Koşulların değişmesi dili zenginleşiyor, uzman terminolojisi günlük yaşama sokuyor. Örnek: Resesyon. Geçmişte ekonomik küçülme ve mali çalkantı beraber gelirdi. Kriz derdik. Bu yıl mali çalkantısız küçülme sayesinde resesyon sözcüğünü öğrendik.
2009’da gündeme yerleşecek yeni bir sözcük daha var: Deflasyon. Türkiye’nin tek deneyimi 1930’ların ilk yarısıdır. Müşterek hafızada iz bile bırakmadı. Tam tersine, 1940’lar sonrası doğan nesiller sadece yüksek enflasyon tanıdılar.
Küresel mali kriz ve ardından gelen ağır küresel resesyon tüm dünyada ciddi bir deflasyon riski yaratıyor. Enerji ve emtia fiyatlarında oluşan balon her yerde enflasyonu yükseltmişti. Balon patladı. Fiyatların yönü hızla aşağı döndü.
Tanımlar
Hemen tanımları verelim. Enflasyon mal-hizmet fiyatlarının bir dönemden diğerine yükselmesidir. Endeks hesaplanırken temsili bir mal-hizmet sepeti kullanılır. Kendi enflasyonunu merak edenler “Enflasyonmetre” ye (http://akat.bilgi.edu.tr) başvurabilir.
Dezenflasyon enflasyon hızının gerilemesidir. Fiyatların yine arttığı ama artış hızının yavaşladığı bir durumu anlatır. Deflasyon ise enflasyonun tam zıddıdır. Mal-hizmet fiyatları bir dönemden diğerine düşer.
Yüksek enflasyonda bile aylık bazda fiyatlar bazen düşer. “Her gördüğün sakallıyı baban zannetme” misali, fiyat endeksinde her düşüş deflasyon değildir. İki sistematik neden, geçici fiyat düşüşlerine yol açabilir.
Bunlardan biri mevsimlik etkilerdir. Yaz aylarında sebze-meyve bollaşınca fiyatları çöker. Bu da enflasyonu eksiye çevirir. Diğeri döviz kurudur. TL değer kazanınca ithal mallar ucuzlar. Enflasyon gene eksiye geçer.
Başladı mı?
Geçtiğimiz aralık ayında tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 0,4 ve üretici fiyatları (ÜFE) yüzde 3,5 düştü. TÜFE endeksin başladığı 2003 yılından bu yana ilk kez Aralık’ta eksi çıktı. ÜFE’de ise endeksteki en büyük aylık düşüş gerçekleşti.
Grafik, olayın anlaşılmasını kolaylaştırıyor. 2007 ortalamasını 100 alıp TÜFE ve ÜFE endekslerini yeniden hesapladım. Grafikte yıllık değişmeler değil, endeks değerleri görülüyor. Aynı mantıkla döviz sepetini (0,5 $ + 0,5 E) endeks haline getirdim.
TÜFE yılın ilk beş ayında yükseliyor. Yaz aylarında sabitleniyor. Sonbaharda tekrar kıpırdıyor. Aralıkta aşağı dönüyor.
ÜFE temmuza kadar TÜFE’den daha hızlı yükseliyor. Ağustostan itibaren hızla gerileyerek TÜFE’nin altına iniyor. Beş ayda (temmuz-aralık) ÜFE’de birikimli düşüş yüzde 6,1’e ulaşıyor.
Döviz kuru ocak-mart arasında yükseliyor ama ağustosta yılbaşı değerine geri dönüyor. Ağustos-aralık arasında ise TL yüzde 24,8 değer kaybediyor.
Olay çok çarpıcıdır. Temmuz sonrasında kurun yüzde 25 yükselmesine rağmen üretici fiyatları yüzde 6 düşüyor. Benim burnuma deflasyon kokusu geliyor. 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarının müellif ve bekçilerinin bu mızrağı hangi çuvala sığdıracaklarını merakla bekliyorum.
Deflasyon
Haberin Devamı