ABD’de bütçe kavgası

Haberin Devamı

Nisan istihdam ve işsizlik verileri TÜİK tarafından yayınlandı. Mart-Mayıs dönemini kapsıyor. Hızlı büyüme istihdam yaratıyor. İşsizlik oranı üç yıl sonra tek haneye (yüzde 9.9) geri döndü. Ancak mevsim etkisi düzeltilince yüzde 10 civarında yatay seyrediyor.

Haziran bütçe sonuçları Maliye Bakanı tarafından açıklandı. Bütçenin fazla verdiğini Hazine nakit hesabından öğrenmiştik. Neticede Türkiye 2011’in ilk yarısını 3 milyar TL bütçe fazlası ile bitirdi. 2010’da 15 milyar dolar açık vardı.

Sıkı durun; seçim yılı olmasına rağmen 2011’de bütçe denk çıkabilir. Kısmen hızlı büyümenin vergi gelirlerini şişirmesini yansıtıyor. Varlık affına yüksek talep de ciddi bir katkı yaptı. Ufukta maliye politikasının daha da sıkılması ihtimali gözükmüyor.

Euro bölgesinde üye ülkeler arasındaki bilek güreşi İtalya’ya sıçradı. Felaket senaryoları canlandı: euro dağılır mı? Bunları fazla ciddiye almadığımı yeterince yazdım. Euro/dolar paritesi hala 1.40’ın üzerinde. Böyle dağılmaya can kurban.

ABD farklıdır

ABD kelimenin tam anlamı ile farklı bir ülkedir. Latince “sui generis” ifadesi tam oturuyor. Hükümetin hukuki nedenlerle harcamasını durdurmak zorunda kalmasına başka ülkelerde raslanmaz. ABD’de mümkündür.

The Economist’in geçen sayısında çıktı. Minnesota’da eyalet yönetimi tatil edildi. ABD’de “kapandı” deniyor. Çünkü vali ile eyalet kongresi bütçede anlaşamadı. Eyalet çalışanlarına mecburen ücretsiz izin verildi. Herkes evine gitti.

Geçmişte kısa bir süre için federal hükümetin başına gelmişti. Benzer şekilde, Kongre’nin kabul ettiği bütçeyi Başkan veto etti. Bütçesiz maaş ödemek mümkün olmadığından çalışanlar evlerine yollandı.

Bu kez bütçede ödenek var. Sorun kamu borcuna kanunla tavan konmasından kaynaklanıyor. Kriz dönemi bütçe açıkları sayesinde borç tavana vurdu. Faiz-dışı denge hala açık veriyor. Dolayısı ile hükümet borçlanamayınca ödeme de yapamayacak. O kadar.

Anlaşmazlığın gerisinde maliye politikası ayrıntıları yatıyor. Cumhuriyetçi Kongre mali disiplin için sadece harcamaların kısılmasını yeterli buluyor. Demokrat Obama bir miktar vergi artışı da istiyor. Taraflar bir türlü uzlaşamıyor.

Başkanlık sistemi

Kavganın siyasi kökleri derindedir. Devletin gücünü kısıtlamak ABD’yi kuran felsefenin belkemiğidir. Toplumun siyasi-kültürel genlerine işlemiştir. Devlete güvenmeyi kategorik olarak reddeden kesim bile küçümsenmeyecek sayılara ulaşır.

Başkanlık sisteminin toplumun devlet üzerindeki denetimini kolaylaştırdığını da unutmayalım. Yasamanın yürütmeye bağımlılığı daha azdır. Halbuki parlamenter sistemde hükümet tanım icabı mecliste çoğunluğa sahiptir. İstediği kanunu çabuk geçirir.

Türkiye iyi örnektir. Bir an için kamu borcuna yasal tavan konduğunu varsayalım. Sonra faiz-dışı açık veren bir bütçe ile tavana gelinsin. Hükümetin memur maaşlarını ödememesi gibi bir durum ortaya çıkabilir mi? Asla! Bence başkanlık sistemi lehine güçlü bir argümandır.

DİĞER YENİ YAZILAR