2012’de Türkiye ekonomisi

Haberin Devamı

Artık gelenek oldu. Yılın son yazısında çıkan yılı değerlendiriyorum. Çuvaldız ve iğne misali, öncelikle yılbaşında verdiğim tahminleri gerçekleşme ile karşılaştırıyorum. “Her iktisatçı kendi tahmini ile asılır.”

1 Ocak’ta Ekodiyalog ekibinin tek tek ve ortalama tahminlerini bir tabloda yayınladım. Hesap sormak isteyenlere tabloyu kesip saklamalarını önerdim. Yani kıvırtacak halim yok.

2012’de yumuşak iniş bekleyenler arasında ben de vardım. Konjonktürün seyrini şöyle özetledim: büyüme hızı düşer, dış açık küçülür, enflasyon sürpriz yapmaz, TL değer kaybeder.

Nokta tahminler bu eğilimleri yansıttı. Büyümeyi yüzde 4.5, cari işlemler açığını 50 milyar doların altında (milli gelirin yüzde 6’sı), enflasyonu yüzde 6, yıl sonu dolar kurunu 2.05 TL öngördüm.

Dengelenmenin ilk yılı

Birinin ayrıştığın hemem görülüyor. Döviz kurunda uçuk kaldım. Hafta başında Ekodiyalog ekibi CNBC-e kanalında Servet Yıldırım’ın programına katıldık. “Asaf, sen galiba dolarla döviz sepetini karıştırdın” esprisi yapıldı.

Nedenlerini açıklamam gerekiyor. Merkez Bankası, 2011 ortasından itibaren TL’nin değer kaybetmesine yeşil ışık yaktı. Amacı dış dengesizliğin düzelmesine döviz kurunun da katkı yapması idi. İstediğini elde etti. 2011’in ikinci yarısında TL değer kaybetti.

Ben bu tavrın 2012’ye sarkacağını düşündüm. Öyle olmadı. Yılbaşında alevlenen euro krizi TL’de değer kaybını hızlandırdı. Merkez Bankası tedirgin oldu. Enflasyonu sıçratmasından çekindi. Faiz silahını çekerek kuru baskıladı. Hesabım bozuldu.

Buna karşılık enflasyon tahmini tuttu. Kur sayesinde denebilir. Ben de sonbaharda yapılan (çok eleştirdiğim) dolaylı vergi artışlarını hatırlatırım. Yıl boyunca enflasyon riski görmediğimi tekrarladım. Yılı yüzde 6 civarında bitireceği kesinleşti.

Benzer şekilde, TL’nin değer kazanmasına rağmen dış açık tahminim de gerçekçi çıktı. Bunu iç talep daralması sağladı. Son veriler yıllık dış açığın 50 milyar doları biraz aşacağına işaret ediyor.

Ekonomi lastik top gibidir; bir yanını sıkarsan öbürü şişer. 2012’de dövizin baskılama çabası büyümeyi vurdu. İç talepte cüzi artış hedefleniyordu. Ama iç talep daraldı. İniş planlanandan sert gerçekleşti. 2012’de Türkiye yüzde 3’ün altında büyür.

Para politikası

2012’de para politikası çok tartışıldı. Tavrımı özetlemek istiyorum. Yeni para politikasını baştan itibaren destekledim. Hala destekliyorum. Sermaye hareketlerinin yarattığı sorunlar yeni enstrümanlar gerektiriyordu. Bu açıdan yönetimi başarılı buluyorum.

Ancak, politika hedeflerine katılmıyorum. Özellikle enflasyon-büyüme ödünleşmesini kasdediyorum. Enflasyonu tutmak uğruna döviz kurunun baskılanması ekonominin dinamizmini gereksiz şekilde kırdı. Hatalı buluyorum.

Okuyucularıma 2013’de sağlık, huzur ve refah diliyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR