Para Politikası Kurulu faizlerle oynamadı. Karar metninde değişiklikler var. Merkez Bankası kendini daha güvende hissediyor. Enflasyon düşer, hedef tutar diyor. Görünür gelecekte faiz arttırımı olmayacağını ima ediyor. Aylar önceden söylemiştim.
Piyasalar çalkalanıyor, euro sürünüyor ama TL değer kazanıyor. Küresel ekonomide sorunlara rağmen son haftada TL tekrar yükseldi. Türkiye aleyhine seyreden pariteyi de unutmayın. Her gördüğüm “ne oluyor hoca?” diye soruyor. Ben de “hayra alamet değildir” diyorum. Aşırı değerli TL ciddi bir tehdide dönüşüyor.
Uluslararası Yatırım Pozisyonu yayınlandı. Nomura’dan Olgay Büyükkayalı uyarmıştı. Bankalar reel kesimin off-shore şubelerine borcunu azaltıyor. Döviz kredisini içeriden veriyor. Toplam kredilerdeki artışın bir bölümü sanal oluyor.
TÜİK verilerine göre, 2009’da 590 bin çift evlenmiş. 525 bin için ilk evlilik. Ortalama yaş erkeklerde 26.3 ve kadınlarda 23. İstanbullular bir yıl sonra evleniyor. 115 bin çift boşanmış. En yüksek boşanma oranı Ege’de.
Kritik sorular
Bir süredir Türkiye-AB ilişkilerini yazmak istiyordum. 2006 öncesinde favorilerimden biri idi. “AB muhibbi” statüsünü kazanmıştım. Müzakere aşamasında geri plana düştü. Köprülerin altından çok su aktı, bir değerlendirme zamanı geldi diyordum.
Çarşamba günü Euromoney dergisi İstanbul’da bir toplantı düzenledi. Türkiye’nin geleceğinin tartışıldığı ilk panele ben de katıldım. İngiliz moderatör dış politika ile başladı. Türkiye’nin batıdan kopmasında AB’nin sorumluluğuna dikkat çekti.
Derhal kritik soruları sordu. Türkiye AB’ye üye olacak mı? Fransız ve Almanların başını çektiği “hayır” cephesine rağmen hâlâ üyeliğe destek sürüyor mu? Türkiye için AB’nin alternatif var mı? Dışarıda kalmak Gümrük Birliği’ni etkiler mi?
AB temsilcisi (büyükelçi) de panelistler arasında yer alıyordu. 150 kişi çalıştığını, AB’nin en büyük temsilciliği olduğunu öğrendik. Müzakerelerin zor bir dönemden geçtiğini kabul etti. ‘Umutsuz olmayalım’ dedi. Ama üyelik mutlaka bir gün gerçekleşir diyemedi.
Moderatör izleyicileri de kattı. AB üyeliğini destekleyenler? Çoğunluk el kaldırdı. Üyelik bir gün gerçekleşir mi? Kalkan eller azaldı. Çevremde bu tavrın giderek yaygınlaştığını görüyorum.
Farklı bir senaryo
Bir gerçeği kabul edelim. Üyeliği engelleyen ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunlar değildir. Bunların hepsi bahanedir, argümanlarını çürütmek kolaydır. Gerçek neden söylenemeyen nedendir. Dindir. Türkiye halkının müslüman olmasıdır.
Bu teşhis önemlidir. Çünkü diğer itirazların tümüne çözüm bulunabilir. Türkiye demokratikleşmesini tamamlar. Ekonomisi gelişir. İşsizlik biter. Dünya koşulları değişir. Fakat din farkı kalır.
Yani “hayır” cephesi kolay gevşemez. Kabul etmek gerekiyor. O açıdan Türkiye’de seçkinlerin yaklaşımını gerçekçi bulmuyorum. Özeti şöyle: Bir gün onlar bizi davet etmek zorunda kalacak, bekleyelim, direnelim, yeter.
Türkiye için AB üyeliği dün gerekli idi. Bugün ve belki birkaç yıl daha gereklidir. Onbeş yada yirmi yıl sonra, büyük dönüşümünü kendi gücü ile gerçekleştiren bir Türkiye’nin AB’ye bakışı da değişecektir. İki tarafın da bu gerçeği anlamasında yarar görüyorum.
AB ve Türkiye
Haberin Devamı