2011’de büyüme

Haberin Devamı

2011 milli gelir verileri dün TÜİK tarafından yayınlandı. Her fırsatta tekrarlıyorum. Milli gelir konjonktürün en kritik göstergesidir. Ekonomik gidişat hakkında en kapsamlı bilgi setini oluşturur.

Daha önce yayınlanan sanayi üretimi, dış ticaret vs. diğer verilerden büyüme hızının ne olacağı ortaya çıkmıştı. Nitekim piyasanın geçen hafta yaptığı tahminler tuttu. Ya eski tahminler? Birazdan döneceğim.

Milli gelir son çeyrekte yüzde 5,2; 2011’de yüzde 8,5 büyüdü. Bu arada 2010 verileri de revizyon gördü. Büyüme hızı yüzde 9,2’ye yükseltildi. Böylece kriz sonrası iki yılın ortalama büyüme hızı yüzde 8,8’e ulaştı.

Kriz ve öncesi ile karşılaştıralım. Takvim ve mevsim etkisi arındırılmış milli geliri kullanıyorum. Dibe vurduğunda (2009 ilk çeyrek) önceki zirvenin (2008 ilk çeyrek) yüzde 13 altına inmişti. Sonraki üç yılda yüzde 28 arttı. Eski zirveyi yüzde 11 aştı.

Yaşam grileri seviyor

2011 için yılbaşında tahmin vermekten kaçınmıştım. Hatırlayalım. 2010’da iç talep patlamış, büyüme ve dış açık rekorları kırılmıştı. Dış açığı ve döviz kurunu kestirmekte zorlanıyordum. 2 Ocak 2011 tarihli yazımı şöyle bitirmiştim:

“2011’in temel belirsizliği buradadır. Eski model 2011’de de sürdürülebilir mi? İki soru öne çıkıyor. Bir: Mali piyasalar izin verir mi? İki: İktisat politikaları daha dengeli bir modele intizamlı geçişi sağlayabilir mi?

Açıkçası, bu soruların cevaplarını bilmiyorum. İçimden bir ses 2011’in eskiye benzemeyeceğini, son on yıla damgasını vuran konjonktürün kırılacağını söylüyor. Ama sezgilere dayanarak nokta tahmin yapmaktan korkuyorum.” Bugün artık cevapları biliyoruz. İlginç şekilde ikisi de gerçekleşti. Yaşam “siyah-beyaz” olmuyor; grinin tonlarını seviyor. Hem mali piyasalar dış açığın 80 milyar dolara tırmanmasına izin verdi. Hem iktisat politikası daha dengeli büyümeye geçişi başardı.

2011 yılbaşında piyasanın büyüme tahminlerine bakalım: Beklenti anketi yüzde 5, Consensus Forecasts yüzde 4.8 öngördü. Daha gerçekçi Ekodiyalog ekibi bile yüzde 6’da kaldı. Ne diyebilirim?

Konjonktür kırılması

Yıllık milli gelirin yayınlandığı gün heyecanlı geçer. Başımı excel dosyalarından kaldıramam. Konjonktürün gerektirdiği yeni tablo ve grafikler hazırlarım. Birini aşağıya koydum.

“Yumuşak iniş” ekonomi fazla yavaşlamadan iç ve dış talebin dengelenmesini gerektiriyor. Konjonktür kırılması nasıl görülür? Yılın tümü ile son çeyreği karşılaştırmak yeterlidir. Talep kalemlerinin büyümeye katkısına bakıyoruz. Son çeyrekte özel talebin artış hızı düşüyor. Kamu da harcamasını kısıyor. Neticede iç talep artışı dörtte bire iniyor. Ama büyüme hızı o kadar düşmüyor. Neden? İthalatın azalması sayesinde dış talebin katkısı artıya geçiyor. Sevindiricidir.

DİĞER YENİ YAZILAR