Son yazımda yılın son Enflasyon Raporu’nun bu hafta (Perşembe) açıklanacağını söyledim. Halbuki önümüzdeki hafta açıklanıyor. Herhalde bir an önce okumayı istediğim için tarihini öne çekmişim! Özür dilerim.
Yazmak istediğim bir sorunu Radikal’de Fatih Özatay gündeme getirdi. Yeni Borçlar Kanunu tasarısı Meclis’te görüşülüyor. Fevkalade önemli bir kanundur. Özel hukukun temelidir. Bir maddesi kira kontratlarını düzenliyor.
Kiracı-ev sahibi ilişkisi serbest piyasayı zorlayan alanlardan biridir. Kiracıyı korumayı amaçlayan kısıtlamalara her ekonomide rastlanır. Yargı denetimi geleneği bizde de güçlüdür. Kira artışları sık sık mahkemelik olur.
Tasarı kira artışını ÜFE’ye (Üretici Fiyatları) bağlıyor. Yanlıştır. Bir: Çok dalgalanır. İki: Hizmetleri kapsamadığı için hayat pahalılığını yansıtmaz. Üç: Bölgesel değildir. Doğrusu kira artışlarında TÜFE’nin (Tüketici Fiyatları) kullanılmasıdır. Mutlaka düzeltilmelidir.
Üçüncü çeyrekte bütçe
İki gelişme gündeme bütçeyi getirdi. Maliye Bakanlığı üçüncü çeyrek (Eylül) bütçe gerçekleşmesini yayınladı. Ardından Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2010 yılı bütçe kanunu tasarısını açıkladı.
Hazine’nin nakit dengesinden üçüncü çeyrek gerçekleşmesi hakkında az çok fikrimiz vardı. Bütçe verileri ile biraz daha ayrıntılı bilgiye ulaştık. Genelde bir sürpriz gözükmüyor. Hatta, benim beklediğimden daha iyi çıktığını söyleyebilirim.
2009’un ilk dokuz ayında bütçe açığı 41 milyar TL oldu. Bakan Şimşek’in açıkladığı gerçekleşme tahminine göre yıl sonunda bütçe açığı 63 milyar TL’ye ulaşıyor. Yani son çeyrek için 22 milyar TL ek bütçe açığı öngörülüyor.
Buna karşılık ilk üç çeyrekte faizdışı dengede 4 milyar TL fazla çıktı. İlginç buluyorum. Benim bildiğim faizdışı fazla sıkı maliye politikasına işarettir. Neyse, yıl sonunda 7 milyar TL açığa dönüşüyor. Yani son çeyrekte 11 milyar TL açık bekleniyor.
2009’da bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 6.6’ya ulaşıyor. Ben yüzde 7 tahmin etmiştim. Faiz-dışı açığın milli gelire oranı ise yüzde 0.8 oluyor. Bu oranın ABD ve İngiltere’de yüzde 10’un üstünde seyrettiğini hatırlatalım.
2010 bütçesi
Orta Vadeli Program uygulaması maliye politikasında belirsizliğin azalmasına önemli katkı yaptı. Bir ay önce Bakan Babacan tarafından açıklanırken 2010 bütçesinin ana çatısını da öğrenmiş olduk.
2010’da bütçe açığı 50 milyar TL’ye iniyor. Çünkü gelirler harcamalardan daha hızlı artıyor. Gelir artışı ise milli gelirin sabit fiyatlarla yüzde 3.5, cari fiyatlarla yüzde 8.7 büyümesine bağlanıyor. Bütçe açığının milli gelire oranı da yüzde 4.9’a geriliyor.
Faiz-dışı dengede 7 milyar TL fazla tahmin ediliyor. Yani bütçede faiz-dışı açık bir tek yılla (2009) sınırlı kalıyor. 2010’da tekrar faizdışı fazlaya dönülüyor. Eskiler gibi yüksek değil, milli gelirin yüzde 0.6’sı. Ama gene de fazla fazladır.
Tartışılacak çok soru var. Hükümetin bütçe hedefleri gerçekçi mi? Vergi artışına gitmeden tutturulabilir mi? Ekonomi sürdürülebilir büyümeye geçmeden faizdışı fazla vermek doğru mu? Para politikası nasıl etkilenir? Zamanı geldikçe cevaplarız.
Bütçe konuşuyoruz
Haberin Devamı