Başkan Obama

Haberin Devamı

Başkan adaylığı yarışında Hillary Clinton’a galip geldiği günlerde Obama’yı desteklediğimi yazdım. İçimi ısıttığını, hakkım olsa seçimde oyumu kesinlikle ona vereceğimi söyledim (8 Haziran 2008).

Obama yanlısı pek çok insan gibi tedirginliğim son ana kadar sürdü. “Acaba bu rüya gerçekleşecek mi?” diye kıvrandım. Seçim gecesi erken yattım. İlk sonuçların açıklanmaya başladığı saatlerde kalktım. McCain’in mağlubiyeti kabul ve Obama’nın galibiyet konuşmalarını CNN’den canlı izledim.

Obama’nın ABD Başkanlığı’na seçilmesine olağanüstü simgesel değer atfedenlere katılıyorum. Biz “tarihi” sözcüğünü severiz. Hatta biraz kolay kullanırız. Ama bu olay hakkediyor. Salı günü ABD seçmeni verdiği oylarla gerçekten tarih yazmıştır.

Etkileri mutlaka ABD dışında da hissedilecektir. Kendi toplumlarında ezilen ve horlanan tüm insanlar için bir umut kıvılcımı yakmıştır. Onları ve onların hakları için mücadele edenleri cesaretlendirmiştir. “Evet, yapabiliriz!” diyenleri arttırmıştır.

Mucize beklemeyin

Fıkrayı bilirsiniz. Köyde şarap tartışması çıkmış. Bektaşi’yi hakem seçmişler. Birini tatmış ve hemen “diğeri daha iyidir” demiş. İtirazlar edenleri “tattığımdan kötüsü olamaz, o nedenle diğeri mutlaka daha iyidir” diyerek susturmuş.

Halefinin Başkan Bush olması Obama’nın önemli avantajıdır. Hem kendi vatandaşlarının hem geri kalan dünyanın böylesine sevimsiz bulduğu seçilmiş lider hatırlamıyorum. ABD’nin bugünkü halini sekiz yıl öncesi ile karşılaştırmak zaten yeterlidir.

Ancak, Başkan Obama’nın fevkalade zor bir dönemde yönetime geldiği unutulmalıdır. ABD’nin sorunları Bush ve ekibinin kişilik ve zihniyet zafiyetleri tarafından ağırlaştırılmış olabilir. Ancak sadece bunlardan kaynaklandıklarını düşünmek yanlıştır.

Dış politikada ciddi açmazlar sürmektedir. Kendi bölgemize bakalım. İran, Irak, Afganistan, Filistin sorunu, El Kaide, vs. kökleri derinlere giden yaralardır. Çoğu için ortada çözüm haritaları bile mevcut değildir.

Aynı durum ekonomi için geçerlidir. Küresel ekonomide biriken ciddi dengesizliklerin düzeltilmesi zaman alacaktır. Düzeltme sürecinin sancılı geçmesi kaçınılmazdır. Yeni yönetimin yapabilecekleri kısıtlıdır.

Türkiye’ye dersler

Obama’nın çifte seçim başarısı Türkiye’nin en önemsediğim sorunlarından birine tekrar görünülürlük kazandırdı. Çifte, çünkü başkan olmak için önce Demokrat Parti içindeki yerleşik örgütlü güçleri mağlup etmesi gerekiyordu. İlki olmadan ikincisi olanaksızdı.

Buna izin veren ABD’deki seçim sisteminin özellikleridir. İkisi öne çıkıyor. Biri dar bölgedir. Obama gibi parlak, yetenekli ve hırslı gençlerin önünü açar. Parti yönetiminin onları engellemesini zorlaştırır.

Diğeri ilkinin mantıki uzantısı sayılabilir. Tüm seçmenlerin katılabildiği önseçimler Obama’ya parti içi oligarşik yapı dışındaki dinamik toplum kesitleri ile bütünleşme fırsatını verdi. O süreçte partiyi büyüttü ve esas seçimi de kazandı.

Türkiye’de nice Obama’nın lider kadro tarafından kaynakta yokedildiğini hepimiz biliyoruz. Obama ABD’ye başkan seçildi ama Türkiye’de il kongresine delege seçilebileceği bile şüphelidir.

DİĞER YENİ YAZILAR