ABD resesyonu kabullendi

Haberin Devamı

Pazartesi gününü yolda geçirdim. İnternete ulaşma olanağım yoktu. Dolayısı ile küresel mali piyasaların beklenen kara gününü canlı izleyemedim. Maalesef salı günü çıkacak yazımı da geçemedim.

Şu sıralarda dünya nefesini tutmuş, başta ABD, küresel mali piyasaları seyrediyor. Mali göstergelerde inanılmaz bir volatilite artışı var. En istikrarlı kabul edilen piyasalarda bile çok ani ve büyük çaplı iniş ve çıkışlar yaşanıyor.

Buna paralel olarak ekonomi gündemi de hızla değişiyor. Örneğin birkaç hafta öncesine kadar ABD’nin resesyona girip girmeyeceği polemik konusu idi. Artık resesyonun başladığı kabul görüyor, süresi ve derinliği tartışılıyor.

Likidite ve batık kredi

Bizim mesleğin özelliklerinden biri, insanı hızla analizini değiştirmek zorunda bırakmasıdır. Tabir caizse, “döneklik” iktisatçılığın doğasında var. Koşullar değişince görüşlerinizi değiştirmekten başka ne yapabilirsiniz ki...

“Resesyon olur” ve “resesyon olmaz” diyenler arasındaki temel fark Ağustos 2007’de ilk işaretleri gelen likidite sıkıntılarına bakıştan kaynaklanıyordu. Biraz basitleştirme pahasına iki tavrı kısaca özetlemek istiyorum.

“Olmazcı” kesime göre ABD ekonomisinin temelleri sağlamdı. Ekonominin sıkıntıya düşmesini engelleyecek rekabet gücüne, esnekliğe, teknolojiye vs. sahipti. Kalitesiz konut kredileri sadece bir likitide sorununa yol açmıştı. Fazla hasara yol açmadan düzeltilebilirdi.

“Olurcu” kesime göre ABD ekonomisinde ciddi makroekonomik dengesizlikler oluşmuştu. Bunlar devasa dış açıkta ve konut fiyatlarındaki balonda somutlaşıyordu. Likidite sorununun gerisinde mali kesimin batık kredi gerçeği yatıyordu. Düzeltmenin acılı ve uzun sürmesi kaçınılmazdı. Bu tartışmayı İngilizce iki sözcüğe indirmek mümkündür: “liquidity” ve “solvency”. İkincisinin Türkçe karşılığı uzun: borçlarını ödeme gücüne sahip olma.

Ne değişti?

Likidite sorunu bilançosu sağlam ve özkaynağı yüksek kuruluşların nakit akımı sıkıntıları anlamını taşıyor. Para politikasını gevşetmek bu sorunların çözümünü kolaylaştırır. Borç ödemede yetersizlik halinde olay başka bir boyuta tırmanıyor. Bilançosu sorunlu yani özkaynağı düşük hatta eksiye düşmüş kuruluşların sorunlarını piyasaya likidite vererek çözmek ise çok zordur. Dönelim ABD’ye. Son haftalarda gelen veriler mali kesim bilançolarında beklenenin çok ötesinde batık kredi biriktiğini ortaya çıkardı. Bu durumun yol açabileceği komplikasyonlar bilindiğinden resesyon beklentileri güçlendi. Baştan beri resesyon bekleyenler arasında olduğumu hatırlatmak istiyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR