Ünlü özdeyiş “tek tek ağaçlara dalıp ormanı gözden kaçırma” der. Yöntemi genel konjonktür değerlendirmesidir. Gidişatın kuşbakışı resmi çekilir. Ayrıntıların esaretinden kurtulunca esas sorunların daha net görmek, can acıtan soruları sormak mümkün olur.
Makul aralıklarla bunu yapmaya çalışıyoruz. Aynı başlığı son Ekim ortasında kullandım. IMF’nin Küresel Mali İstikrar Raporu’ndan küresel dengesizliklere, oradan Türkiye’nin sorunlarına gelmiştik.
İşin ilginci, yine bir IMF raporu var. Resmi adı ile “Türkiye - 2007 Madde IV Görüşmeleri”. IMF’in gelecek için önerdiği politikalar geçmişte uygulattıkları ile özdeş. O arada bugünün sorunları ile geçmiş politikalar arasındaki ilişki sessizce geçiştiriliyor.
Neredeyiz?
2000’den bu yana Türkiye ekonomisi yakın tarihinin tereddütsüz en ciddi dönüşümünü gerçekleştirdi. Enflasyon tek haneye indi. Döviz kuru istikrar kazandı. Kamu borcu geriledi. Ekonomi 5 yıl kesintisiz büyüdü.
Tahmin edileceği gibi, bunların toplumsal bedeli de büyüktü. Kamu kesiminin yedi yıllık toplam faiz-dışı fazlası Aralık 2007 fiyatları ile 300 milyar YTL’ye ulaştı. Başarının gerisinde vatandaşın karşılığında hizmet almadan ödediği vergiler yatmaktadır.
Buraya kadar tamam. Ama hikâyenin devamı da var. Özellikle son iki yılda hiç hesapta olmayan bir dizi sorun birbiri ardından boy gösterdi. Yukarıdaki olumlu genel tabloda nahoş görüntüler belirdi.
TL aşırı değer kazandı. Özel kesim tasarrufları düştü. Ekonominin motoru sanayi ve ihracattan hizmetlere ve inşaata geçti. İstihdam artışı yavaşladı. Sürdürülemez bir dış açık belirdi. Enflasyon tekrar tırmandı.
Neticede Türkiye hızla en kırılgan ekonomi kategorisine geçti. 2006 ortasındaki mali türbülans durumu tescil etti. Faizler yükseldi. Büyüme yavaşladı. Bugün de ekonomik istikrarın devamı tümü ile küresel oyuncuların insafına kalmıştır.
IMF de sorumludur
Neden böyle oldu? IMF’nin sormadığı, soramadığı soru budur. Rapor, önce uygulanan para ve maliye politikalarını, gerçekleştirilen yapısal reformları onaylıyor. Sonra aniden ekonominin bugünkü kırılganlığına geçiyor.
Evet, buraya nasıl geldik? Nedeni bütçe disiplininin yetersiz kalması mı? Yoksa yapısal reformların yetersizliği mi? Diyelim ki öyle, o zaman yabancılar neden TL varlıklarına bu kadar yatırım yapıyor? Bunları cevaplamak gerekmiyor mu?
Uzun süredir bu soruları soruyoruz. Cevabını da veriyoruz. Ekonomiyi bugünkü olumsuz konjonktüre sıkıştıran IMF’nin talepleri doğrultusunda uygulanan yanlış para politikasıdır. Dalgalı kura geçilmesinden bu yana üst üste yapılan büyük para politikası hatalarıdır.
İktisatçıların son altı yılın para politikasını mutlaka otopsi masasına yatırmaları gerekmektedir. Gelişmeler doktorun hastalığa yanlış teşhis koyduğunu açıkça ortaya koymuştur. Ona rağmen aynı tedavide ısrarlıdır. Bence alternatiflere bakma zamanıdır.
Buraya nasıl geldik?
Ünlü özdeyiş “tek tek ağaçlara dalıp ormanı gözden kaçırma” der. Yöntemi genel konjonktür değerlendirmesidir. Gidişatın kuşbakışı resmi çekilir. Ayrıntıların esaretinden kurtulunca esas sorunların daha net görmek, can acıtan soruları sormak mümkün olur
Haberin Devamı