Küresel mali piyasalar kötü bir hafta daha geçirdi. New York’ta Dow Jones endeksi 9.700’nin altına indi. Gelişmiş ülke borsaları son altı ayın en düşük değerlerini gördü. Buna rağmen İMKB’nin yatay seyretmesi ilgimi çekiyor. Hayırdır...
Türkiye İhracatçılar Meclisi Haziran’da ihracatın geçen yıla göre yüzde 13 artarak 9.2 milyar dolara yükseldiğini açıkladı. İlk 5 ayda artış yüzde 20’lere ulaşıyordu. Yaz aylarında ihracatın teklemesi ihtimali giderek güçleniyor.
Haziran enflasyonu yarın sabah açıklanıyor. İstanbul Ticaret Odası’nın Geçinme Endeksi’nde gıda fiyatları yüzde 3.5 geriledi. TÜFE’de küçük bir eksi bekliyorum. “Yüksek faiz lobisi” için kötü haberdir. Hani, nerede faiz arttırımları?
Emirgan Sakıp Sabancı Müzesi’nde müthiş bir sergi var. “Efsane İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a Bir Başkentin 8000 yılı ”. Eylül’e kadar açık, uzatacaklarını umut ediyorum. Mutlaka ziyaret edin. Boğaz’a karşı püfür püfür bir de çay içersiniz.
Üç soru, üç cevap
Açıklanan ilk çeyrek büyümesi üzerine çıkan tartışmaları ilgi ile izliyorum. Böyle durumlarda Türkiye’yi çok renkli buluyorum. Hemen taraflar oluşuyor. Tefsirler zıtlaşıyor. Büyüdü mü? Büyümedi mi? Eğlendiğimi bile söyleyebilirim.
Körlerin fil hikayesini bilirsiniz. Bacağını tutan sütuna, kuyruğunu tutan ipe, kulağını tutan çarşafa, hortumunu tutan boruya benzetmiş. Dördü de doğrudur. Ama olayın sadece bir yanını anlatmaktadır.
Milli geliri file benzetebiliriz. Sayı tektir ama bakılan açıya göre en az üç farklı resim elde edilir. Karşılaştırmada kullanılan zaman dilimi sonucu etkiler. Konjonktürün olağan dönemlerinde etkisi azdır. Kırılma halinde çok etkiler.
Geçmişle karşılaştırarak başlayalım. Bir yıl öncesine göre üretim yüzde 11.7 artmıştır. Yüksek bir büyüme hızıdır. Nereden bakarsak bakalım başarıdır. Değildir demek anlamsızdır. Geçen yıl Türkiye ekonomisi büyüdü mü? Cevap kesindir: Evet.
İki yıl öncesine gidelim. Neden iki yıl? Çünkü kriz öncesi zirvedir. Resim değişiyor. İlk çeyrek milli geliri 2008’in yüzde 4.5 altındadır. Ekonomi küçülmüştür. Tersini söylemek abesle iştigaldir. Krizin hasarı telafi edildi mi? Kesinlikle hayır.
En yakın geçmişe yani 2009 sonuna bakalım. Takvim ve mevsim etkisi temizlenmiş veriler gerekiyor. Bir önceki çeyreğe göre büyüme yüzde 0.1’dir (yıllandırılmış yüzde 0.6). Çok düşüktür. Ekonomi bugün hızlı büyüyor mu? Cevap gene kesindir: hayır.
Resmin tümü budur. Hangisini vurgulayacağınıza siyasi, ideolojik, vs. tercihlerinize göre siz karar verebilirsiniz.
Tarım bilmecesi (devam)
22 Mayıs yazımdan bir alıntı: “İki yılda istihdam 1.4 milyon, işsizler 1 milyon yükseliyor. İstihdam artışı tarım ve tarım-dışı arasında eşit bölünüyor. 700 bin. İkinci bilmece: tarımda istihdam neden artıyor? Türkiye “tarımlaşma mucizesi” (!) mi keşfetti?
Şimdi elimizde tarımsal katma değer verileri var. Geçen yılın ilk çeyreği ile karşılaştırıyoruz. Sabit fiyatlarla tarım kesimi yüzde 3.8 küçülmüş. Buna karşılık tarım istihdamı yüzde 15.1 artmış.
Çok ilginç, değil mi! Tarımda çalışan artarken üretim düşüyor. Dolayısı ile verimlilik o ölçüde azalıyor. Üretimi çalışan sayısına bölüyoruz. Bir yılda tarım kesiminde çalışan başına katma değer (sıkı durun) yüzde 16.4 geriliyor.
“Fakirleşletiren büyüme” diyebilir miyiz?
Büyüme tartışmaları
Haberin Devamı