Güçlü bir bağışıklık için uyku şart!
Uyku ile bağışıklık sistemi, birbiriyle karşılıklı olarak haberleşiyor. Uykusuzluk, iştahsızlık hormonu olarak bilinen leptin azalıyor ve yeme davranışı bozukluğuna, obeziteye ve dolaylı olarak bağışıklık düzensizliğine yol açıyor. Uzmanlar uzun süren uykusuzluk döneminin bağışıklığı olumsuz etkilediğini belirtiyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı uykusuzluğun bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini anlattı.
Uyku, fiziksel olarak dinlenebilmek için gerekli bir ihtiyaç olmasının yanında, vücudumuzda birçok sistemin düzenli işleyişi, yaraların iyileşmesi, kilo kontrolü, güçlü bir bağışıklık sistemi için son derece önemli. Özellikle uyku ve bağışıklık sistemi arasındaki yakın ilişkiye dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı “İyi çalışan bir bağışıklık sistemi için, kalite ve nicelik bakımından iyi bir uykuya ihtiyaç olduğu gibi, iyi uyuyabilmek için de iyi çalışan bağışıklık sistemine ihtiyaç vardır” diye konuştu.
İKİ YÖNLÜ KONUŞMA VAR !
Bağışıklık sistemi, organ ve sistemlerimizi içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı korur. İnsan yaşamının yaklaşık üçte birini geçirdiği uyku dönemi ile bağışıklık sisteminin birbirinden habersiz olması düşünülemez. Tıp literatüründe bu ilişki ‘iki yönlü konuşma’ olarak tanımlanır. Yani uyku ile bağışıklık sistemi, birbiriyle karşılıklı olarak haberleşmekte, daha sağlıklı bir yaşam için mesajlaşmaktadır.
İnflamasyon ile seyreden; lupus, romatizmal hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklar, kanserler, nörodejeneratif hastalıklara bakıldığında, hepsinde az veya çok uyku düzensizliğinin görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı “Bağışıklık sistemi doğal ve sonradan kazanılmış olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Doğal bağışıklık sistemi organizmanın içinden ya da mikroorganizmalar, hastalanan hücreler, kanserleşme dönüşümünün başladığı hücreler gibi dışarıdan olan bir tehdit edici duruma karşı ilk olarak oluşan cevabı, koruma basamaklarını içerir. Kazanılmış bağışıklık sistemi; mikroorganizma ile karşılaşan bağışıklık sistemi hücrelerinin oluşturdukları salgılarla infeksiyonu sınırlamaya çalışırken bir taraftan da o mikroba karşı koruyucu hafıza oluşturmasıdır. Sonraki dönemlerde aynı mikroorganizma ile karşılaşıldığında, sanki aşılanmış gibi o mikroba karşı hemen saldırı yapmasıdır.” dedi.
UYKUSUZLUK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ETKİLİYOR
Uyku azlığında, iştahsızlık hormonu olarak bilinen leptin’in azaldığını hatırlatan Prof. Dr. Küçükardalı “Uykusuzlukla birlikte, ghrelin denilen iştah hormonu artar. Bu durum yeme davranışı bozukluğuna, obeziteye ve dolaylı olarak bağışıklık düzensizliğine yol açmaktadır. Yani uykusuzluk bağışıklık sistemini etkilemesinin yanında, kilo almaya da neden olmaktadır.” dedi.
VÜCUT TÜM ENERJİSİNİ MİKROORGANİZMALARLA SAVAŞTA KULLANMAK İSTER
Uzun süren uykusuzluk döneminin ardından, sıklıkla infeksiyonlara maruz kalındığının görüldüğünü hatırlatan Küçükardalı, “Bir infeksiyona maruz kaldığımızda, infeksiyonun olağan seyrinde kendimizi daha uykulu hissederiz. Bu aslında koruyucu bir mekanizmadır. Bu ihtiyaca cevap vermek organizmanın yararınadır. Böyle bir periyodun başlangıcında, bağışıklık sistemi, oluşturduğu bazı salgılarla beynimize de sinyaller göndererek, bizi daha hareketsiz bir döneme sevk eder. Bütün metabolik ve kinetik faaliyetleri yavaşlatıp enerjisini mikroorganizmalar ile savaşta kullanmak ister.”
Uykusuzlukla birlikte gelişen infeksiyonun, ilerlediği ya da şiddetli olduğu dönemlerde ise, bir kısır döngünün ortaya çıkacağını söyleyen Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı, “İstesek dahi, sitokin fırtınası döneminde kaliteli bir uykudan bahsedemeyiz. Uykusuzluğumuz uzadıkça da bağışıklık sistemi bundan olumsuz etkilenir; infeksiyon süreci uzar. Sitokin artışının olduğu inflamatuar hastalıklarının tedavi edilmesiyle birlikte, uyku kalitesinde de iyileşmeler olduğu gösterilmiştir.” diye konuştu.