Adetimiz biliniyor. Yılın ilk yazısında tahminlerimizi veriyoruz. Böylece yılın son yazısında tahminci olarak başarımızı ölçebiliyoruz. Elbette yıl içinde revizyonlar yapılıyor. Ama yılbaşı tahminlerine özel bir değer atfediyoruz.
2005 ortasından bu yana “konjonktür” sözcüğünü sık kullanmaya başladık. Genel eğilimlerde kırılma noktasını bulmaya çalışıyoruz. Hata yaptığımız da oluyor. Geçen yılbaşının ana teması “bu balon nasıl sönecek?” idi. Soru hâlâ geçerliliğini koruyor.
Türkiye ekonomisinin 2000 sonrası performansında iki etken öne çıkıyor. Biri bugünkü fiyatlarla 300 milyar YTL tutan birikimli faiz-dışı fazladır. Toplumun yaptığı fedakârlığın kanıtıdır. “Güçlü ekonominin” anasıdır.
Diğeri ise dönem boyunca para politikasında yapılan inanılmaz yanlışlardır. TL’nin aşırı değerlenmesi, para arzı üzerinde kontrol kaybı, şişen iç talep balonu, rekor dış açık vs. bilinen sonuçlarıdır. Ekonominin artan kırılganlığının tek sorumlusu para politikasıdır.
Yaprak ve rüzgâr
Türkiye ekonomisinin yakın geleceğini tahmin etmekteki zorlukları daha iyi anlatmak için bir benzetmeden yararlanacağım. Dalında bir yaprak düşünelim. Yeri yurdu belli, sağlıklı bir yaprak.
Diyelim ki hastalık giriyor ve ağacı kurutuyor. Ani bir rüzgâr sağanağı yaprağı kurumuş dalından kopartıyor. Sorumuz yaprağın ağaçtan yere düşmesini öngörmektir. Bir: Yaprak mutlaka yere düşer. İki: Nereye ve ne sürede düşeceği rüzgârın seyrine bağlıdır.
Hiç rüzgâr yoksa sallana sallana, sabit hızla ve daldaki yerinin altına iner. Rüzgârın hızı, yönü vs. ile birlikte düşüş hikâyesi değişir. Hatta arada yaprağın tekrar yükseldiği bile olur. Düşme kaçınılmazdır ama yeri ve zamanı çok belirsizdir.
Hastalık 2000 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarını, ilk sağanak Mayıs -Haziran 2006 dünya mali piyasa çalkantısını, yaprağın düşüşe geçmesi düzeltmenin başlamasını simgeliyor.
Konjonktürün devamını belirleyecek olan rüzgâr ise dünya mali piyasalarıdır. Türkiye’yi oradan buraya savuracak, düzeltmenin intizamını bozabilecek olan onlardır. 2007 yılı Türkiye’ye para yolladıkları takdirde başka, paralarını çektikleri takdirde başka sonuçlanır. Türkiye’nin hikâyesi bundan ibarettir.
Genel eğilimler
Tümü ile kontrol dışında bir sürecin belirlediği ekonomide nokta tahmin yapmak çok zordur. Yirmi yıla varan tahmincilik deneyimimde bu kadar zorlandığım bir başka yıl hatırlamıyorum.
Buna karşılık genel eğilimler çok kolay ve nettir. Onlarla başlayalım. 2007’de GSYİH ve GSMH’nin büyüme hızları mutlaka 2006’nın altına inecektir. İç talepteki düşüş daha belirgin olacaktır. 2007 yıl sonu enflasyonu (TÜFE) 2006’nın altında çıkacaktır. Üstünde çıkması ihtimali vardır ama çok düşüktür.
2007 cari işlemler açığı hem dolar hem de milli gelire oran olarak 2006’a kıyasla küçülecektir. Büyüme ihtimali yoktur. 2007 yılı ortalama döviz kuru (sepet) 2006’dan daha yüksek olacaktır. TL’nin reel değeri kesinlikle düşecektir.
2007’nin riskleri ile devam edeceğim.
2007’ye ilk bakış
Adetimiz biliniyor. Yılın ilk yazısında tahminlerimizi veriyoruz. Böylece yılın son yazısında tahminci olarak başarımızı ölçebiliyoruz
Haberin Devamı