Bütçe açığı ve özel yatırımlar

Haberin Devamı

Kredi notu düşürülen zenginler kervanına Japonya’da katıldı. Pratikte etkisi kısıtlı, sembolik bir uyarı aldı. Japon hazinesinin ihmal edilebilir düzeydeki döviz cinsinden borçlarını kapsıyor. Yen borçlanmasına dokunmuyor.

Küresel krizin sürprizleri bitmiyor. Exxon’u 100 milyon dolar geçen PetroChina 336 milyar dolar piyasa değeri ile dünyanın en büyük şirketi oldu. İlk onda ABD’den Wallmart, AT&T ve Microsoft, Çin’den Bank of China, ChinaMobile ve ChinaPetroleum, Rusya’dan Gasprom, İngiltere’den Shell yer alıyor.

Petrol fiyatları tekrar 150 doları aşar mı? Suudi Arabistan’dan sert bir uyarı geldi. Kendisi dışında petrol üretimine yönelik yatırımların azaldığına dikkat çekiyor. Küresel büyüme başlayınca iki-üç yıl içinde 150 doları aşmasını öngörüyor.

Büyük Buhran’da İngiltere

İktisatçılar arasında çok anlatılan bir hikâye ile başlayalım. Hakikaten oldu mu yoksa sonradan yakıştırma mı doğrusu bilmiyorum. Zaten o kadar önemli değil. Çünkü çoktan bittiğini zannedilen bir dönemin düşünce tarzını gerçekten iyi özetliyor.

1930’ların başında, Büyük Buhran’ın perişan ettiği İngiltere’deyiz. İşsizlik çığ gibi büyümüş. Hükümet sosyal patlamadan korkuyor ve bir şeyler yapmak istiyor. Başbakan bir çözüm yolu olarak kamu harcamalarını artırmayı düşünüyor.

Maliye Bakanlığı’na (İngiltere’de Hazine) danışıyor. Bakanlık devrin önemli iktisatçılarından görüş almaya karar veriyor. Onlara işsizlikle mücadele için kamu harcamalarını arttırmanın ekonomiye etkilerini soruyor.

İktisatçılardan bütçe açığında artışın ekonomiye yararı olmayacağı, tam tersine zarar vereceği cevabı geliyor. Bir tek Keynes itiraz ediyor ama etkili olamıyor. O tarihte geçerli iktisat teorisinin mantığını kısaca görelim.

Ekonomide toplam tasarruf sabittir. Bütçe açığı ile devlet bunun daha büyük bölümünü kullanır. Özel kesim yatırımlarına kalan pay azalır. Demek ki özel yatırımlar bütçe açığı kadar azalır. Dolayısı ile toplam talep değişmez. Sadece kamu borcu ve faiz artar. Bu olaya devletin özel kesimi mali piyasadan kovması (crowding out) deniyor.

2009’da Türkiye

Bu hikâye nereden çıktı diyeceksiniz. Türkiye’de bütçe açığı tartışmalarını izleyince hatırladım. Çünkü üç aşağı beş yukarı sürekli aynı analiz yapılıyor. Kısaca özetleyelim.

Bütçe açığı kamu borçlanmasını artırıyor. Bankalar kaynaklarını Hazine’ye yönlendirince özel kesime verilecek kredi azalıyor. Kredi bulamayan özel kesim yatırım yapamıyor. Neticede büyüme zarar görüyor, kamu borcu artıyor. faiz yükseliyor vs. vs.

Şaşkınlığımı lüften mazur görün. Ben Keynes ve Keynesçiler sayesinde artık bu görüşleri savunan kalmadığını zannediyordum. Belli ki yanılmışım. Keynes-öncesi iktisat Türkiye’de hâlâ hükmünü sürdürüyormuş. Ne diyebilirim?

DİĞER YENİ YAZILAR