Heyecanla beklenen son çeyrek milli gelir verileri dün sabah TÜİK tarafından yayınlandı. Tekrar hatırlatalım. Büyümenin seyri ekonomideki genel gidişatın en kapsamlı ve güvenilir göstergesidir. Piyasalar hem son çeyrek hem de yılın tümü için yüzde 5 ve üstünde büyüme bekliyordu. Bana son çeyrek için yüzde 3 daha makul geliyordu. Yılın da yüzde 5’in altında ama yüzde 4’ün üstünde bir yerde biteceğini öngörüyordum.
Bir hususu özellikle belirtelim. 1968’i baz yıl alan eski milli gelir serilerinin huyunu suyunu öğrenmiştik. Ayrıntılara hâkimdik. Maalesef 1998 bazlı yeni milli gelir serileri için aynı şeyi söyleyemiyoruz.
Yavaşlama tescil edildi
Sayılarla başlayalım. 2007’nin son çeyreğinde (ekim-aralık dönemi) gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3.4 artmış. Bir yıl önce son çeyrek büyümesi yüzde 5.7 olmuştu.
Bu durumda 2007 yılı için büyüme hızı yüzde 4.5 çıkıyor. Kriz sonrası dönemin en düşük yıllık büyüme hızıdır. 2004 ve 2005’te ekonomi yüzde 9.4 ve 8.4 büyümüştü. Büyüme hızı 2006’da yüzde 6.9’a geriledi. Bu yıl yüzde 4.5’a indi.
Üretim açısından bakınca ilk göze çarpan, tarım kesimindeki küçülmedir. 2007’de olumsuz hava koşulları sonucunda mahsul çok kötü oldu. Tarım ürünlerinin neredeyse tümünde ciddi gerileme yaşandı.
Tarım katma değerinde son çeyrekte yüzde 9.7 ve yılın bütününde yüzde 7.5 azalma var. Tarımın milli gelirdeki payı cari fiyatlarla yüzde 10’un altındadır. Buradan kötü hava koşullarının büyümeyi yüzde 0.6 civarında düşürdüğünü hesaplıyoruz.
Doğal olarak esas sorun tarım dışı faaliyetlerin yavaşlamasıdır. Son çeyrekte ekonominin motoru kabul edilebilecek sektörlerden imalat sanayinde büyüme yüzde 3.6, inşaat sanayinde yüzde 0.5, oteller ve lokantalarda yüzde 2’dir.
Dış açık ve büyüme
Harcama kalemlerinin ayrıntılarına ulaşmakta bazı teknik sorunlar yaşadım. Dolayısı ile hesaplar yetişmedi. Tüketim, yatırımlar, iç talep ve stok değişiminin büyümeye katkılarını başka bir yazıda ele alacağım.
Ancak önemli bir gelişmeye değinmek gerekiyor. Üçüncü çeyrekte mal-hizmet ihracatı sadece yüzde 2.5 artarken mal-hizmet ithalatında artış yüzde 15.7’e tırmanıyor. Yani ithalat ihracattan altı katı daha hızlı artıyor.
Yaz aylarında saptadığımız bir eğilim böylece sayılara yansıyor. TL’deki değer artışları iç talebin yapısını da etkiledi. Varolan talep nispi fiyatları düşen ithal ürünlere yöneldi. Bu ise yerli üretimi ve buradan büyüme hızını olumsuz etkiledi.
Dikkatinizi çekerim: Söz konusu olan 2007’nin son çeyreğidir. Küresel mali sorunların iyice içinden çıkılmaz hale gelmesinden ve içeride siyasi istikrarın bozulmasından öncedir. Bunları da ekleyince 2008’de ekonominin daha da zorlanacağını kolayca söyleyebiliriz.
2007’de büyüme
Haberin Devamı