Yazıya oturmadan arşivi kontrol ettim. 2010’da enf-lasyona her ay baktığımı düşünüyordum. Bazı aylarda yazı sayısının ikiye çıktığını gördüm. Çünkü geçen yılın tartışmalı konularının başında enflasyon geliyordu.
Kısaca hatırlatalım. Tüketici fiyatlarında (TÜFE) yıllık artış 2009 yazında yüzde 5 civarına gerilemişti. Fakat sonbaharda aniden fiyatlar kıpırdandı. Yıl yüzde 6.5’le bitti. Tarihi bir rekordu. Ama eğilim parlak durmuyordu.
Nitekim 2010 kışında enflasyon patladı. Sadece Ocak-Mart döneminde TÜFE yüzde 3.9 arttı. 2004 sonrasının en yüksek ilk çeyrek enflasyonudur. TÜFE’de 2010 hedefi yüzde 6.5’in yarıdan fazlası ilk yarıda gerçekleşmiş oldu.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Enflasyonda kalıcı yükseliş korkuları hemen canlandı. Buna mali piyasaların faiz artışı beklenti ve umutları eklendi. Biz de enflasyonu tartışmak zorunda kaldık.
Tarihi rekor
Verilerle başlayalım. TÜFE aralıkta binde 3 düştü. Halbuki geçen yıl binde 5 artmıştı. Dolayısı ile kasımda yüzde 7.3 olan yıllık enflasyon binde 9 düşüşle yüzde 6.4’e geriledi. Geçen yılın rekoru kırıldı. 1968’den bu yana en düşük yıllık TÜFE artışıdır.
Sonuç böyle ama 2010 enflasyonunu ilginç kılan bazı özellikler var. Biri yüksek volatilitedir. Günlük dille söylersek, enflasyonda sert dalgalar oluştu. Örneğin yıl içinde iki ay (Şubat ve Nisan) çift haneyi gördü.
Diğeri alt kalemlerde fiyat hareketlerinin çok farklılaşmasıdır. Başrolde gıda fiyatları yer aldı. Ekimde gıdada yıllık artış TÜFE’nin iki katını aştı: Yüzde 17.9. Ama yılı yüzde 7.2 ile bitirdi. Özellikle domates bizi çok uğraştırdı. Grafiğini de yayınladım.
Öte yandan kira artışlarında tarihi düşüş sürdü. Yıllık yüzde 4’e geriledi. TÜFE’de zıplamaya rağmen kira yatay seyrini değiştirmedi. Talep baskısı ve fiyatlama davranışları açısından çok önemlidir.
Benzer şekilde, Özel Kapsamlı Tüketim Göstergeleri de (ÖKTG) aynı yönde geldi. Örneğin ÖKTG-I endeksi yıl boyunca hedefin (yüzde 6.5) hep altında kaldı. Yılı yüzde 3 düzeyinde tamamladı.
Gündemden düşüyor
Yıl boyunca enflasyon tartışmasında taraf tuttum. Merkez Bankası‘nın analizine katıldım. Olayın arz kökenli ve geçici etkenlerden kaynaklandığını söyledim. Talep baskısı yoktur dedim. Çeşitli örneklerle tezlerimi savunmaya, okuyucularımı ikna etmeye çalıştım.
Dikkatinizi çekerim: 2010’da rekor büyümeye rağmen enflasyon hedefin altına geriledi. Çok önemlidir. Para politikasına eksen değiştirme çabasını kolaylaştırıyor. Düşük faizin kuru yukarı itmesinden korkuyu azaltıyor.
Böylece enflasyon yavaş yavaş da olsa gündemin alt sıralarına düşmeye başlıyor. Fevkalade önemlidir; kritik bir ezberin daha bozulması anlamına gelir. Ekonomi için sevindirici, “yüksek faiz lobisi” için üzücüdür.
2010’da enflasyon
Haberin Devamı