CHP’ye bir bakış

Haberin Devamı

CHP’nin dün toplanan kurultayı beni eski günlere götürdü. 1987-92 arasında SHP’de siyaset yaptım. İnönü-Baykal çekişmesinin en yoğun olduğu günlerdi. Parti için tartışmalarda taraf oldum. Baykalcılarla göğüs göğüse (birkaç kez omuz omuza) mücadele ettim.

Bugün bile güncelliğini koruduğunu düşündüğüm Sosyal Demokrasi Gündemi (İstanbul 1991, sanal baskısı için bak. http://akat.bilgi.edu.tr) o dönemin ürünüdür. Eylül 1990’da çok kritik bir kurultay yapılmıştı. Ondan hareketle SHP’nin program, zihniyet ve örgütlenme zafiyetlerine çözümler önerdim. CHP’nin yeniden açılışını da yakından izledim. Ama gördüklerim hoşuma gitmedi. O cenahtan geri dönmemek üzere ayrıldım. Kuruluşuna katıldığım Yeni Demokrasi Hareketi’ne seçmen 1995’de oy vermeyince aktif siyaseti hepten bıraktım.

Şunu söylemek istiyorum. CHP’de olup bitenlere kendimi taraf hissetmiyorum. ‘Öyle olsun ya da böyle olsun’ diye bir talebim de yok. Sadece olayın nedenlerini ve sonuçlarını anlamaya çalışıyorum.

Kim kime mahkum?

CHP ile ilgilenenler arasında bir konuda fikir birliği oluşmuşa benziyor. CHP’nin sorunları Baykal’ın ya da arkadaşlarının ya da diğer CHP yöneticilerinin kişiliklerinden kaynaklanmıyor. Daha derinlerde yatıyor.

Buna katılıyorum. Nedenleri üstüne analizimi okuyucularımla paylaşmak istiyorum. CHP gerçeğinin ana eksenlerini kısaca tanımlayarak başlayalım.

Parti, ne kadar kötü yönetilirse yönetilsin yüzde 20 civarında oy almaktadır. Çünkü kendi cenahında rakipsiz durumdadır. DSP’nin daha da ciddi sorunları olduğu bilinmektedir. Neticede seçmeni CHP’ye mahkumdur.

Parti mali açıdan seçmeninden ve teşkilatından bağımsızdır. Partinin olağan işleyişi ve seçim harcamaları için gerekli kaynaklar Hazine tarafından sağlanmaktadır. Yani parti yönetimi seçmene ve teşkilata mahkum değildir.

Partinin seçimlerde gösterdiği adayların seçmenler, üyeler ya da yerel örgütlerce saptanmasını sağlayacak bir hukuki zemin yoktur. Adayları üst yönetim, daha doğrusu genel başkan seçer. Velhasıl parti teşkilatı yönetime mahkumdur. CHP ilginç bir siyasi parti tipidir. Ne dese ve yapsa oy verecek seçmeni, Hazine’den gelen parası ve genel başkanı ebediyen o göreve seçmek üzere oluşturulmuş bir üye-delege sistemi vardır. Örgüt sözcüğünü kullanmadığıma dikkatinizi çekerim.

Çözüm yolları

Bu nesnel çerçeve değişmeden CHP böyle gider. Yeni genel başkan ya da yönetim kademesi hiçbir şeyi değiştirmez. Çözümün üç eksenini sırası ile görelim.

Rekabet koşulları dönüşür. Daha açık söyleyelim. CHP’nin tapulu seçmenine cazip gelen bir başka siyasi parti ortaya çıkar. Seçmen gidince CHP’de değişim süreci hızlanır. Doğrusu ya ufukta böyle bir gelişme görülmüyor. Partilere Hazine yardımı durur. Parti varolmak için temsil ettiği vatandaşlardan kaynak bulmak zorundadır. Örgüt önem kazanır. Üye ve seçmenlerin etkinliği artar. Gene değişim hızlanır. Bu ihtimal adeta sıfırdır.

Dar bölgeli, iki turlu ve ilk turda önseçimli yeni bir seçim sistemine geçilir. Genel başkanın aday belirleme yetkisini kaybetmesi mevcut yapıyı derhal çökertir. Ama bu yönde en küçük bir işaret bile yoktur.

DİĞER YENİ YAZILAR