (yüzde 4), ithalat hacminde büyük (yüzde 27) artış var. Takvim ve mevsim etkisini temizledim. Ekim’e kıyasla ihracat aynı kalıyor. İthalat yüzde 7 artıyor. Dış ticaretteki tehlikeli gidişatı doğruluyor.

TÜİK yoksulluk araştırması 2009 yılı sonuçlarını yayınladı. Ayrıntılar medyaya yansıdı. Krizin özellikle kırsal kesimi fena vurduğu görülüyor. 2008’den 2009’a fert yoksulluk oranı kentte yarım puan düşüyor (yüzde 9). Kırda dört puan artıyor (yüzde 39).

Döviz kurunun yeni yıla nasıl başlayacağını merak ediyordum. Para politikasında değişim Noel dönemine rasladığı için bu hafta önem kazanmıştı. Neyse, döviz sepeti 1.80 TL düzeyini korudu. İyi haberdir.

İktisatlılar Evi

1962’de liseyi bitirdiğimde ekonomi eğitiminde akla iki okul gelirdi: Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) ve İstanbul’da İktisat Fakültesi. Nerede okuyorsun sorusuna İstanbul Üniversitesi demezdik. İktisat Fakültesi yeterli olurdu.

50 yılda yüksek eğitimde çok şey değişti. Üniversite sayısı patladı. O arada YÖK fakülte adlarına üniforma giydirdi. Ama bizim fakülte en azından ismini koruyabildi. Ülkenin tek İktisat Fakültesi olmayı sürdürdü.

Perşembe günü İktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti IFMC tarafından düzenlenen yemekli sohbet toplantılarının 81.incisine katıldım. Beyoğlunun göbeğinde, Ayhan Işık sokakta yeni açılan İktisatlılar Evine gittim. Camiaya böyle güzel bir eser kazandıran yönetimi kutluyorum.

Bildiğim kadar IFMC en eski mezun derneklerinden biridir. İktisat okuryazarlığına büyük katkısı olmuştur. Her yıl düzenlenen İktisat Haftası güncel sorunların tartışıldığı önemli bir forumdur.

Dış fazlan kadar konuş

Toplantılarda izleyicilerden gelen sorular özellikle yararlıdır. Ufuk açar. Toplumun nabzını tutmayı sağlar. Gene öyle oldu. Hepsini aktarma olanağım yok. Ama birini sizlerle paylaşmak istedim.

Dünya siyasetinde ve küresel ekonomide taşların oynadığını, güç dağılımının değiştiğini herkes görüyor. Dolayısı ile Türkiye’nin yeri ve yeni dış politika açılımlarının gerçekçiliği sorgulanıyor.

Nüansları kaçırma pahasına basitleştirelim. Türkiye ekonomik ve siyasi açıdan bölgesel (hatta küresel) düzeyde lider ülke, yani bir güç merkezi olabilir mi? İçeride ve dışarıda bu soruyu olumlu yanıtlayanlar olduğu biliniyor.

Bekleneceği gibi uzun ve karmaşık bir analizle cevapladım. Ekonominin ve dış politikanın farklılıklarını vurguladım. Ayrıntılara girecek yerim yok. Önemsediğim bir temayı kısaca paylaşmak istiyorum.

Siyasi gücün bir koşulu da küresel mali piyasalardan göreceli bağımsızlıktır. Bunun da yolu tektir; cari işlemler dengesinin küçük de olsa fazla vermesidir. Dış dengesini tutturamayan bir ülkenin dış politikada gücü sınırlı kalır. Gerisi hikayedir.

DİĞER YENİ YAZILAR