“Big Mac” fiyatını yerinde denetleme sözü vermiştim. Bizim meslekte birinci elden gözlem esastır. Maalesef kar ve soğuktan yapamadım. Reel kur konusuna nasıl olsa geri dönerim. O zamana bırakıyorum.
Hazine, Ocak nakit dengesi gerçekleşmesini açıkladı. Faiz-dışında 5 milyar TL, nakit dengesinde ise 300 milyon TL fazla çıktı. Bütçenin öncü göstergesidir. Hükümetin sıkı maliye politikasını sürdürüyor.
Ocak sonu kredi ve mevduat verileri yayınlandı. Yıllık nominal artış hızı ekonomi yönetiminin arzuladığı düzeye geldi. Enflasyondan arındırınca, son aylarda hem kredi hem mevduat hacminde az da olsa düşüş var. “Yumuşak iniş” senaryosu ile uyumludur.
Bu arada Türkiye ekonomisi için karamsar tahminler revizyon görüyor. Bazıları medyaya da yansıdı. 2012’de “sert iniş” bekleyenlerin sayısında bir ay öncesine kıyasla gözle görülür bir azalış var. Aklın yolu birdir.
2011’in iki önemli göstergesi daha bu hafta yayınlanıyor. Yarın ödemeler dengesinin ayrıntılarını öğreneceğiz. Çarşamba istihdam ve işsizlik serisi tamamlanıyor. Geriye Mart sonunda açıklanan milli gelir kalıyor.
Kriz ve değişim
Ankara gene karıştı. Bir yanda MİT, polis ve özel yetkilerle donanmış yargı, diğer yanda hükümet, muhalefet ve medya arasında tam bir kördöğüşü yaşanıyor. Böyle durumlarda komplo teoricilerine gün doğar. Uç uçabildiğin kadar...
Güvenlikten sorumlu kurumlarının her yerde göreli otonomisi vardır. Aralarında rekabet de sıradandır. Ona rağmen, kamuoyuna karşı genellikle birbirlerini korurlar. Böylesine açık bir çatışmaya girmeleri çok istisnaidir.
Çatışan iç ve dış güvenlik odakları her toplumda daima mevcuttur. İktidar kavgası maddi çıkar kadar inançlardan beslenir. Türkiye’nin yakın ve uzak tarihi bunun örnekleri ile doludur. Ama komployu aslında nesnel koşullar mümkün kılar. Birkaç gözlem yapacağım. Temel neden askeri vesayetin sona ermesidir. Eskiden güvenlik kurumlarında hiyerarşi netti. Nihai kararı asker verirdi. Bırakınca boşluk oluştu. Yerini kim alacak çekişmesi krizle sonuçlandı. Böylece çözüm yoluna girildi.
Toplumlarda değişimin ebesi krizlerdir. Yunanistan’ı hep beraber izliyoruz. Aynı gözlemi yargı için yapabiliriz. Yargıyı denetim dışına çıkartan özel yetkilerin mahzurlarını nasıl öğreneceğiz? Yanlışları düzeltecek arayışın önünü yaşanan kriz açacaktır.
Fişli geçmiş
MİT deyince eski günleri hatırladım. İlk dosyam 1959’da açıldı. Galatasaray Lisesi 9A öğrencisiyim. Vatansever bir sınıf arkadaşımız solcu diye ihbar etmiş. Ertesi yıl ABD’ye burslu gitmek için pasaport verilmeyince öğrendim. Ancak ağır torpille alabildim.
Fişli geçmişim zengindir. 1974-75’de Milli Güvenlik Akademisinde öğretim üyeliği (Doç.Dr.Asteğmen) yaptım. Terhis olunca dersi sürdürmem istendi. Ama MİT’ten sakıncalı raporu gelince vazgeçildi. Bulmacanın çözümünü hayal gücünüze bırakıyorum.
Biraz siyaset
Haberin Devamı