Maliye Bakanlığı Ocak bütçe sonuçlarını yayınladı. Bütçe 5.9 milyar TL fazla verdi. Geçen yıl 1.7 milyar TL idi. Fark özelleştirme gelirinden kaynaklanıyor. Eğilimler değişiklik yok. Sıkı maliye politikası sürüyor. Turizm gelirlerinde beklenen revizyonun ilk ayağı TÜİK başkanı tarafından açıklandı. Yeni hesap yabancı turistlerin içeride, yerli turistlerin dışarıda yaptığı harcama miktarını arttırdı. Böylece turizm gelir ve gideri yükseldi. Revizyon 2001’den başlıyor.
Sistematik hale gelen “net hata noksan” fazlasını eritme çabasını makul buluyorum. “Bilanço makyajı” yada “verilerle oynanıyor” eleştirilerine katılmıyorum. Ölçme hatalarının yarattığı sorunları bu köşede her fırsatta vurgularım.
Yeni turizm harcaması hesabı daha sağlıklı mı? Olabilir. Bugün kesin bir şey söyleyemem. Ayrıntısına girmek ve değerlendirmek için Merkez Bankası tarafından ödemeler bilançosuna nasıl yansıtıldığını görmem gerekiyor.
Katılım ve işsizlik yükseliyor
Hanehalkı işgücü istatistikleri Kasım sonuçları TÜİK tarafından yayınlandı. Ekim-Aralık dönemini kapsıyor. Böylece istihdam ve işsizliğin 2012’nin tümünde seyrini izleme olanağına kavuştuk.
Kasım’da geçen yıla göre istihdam 1 milyon kişi arttı. Yüzde 4.2’ye tekabül ediyor. Güçlü bir artış olduğunu kabul etmeliyiz. Ancak aynı dönemde işsiz sayısı da 200 bin kişi yükseldi. Yüzde 8.3 ediyor.
İkisini toplayınca geçen yıla göre işgücünde artışı buluyoruz: 1.2 milyon kişi. Halbuki 15+ yaş grubu nüfusun artışı 1.1 milyon kişide kalıyor. Yani işgücüne katılan sayısı nüfus artışının üzerindedir.
Neticede iki kritik oran yükseliyor. İşgücüne katılma oranı yüzde 49.4’den yüzde 50.7’ye çıkıyor. Kasım ayı için tarihi rekordur. İşsizlik oranı da yüzde 9.1’den yüzde 9.4’e tırmanıyor.
Mevsim etkisi arındırılınca manzara daha belirginleşiyor. Katılım oranı yüzde 51’le tarihi rekor kırıyor. İşsizlik oranı yüzde 9.5’la Ağustos 2011’den bu yana en yüksek düzeyi görüyor.
İki önemli eğilime dikkat çekelim. Katılım oranı Türkiye’nin sosyolojik dönüşümünü yansıtıyor. Yapısal (eğitim, kültür, vs) diyebiliriz. Çalışma arzusu güçleniyor. İşsizlik oranı ise mevcut büyümenin bu talebe cevap veremediğini kanıtlıyor.
İstihdamın kalitesi
Uzun döneme dönüyorum. Aylık (güvenilir) seriler 2005’de başlıyor. Yedi yılda 5.2 milyon yeni istihdam yaratılıyor. İlk bakışta çok etkileyici duruyor. Ancak ayrıntıda saklanan şeytanı unutmayalım. Vahim kalite sorunlarını gizlemektedir.
Artan istihdamda en küçük pay sanayi kesimine aittir: yüzde 9 (460 bin). Hizmetlerin payı yüzde 53 (2.8 milyon), tarımın yüzde 25 (1.3 milyon), inşaatın yüzde 13’dür (670 bin). Neticede yedi yılda sanayi istihdamının toplam istihdama oranı gerilemiştir.
Slogan şöyle olabilir: “sanayileşme kalmadı ama hizmetleşme (tarımlaşma, inşaatlaşma) verebiliriz!” Türkiye bu tuzağa nasıl düştü? Cevabım biliniyor. Döviz kurunu baskılamak aslında sanayiyi cezalandırmaktır. İstihdamın kalitesi bozulur. O kadar.
2012’de istihdam
Haberin Devamı