Bir ekonomide en kritik makro gösterge hangisidir? Bu sorunun cevabı sokaktaki insan ve akademik iktisatçıların hemfikir olduğu çok ender konulardan biridir. Her ikisi de istihdam ve işsizlik diyecektir.
Ekonomik nedenleri çok nettir. Üretim insanlarla yapılır. İşsizlik onların üretici ve yaratıcı güçlerinin ekonomi tarafından kullanılmaması ya da ekonominin en temel kaynağının israf edilmesi anlamına gelir.
Siyasi-toplumsal sonuçları da çok önemlidir. Gelir üretimden elde edilir. Üretim sürecinin dışında kalan insan toplumun olağan akışının dışına itilir. Her an patlamaya hazır son derece tehlikeli bir kitle oluşur.
Maalesef yüksek enflasyon dönemi Türkiye’ye büyük bir yapısal işsizlik stoğu miras bıraktı. 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikaları ise istihdam dostu bir büyüme modeline geçişi engelledi. Sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.
İstihdamsız büyüme
Kasım 2006 dönemi “Hanehalkı İşgücü Araştırması” sonuçları TÜİK tarafından açıklandı. Ekim-Kasım-Aralık ayları ortalamasını yani yılın son çeyreğini yansıtıyor. Bu şekilde 2006 istihdam ve işsizlik verileri ortaya çıktı.
Büyük resmi daha net görebilmek için karşılaştırmayı enflasyonla mücadele programının devreye girdiği 2000 yılı ile yapıyoruz. Böylece ekonominin altı yıllık istihdam performansını ölçebiliyoruz. Sonucu baştan söyleyelim. İki ana eğilim derhal göze çarpıyor.
Bu dönemde toplam istihdam artışı çok yetersiz kalmıştır. Halbuki nüfus artmaya devam etmiştir. Buna karşılık istihdamın yapısında çok ciddi bir dönüşüm gerçekleşmiştir. Tarımdan tarım dışına, ücret-dışı istihdamdan ücretli istihdama büyük kaymalar olmuştur.
Altı yılda nüfus 5.7 milyon kişi artarak (yüzde 8.5) 73.2 milyon kişiye çıktı. 15+ yaş grubundaki insan sayısı buna paralel şekilde 5.5 milyon kişi artışla (yüzde 11.8) 51.7 milyon kişiye yükseldi.
Aynı dönemde toplam istihdam ise 800 bin kişi (yüzde 3.8) artışla 22.3 milyon kişiye çıktı. İşsiz sayısı 1 milyon kişi artışla (yüzde 69.8) 2.5 milyon kişiye ulaştı. Böylece işgücü 1.8 milyon kişi (yüzde 7.5) artışla 24.8 milyon kişi oldu.
İşgücü dışında kalan ama iş bulduğu takdirde çalışmaya hazır olduğunu beyan edenleri de işsiz kategorisine ekliyoruz. 1 milyon kişi (yüzde 84.8) artışla 2 milyon kişiye, dolayısı ile toplam işsiz sayısı da 2 milyon kişi (yüzde 76.2) artışla 4.6 milyon kişiyi buldu. Sayılar çok açıktır. Bu dönemde yaşanan hızlı büyüme istihdam dostu değildir. Dolayısı ile işsizlikte ciddi bir artış vardır.
İstihdamda yapısal dönüşüm
Tarım kesimi istihdamı 1.7 milyon kişi (yüzde 22.1) azalarak 6.1 milyon kişiye gerilerken tarım-dışı kesimler istihdamı 2.5 milyon kişi (yüzde 18.5) artarak 16.2 milyon kişiye yükseldi.
Aynı şekilde, ücret-maaş-yevmiye ile çalışanların sayısı 2.2 milyon kişi (yüzde 21.5) artarak 12.6 milyon kişiye çıktı. Ücret dışı kategorilerde istihdam 1.4 milyon kişi (yüzde 12.7) düşüşle 9.7 milyon kişiye geriledi.
Yine sayılar açıktır. 2000-2006 arasında istihdamda önemli (ve olumlu) bir yapısal dönüşüm yaşanmıştır.
2006’da istihdam
Bir ekonomide en kritik makro gösterge hangisidir? Bu sorunun cevabı sokaktaki insan ve akademik iktisatçıların hemfikir olduğu çok ender konulardan biridir. Her ikisi de istihdam ve işsizlik diyecektir
Haberin Devamı