Büyüme ve konjonktür

2006 milli gelir verilerini değerlendirmeyi sürdürüyoruz. Geçen yazıda 20 yılın tümüne uzun dönem eğilimler açısından baktık

Haberin Devamı

2006 milli gelir verilerini değerlendirmeyi sürdürüyoruz. Geçen yazıda 20 yılın tümüne uzun dönem eğilimler açısından baktık. 2000 sonrasında ortalama büyüme hızında ciddi bir artış görülüyor. Ama düzeyini kestiremiyoruz. Çünkü son yılda eğilim tekrar inişe geçiyor.

Uzun dönem analizleri için “yapısal” kavramı uygun düşüyor. Kısa dönemli gelişmeler ise “konjonktür” kavramı ile özetlenir.

Ekonominin genel gidişatı da diyebiliriz. Doğallıkla, ekonomi normalleştikçe konjonktürün önemi de artar.

Konjonktür analizinde milli gelir ve bileşenlerinin yakın geçmişteki seyri hayatidir. Ekonominin yönelimleri üstüne en kapsamlı ve güncel bilgileri taşırlar. Bunlardan özellikle yakın geleceğin muhtemel gelişmeleri hakkında ipuçları elde ederiz.

“Saadet zinciri” ve kopuşu
2005 yazından bu yana yazılarımda konjonktürle ilgili sorunlara daha çok yer vermeye başladım. Okuyucularım ana temalarımı biliyor. 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarının ekonomiyi olumsuz bir konjonktüre sıkıştırdığını söylüyorum.

Bir de slogan geliştirdim: “Sanayisiz, ihracatsız, istihdamsız ama enflasyonist büyüme.”

Ama 2005’te tahminlerimin tam tersine gerçekleşti. Tüketim ve yatırım harcamaları patladı. İç talepte sürdürülemez bir balon oluştu.

Balonun başlangıç tarihi 2005’in yaz aylarıdır (üçüncü çeyrek). “Eyvah, Hızlı Büyümüşüz!” (17/12/2005) başlığı ile karşıladım.

2006 başında “saadet zinciri” ifadesini kullandım. 2006 baharında teklediğini, mayıs türbülansı sonrasında koptuğunu iddia ettim.

Durumu daha net görmek için verileri takvim yılı yerine konjonktür dalgasına göre dönemlemek yeterlidir.

Saadet zinciri 2005 üçüncü çeyrekten 2006 ikinci çeyreğe tam dört çeyrek (bir yıl) sürdü. 2006’nın ikinci yarısında geldiği gibi kayboldu.

İç talepte durağanlık
Temmuz 2005 - Haziran 2006 arası dönemde özel nihai tüketim artışı yüzde 11,5’tur. Sadece özel tüketimin büyümeye katkısı yüzde 7,2’dir. Temmuz-Aralık 2006’da ise özel tüketim artışı yüzde 1 ve büyümeye katkısı yüzde 0.7’dir.

Eşdeğer eğilimleri özel kesim yatırımlarında görüyoruz. Saadet zinciri yılında özel kesim makine teçhizat yatırımları yüzde 28,3 artarak büyümeye yüzde 5,8 katkı yapmış.

Son altı ayda ise aynı kalemde artış yüzde 3,7’ye, büyümeye katkı yüzde 0.6’ya düşüyor.

Bu iki kaleme bina ve konut inşaat harcamalarını da ekleyince toplam özel kesim nihai iç talebine ulaşırız.

Saadet zinciri yılında özel kesim iç talebinin büyümeye katkısı yüzde 14,8’dir. Son altı ayda ise yüzde 2,7’dir.

Halbuki saadet zinciri döneminde GSMH büyüme hızı yüzde 8,5’tur.

Özel kesim talebinin büyümeye katkısı 6.3 puan daha yüksektir.

Aradaki fark ithalatla yani dış kaynakla karşılanmıştır.

Son altı ayda ise büyüme yüzde 4,4’e geriledi. Ama özel kesim talebinin katkısı bunun da 1,7 puan altındadır. Özel kesimin borç ödemeye başladığı anlaşılıyor.

Dış denge ile ilişkisine bir başka yazıda değineceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR