Aylaklıktan çalışmaya dönmek kolay olmuyor. Kitap okuma bitti. Piyasanın günlük hareketlerine odaklanmak ise zor geliyor. Form tutmaya çalışıyorum. Arada yayınlanmış verilerle uğraşıyorum.
Avrupa borsaları haftaya yükselişle başladı. Euro/dolar paritesi 1.26 düzeyinde yatay seyrediyor. İçeride döviz sepeti 2.05 TL civarında dolaşıyor. 2 TL’nin altında fazla kalamayacağını söylemiştim.
Bernanke’nin piyasaları çok heyecanlandıran Jackson Hole konuşmasını okudum. Kriz sonrası para politikasını savunuyor. Başarısını anlatıyor. Ama krize götüren süreçteki sorumluluğuna hiç değinmiyor. Ayrı bir yazı konusu yapmak isterim.
İngiltere’de Bank of England’a başkan aranıyor. Dünyanın ikinci en eski merkez bankasıdır. The Economist yabancı başkan istiyor. Kanada’nın mevcut, Brezilya ve Polonya’nın eski merkez bankası başkanlarını aday gösteriyor. Nereden nereye...
Enflasyon rayında
Ağustos enflasyon verileri TÜİK tarafından yayınlandı. Piyasa tüketici fiyatlarının yüzde 0,4 artmasını bekliyordu. 0,2 puan üzerinde, yüzde 0,6 geldi. Geçen yıl yüzde 0,7 olmuştu. Dolayısı ile yıllık tüketici enflasyonu yüzde 8,9’a geriledi.
Üretici fiyatlarında ise tersi gerçekleşti. Piyasa yüzde 0,6 artış öngörüyordu. Yüzde 0,3 çıktı. Geçen yıl yüzde 1,8’di. Dolayısı ile yıllık artış 1,5 puan düşüşle yüzde 4,6’ya indi. Kasım 2009’dan bu yana en düşük yıllık artıştır.
Mevcut eğilimler açısından tüketici fiyat artışı ağustos için yüksekçe sayılabilir. Geri planda gıda ve enerji fiyatlarında yükseliş yatıyor. Sadece bu iki kalemin aylık enflasyona katkısı 0.8 puan oldu.
Nitekim çekirdek enflasyonda olumlu eğilim sürüyor. Merkez Bankası’nın önemsediği ÖKTG-I artışı iki aydır eksi çıkıyor (yüzde 0,3). Dolayısı ile yıllık artış yüzde 7,2’ye indi.
Geçen ay Merkez Bankası yıl sonu tahminini yüzde 6,2’ye çekti. Ben yüzde 6 dedim. Ağustos verileri bu sayılarla uyumludur.
Yılbaşında piyasaların “enflasyon patlıyor” gürültüsünü ciddiye almadığım biliniyor. Haklı çıktım. Tekrar vurgulamak istiyorum. 2012’de Türkiye ekonomisinin öncelikli sorunu enflasyon değildir. Değerlenen TL ve yavaşlayan büyümedir.
VATAN 10 yaşında
VATAN’ın ilk sayısı 4 Eylül 2002’de yayınlandı. İlk yazıma “Merhaba” başlığını atmıştım. Sıfırdan kurulan yeni bir gazetenin ilk gününde yer almanın heyecanını yaşıyordum. Doğal olarak tedirgindim. Acaba başarabilecek miyiz korkusu taşıyordum.
Göz açıp kapayıncaya kadar on yıl geçti. Ben de on yıl yaşlandım. Arşive baktım. On yılda VATAN’da 1350 köşe yazım yayınlanmış. Ben severek yazdım. Umarım sizler de keyifle okudunuz.
İyi ki varsın VATAN! Nice on yıllara...
Ağustos enflasyonu
Haberin Devamı