Mali piyasalar dalgalı ve keyifsiz bir haftayı kayıp olmadan bitirebildi. New York’ta endeks 10 bin civarında tutunuyor. Diğerleri de çok farklı değil. Yeni bir düşüş dalgası başlamadı ama tedirginlik giderek artıyor.
Euro Bölgesi’ndeki sorunlar giderek ciddileşiyor. Namlunun ucunda Yunanistan’ın durduğunu sağır sultan bile duydu. AB yardımı rivayet düzeyinde kalıyor. Almanya ve diğer kuzey ülkeleri bir türlü kurtarma operasyonuna yanaşmıyorlar.
Sırada İspanya mı var? Mali piyasalarda bu soru güncellik kazandı. Geçen hafta yazdım. İspanya’nın sorunları nicel ve nitel açıdan Yunanistan’dan çok farklıdır. Bir bakıma Türkiye’ye yakındır. Ayrı bir yazıda ele almak istiyorum.
Aralık dış ticaret endeksleri TÜİK tarafından yayınlandı. İthalat miktar endeksindeki artış ihracattan daha yüksek çıktı. Seriye takvim ve mevsim etkilerinden arındırdıktan sonra bakamadım. Ayrıntılarına Ocak verileri gelince ineriz.
Dış açık daraldı
Merkez Bankası 2009 ödemeler bilançosunu yayınladı. Kesin sayılar değildir. Önümüzdeki aylarda mutlaka revizyon yapılır. Özellikle net hata noksan kaleminde kayda değer farklar olabilir. Ama temel eğilimler değişmez.
Önce sayıları kısaca gözden geçirelim. Yaşanan ağır resesyonun dış açıkta ciddi bir küçülme getireceği zaten biliniyordu. Yıl ortasına doğru 10 milyar doların altına inebileceğini bile düşünmüştüm. Fakat son çeyrekte açık tekrar büyümeye başladı.
Resmin daha iyi görülmesi için son iki yılı karşılaştıran özet bir tabloyu yazıya ekledim. Bir uyarı: konjonktür takvim yılına uymak zorunda değildir. Nitekim bu kez dış dengede kırılma son çeyreklerde gerçekleşti.
Örneğin cari işlemler açığı Ağustos 2008’de 50 milyar dolara ulaşmıştı. Ardından inişe geçti. Yıl sonunda 42 milyar dolara, Ekim 2009’da 12 milyar dolara geriledi. İki aydır ithalat canlanınca 2009’u 14 milyar dolarla kapadı.
2009’da cari işlemler dengesinde 28 milyar dolar düzelme var. Hizmet, yatırım ve transfer toplamı aynı kalıyor. Yani düzelmenin tümü ithalat düşüşünden kaynaklanıyor. Canlanma ile birlikte ne olur sorusu haklı olarak gündeme geliyor.
Dış borç ödendi
Kısaca finansman tarafına bakalım. Net hata noksan kaleminden 8 milyar dolar giriyor. Geçmişte çok üstünde durduk. Bugün geçiyorum. Böylece dış finansman ihtiyacı 5 milyar dolara iniyor.
Buna yabancı sermaye ve hisse senedi yatırımlarından gelen 9 milyar doları ekliyerek borçlanma öncesi dengeyi buluyoruz. 2008’de 20 milyar dolar açık var; 2009’da 3 milyar dolar fazlaya dönüşüyor. Anlamı: Türkiye’nin net dış borcu bu kadar azalıyor.
Kamu kesiminin net dış borçlanması yok. Özel kesim ise 9 milyar dolar dış borç ödüyor. 3 milyar dolar borç öncesi fazla ile nasıl 9 milyar dolar borç ödenir? Basit: döviz rezervlerini kullanarak. Bankaların döviz rezervleri 6 milyar dolar geriliyor.
Manzara budur. Kritik soruları sormakla yetinelim. Milli gelirde rekor küçülmeye rağmen 14 milyar dolar dış açık yüksek değil mi? Acaba TL’nin hala aşırı değerli kaldığının bir göstergesi alabilir mi? Ben ikisine de “evet” derim. Siz ne diyorsunuz?
2009’da ödemeler dengesi
Haberin Devamı