TÜİK dün herkesin heyecanla beklediği 2008 yılı milli gelir verisini açıkladı. Ekonominin genel gidişatı hakkında en kapsamlı bilgiyi milli gelirin sağladığını her fırsatta belirtiyoruz.
2008’in diğer yıllara benzemediği biliniyor. En önemli fark, yıl içinde konjonktürde iki kırılma olmasıdır. Yani bir takvim yılına üç ayrı eğilim sığdı. Dolayısı ile yıllık veriler fazla anlam taşımıyor.
Bir konuya dikkat çekelim. Mart sonunda son çeyrek verileri yayınlanırken yılın önceki dönemleri de revizyon görür. Bunlar olağandır. Bu yıl ayrıca 2007 verilerinde toplam etkisi küçük revizyonlar yapılmış.
Konjonktürün kısa hikâyesi
Ayrıntılara ve sayılara girmeden önce, 2008’de Türkiye ekonomisini etkisi altına alan üç ayrı konjonktürün kısa hikâyesini peşinen anlatmakta yarar görüyorum.
2008 iyi başladı. 2007’nin ikinci yarısındaki yavaşlama yılın ilk aylarında tekrar canlılığa dönüşmüştü. Özel tüketim ve yatırım harcamaları ve mal-hizmet ihracatı artıyordu. Ekonominin üç motoru birden çalışınca ilk çeyrekte yüzde 7.3 büyüme gerçekleşti.
İkinci ve üçüncü çeyreklerde özel tüketim teklemeye, özel yatırımlar düşmeye başladı. Buna karşılık mal-hizmet ihracatında artış sürüyordu. Tek motorla ekonomi ikinci çeyrekte yüzde 2.8 ve üçüncü çeyrekte yüzde 1.2 büyüyebildi.
Ekimde küresel mali fırtına patladı. Özel tüketim geriledi. Özel yatırımlar çöktü. Üstelik ihracat da hızlı düşüşe geçti. Üç motoru birden durunca ekonomi son çeyrekte çakıldı; yüzde 6.2 küçüldü.
Özetleyelim. Birinci bölümde iç ve dış talep canlı; ikincisinde iç talep durgun ama dış talepte nispeten iyi; bugüne uzayan üçüncüsünde ise hem iç hem dış talep beraberce düşüyor. Tahmin edileceği gibi, gelecek açısından bizi üçüncü bölüm (son çeyrek) ilgilendiriyor.
Son çeyrekte talep
Son çeyrekte özel tüketim harcamaları yüzde 4.2, özel yatırımlar yüzde 23.5 azalıyor. Özel tüketimin küçülmeye katkısı 3.2 puan, yatırımın 5.4 puan, toplam 8.6 puan oluyor. Küçülmede özel yatırımların payına dikkat çekelim.
Buna karşılık kamu tüketimi yüzde 6.1, kamu yatırımı yüzde 15.1 artıyor. Kamu büyümeye 1.4 puan artı katkı yapıyor. Kamu eklenince nihai iç talebin küçülmeye katkısı 7,2 puana iniyor.
Mal-hizmet ihracatında yüzde 8,2 daralma küçülmeye 2.1 puan katkı yapıyor. Üstüne, ekonomi talebi üretim yerine stok eriterek karşılama yoluna gidiyor. Stok değişimi küçülmeye 4 puan ekliyor. Toplayınca toplam talepteki düşüşün üretimde yüzde 13.3’lük küçülme gerektirdiği hesaplanıyor.
Halbuki üçüncü çeyrekte mal-hizmet üretimi sadece yüzde 6.2 geriliyor. Aradaki fark nerede? İthalat yüzde 23 düşüyor. Bu da büyümeye 7.1 puan artı katkı yapıyor. Yani talepteki erimenin yarıdan fazlası (yüzde 53) ithalata yansıyor. Gerisi iç üretimi düşürüyor.
Yerim bitti. Milli gelirin ayrıntılarında gizlenen şeytanları aramaya devam edeceğim.
2008’de milli gelir
Haberin Devamı