Zaman ne kadar çabuk geçiyor. 1994 krizinden bu yana 20 yıl geçmiş... Neyse ki Başkan Başçı hatırlattı. Profesyonel iktisatçı olarak ilk krizim sayılır. Bir öncekini (1978-79) tribünden seyrettim. İktisadi Analiz (Efil Yay. Ankara 2009) kitabını yazıyordum.
1994’te sahaya inmiştim. Sabah Gazetesi ekonomi köşe yazarlığına tam krizin göbeğinde (28 Şubat) başladım. En sıcak günlerinde TÜSİAD’ın Görüş dergisinde (sayı 15, Haziran-Temmuz 1994) uzun bir makalem çıktı.
Krizin kronolojisi
1994 göstere göstere gelen bir krizdir. Ekonominin duvara çarpacağını aklı başında herkes görüyordu. 1993 yazında bir söyleşimde tarih bile verdim. Bahar ayları dedim. Çiller etkisini küçümsemişim.
Kur hareketi 27 Ocak’ta başladı. Dolar bir günde 15 bin 200 liradan 17 bin 200’e (yüzde 14) tırmandı. Sakinleşebilirdi. Çiller faktörü devreye girdi. 10 Mart’ta 20 bini, 5 Nisan’da 23 bini, 7 Nisan’da 40 bini gördü. IMF anlaşması ile 22 Nisan’da 29 bin 500’e geriledi.
Dalganın şiddetini görmek için bugüne uygulayalım. 26 Ocak-7 Nisan arasında (dokuz hafta) dolar yüzde 163 yükseldi. 2.10 TL’den 5.50 TL’ye fırlaması demektir. 2001 krizi de yanında hafif kalıyor. Sekiz ayda dolar yüzde 130 artmıştı.
Çiller’in katkısı
Aslında çok sıradan bir krizdir. Nedeni 1989 sonrasında devreye giren popülist iktisat politikalarıdır. “Popülist çevrim” deniyor. Devasa kamu açıkları dış borçlanma ile karşılanır. Üç-beş yıl gider. Krizle noktalanır. Makroya giriş dersinde anlatılır.
Dolayısı ile krizi Çiller’e atfetmek yanlıştır. Engellemek için bütçede kemer sıkmak gerekiyordu. Ama siyasi ortam buna izin vermiyordu. Çiller’in para politikası hataları krizi sadece birkaç ay öne çekti. Belki biraz derinleştirdi. Hoş, o bile şüphelidir.
Özetleyelim. 1994 krizinin nedeni sürdürülemez bütçe açığında ısrardır. Para politikasının zaten eli kolu bağlıdır. Bu açıdan Başkan Başçı’nın analojisini sevimsiz buldum. Bugünü 1994 başına benzetmek gerçekten kopuktur. Keşke yapmasaydı.
1994 krizi
Haberin Devamı