Bayramın ilk günü

Haberin Devamı

Bu yıl yazım Kurban Bayramı’nın ilk gününe denk geldi. Dolayısı ile arefe günü öğleden sonra Bilgi Üniversitesi’ndeki odamda bilgisayarın karşısına geçmek zorunda kaldım. Dışarıda soğuk bir İstanbul havası var. Okul ise sessiz ve bomboş. Tahmin edeceğiniz gibi, elim ekonomi yazmaya bir türlü gitmiyor.

Okula gelmeden, Birinci Levent’teki Köy Çocuklarını Yükseltme Vakfı’na gittim. İlkokulu okuduğum ve bitirdiğim bina şimdi vakfın. Sonra Levent Camii karşısına okul inşa edildi. Eski bina vakfa bırakıldı.

Eski mahallem, faaliyetlerini yıllardır izliyorum. Çok hayırlı işler yapıyorlar. Fakir ama yetenekli köy çocuklarına iyi bir eğitim fırsatı sağlıyorlar. Sadece gönüllüler çalışıyor. İlgilenmek isteyecek hayırsever okuyucularım için telefonlarını veriyorum: (0212) 264 00 15.

Ölmüşlerimizin anısına

Annemden öğrendim. Her yıl arefe günü anneannemin ruhuna kurban adardı. Âdet öyle imiş. Yaşım gereği şimdi görev sırası bana geldi. Arefe günü ailemizin büyüklerini ben anıyorum.

Hayatımda önemsediğim anlardan biri oldu. O nedenle arefe günü İstanbul’da kalmaya çalışıyorum. Vakfın yöneticisi Sevim Hanım’la eski günleri yâd ederiz. Annemi, babamı, ablamı, eniştemi, yeğenimi, velhasıl tüm aileyi yakından tanır.

Sonra bahçeye inerim. Vakıfta yaşayan çocuklarla selamlaşırız. Artık iyice ahbap olduğum kasapla öpüşürüz. Koçların seçimine nezaret ederim. Vekâletimi veririm. Duayı dinlerim. Kurbanın başında dururum.

Her yıl çok duygulanırım. Göz pınarlarımda küçük damlalar belirir. Görülmesini istemem. Bizi büyütüp yetiştirenleri ne kadar çok özlediğimi derinden hissederim. Aradan geçen yılların sevgi bağlarımızı hiç gevşetmediğini tekrar yaşayıp sevinirim.

Yaşlanma işaretleri

Bu yıl duygularım her zamankinden daha keskinmiş gibi geldi. Acaba özel bir neden mi var, farkına varmadığım bir şey mi oldu diye kendimi sorguladım. Doğrusu pek bulamadım. Geçen yıllardan neyin farklı olduğunu çıkartamadım.

Sonra okula gelirken aniden arabada kafama dank etti. Galiba kritik bir yaş sınırını aştım. Eskiler “yaşı kemale erdi” derdi. Ben de artık o kategoriye giriyorum. İsterseniz daha açık söyleyeyim: Yaşlandım. Sev ya da sevme, sonuç değişmiyor. Nüfus kâğıdım eskidi.

İşte böyle sevgili dostlarım. Bugün Bayram; bugün ekonomi yok, siyaset yok, futbol yok, yok oğlu yok... Onların yerine hayatın anlamı üzerine düşünme var, yaşamak ne güzel şey kardeşim demek var, en önemlisi yaşlandığını kabul etmek var...

Tüm okuyucularımın mübarek Kurban Bayramı’nı kutluyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR