2007’de kriz olur mu?

Belirsizliğin ağır bastığı bir yılı öngörmeye çalışıyoruz. Genel eğilimi “Büyüme düşer, enflasyon geriler, dış açık küçülür ve TL değer kaybeder” şeklinde ifade ettik. Sonra önem sırasına göre temel riskleri saptadık

Haberin Devamı

Belirsizliğin ağır bastığı bir yılı öngörmeye çalışıyoruz. Genel eğilimi “Büyüme düşer, enflasyon geriler, dış açık küçülür ve TL değer kaybeder” şeklinde ifade ettik. Sonra önem sırasına göre temel riskleri saptadık.

Tepeye dünyada risk iştahının azalmasını koyduk. Türkiye ekonomisinin sermaye çıkışı karşısında kırılganlığı tecrübe ile sabittir. Altına iç talepteki canlılığın sürmesini yerleştirdik. Sürüden ayrılma senaryosu dedik. En alta seçim yılının iç siyaset gerginliklerini yerleştirdik.

Vatandaş haklı olarak bu tür analizleri karmaşık ve teorik buluyor. İktisatçıdan farklı olarak süreçten ziyade sonuç ilgisini çekiyor. Velhasıl kafasındaki esas soruya net bir cevap bekliyor. 2007’de kriz olur mu? Cevaplamayı deneyeceğim.

Krizi tanımlıyoruz
Bir başka soru ile başlamak zorundayız: Krizin tanımı nedir? Hangi göstergelerde ne tür değişim halinde “kriz” sözcüğünü kullanabiliriz? Tepkinizi tahayyül edebiliyorum. “Tanıma ne gerek, biz görünce hemen tanırız” diyorsunuz. Aklınıza hemem 1994 ve 2001 krizleri geliyor.

Bu amaçla 1994 ve 2001’e kısaca bakalım. En önemli beş gösterge yeterlidir: Döviz kuru, iç talep, GSMH, ithalat ve enflasyon. Göstergelerin uç değerleri arasındaki değişimi hesaplıyoruz.

Döviz sepetine göre TL’nin değer kaybı 1994’te yüzde 144, 2001’de yüzde 135’tir. Yıllık TÜFE’de değişim 1994’te yüzde 81 (69,6’dan 125,9’a), 2001’de yüzde 104 (35.9’dan 73.2’ye) oldu. Yıllık ithalat 1994’te yüzde 22, 2001’de yüzde 27 geriledi...

Yıllık bazda iç talep 1994’te yüzde 15,2, 2001’de yüzde 18,5 düştü. Çeyrek bazında iki krizde de yüzde 20’nin üzerinde düşüşler vardır. Yıllık bazda GSMH’de eksi büyüme 1994’te yüzde 6,8, 2001’de yüzde 9,5 oldu. Çeyrek bazında eksi yüzde 10 görüldü.

İki krizdeki değişimin ortalamasını kullanarak bugünün değerlerine uygulayalım. Doların 3.50 YTL’ye, yıllık TÜFE’nin yüzde 18’e tırmanması, yıllık ithalatın 102 milyar dolara inmesi, yıllık iç talebin yüzde 17, GSMH’nin yüzde 8 küçülmesi demektir.

Kriz olmaz
Yukarıda tanımlanana uzaktan yakından benzeyen bir sürecin 2007’de yaşanması ihtimali yoktur. Bunu kesin garanti ederim. 2007’de en “intizamsız” düzeltme (eski deyişle en sert iniş) bile eskiye kıyasla çok hafif atlatılacaktır. Bu konuda hiç tereddüt olmamalıdır.

Nedeni de biliniyor. Vatandaşın büyük fedakârlığı sayesinde kamu maliyesinde inanılmaz bir toparlanma gerçekleşmiştir. Son yedi yılda kamu kesimi faiz dışı fazlaları bugünkü fiyatlarla 300 milyar YTL tutmaktadır. Bugünü dünden ayıran temel özellik budur.

DİĞER YENİ YAZILAR