Deprem sonrası uzmanından uyarı! Aşırı tepki ve her an deprem oluyormuş hissi varsa dikkat!
Türkiye’de yaşanan son depremler pek çok kişi de korkuya neden olurken, panik durumuna ilişkin uzmanlardan da uyarılar geliyor. Depremin felaket senaryolarıyla tetiklenen bir korku olduğunu dikkat çeken Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Deprem gibi doğal afetler halk arasında ortak korkuya sebep olur. Depremin ne zaman olacağını, şiddetini ve yarattığı etkileri bilememek bu korkuyu besler. Bu korkular ve kaygılar herkeste farklı olabilir” dedi. Peki, Deprem korkusu nasıl yenilir? Her an deprem oluyormuş hissi yaşayanlar ne yapmalı? Deprem korkusu yaşayanlara nasıl destek olunmalı? Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu anlattı.
Son depremler birçok insanda tedirginliğe sebep olurken, Türkiye’nin deprem gerçeğini bilmek ve buna yönelik önemler almak büyük önem taşıyor. Özellikle daha önce büyük depremleri yaşamış ya da çevresinden bununla ilgili olayları dinleyenler ise panik durumunu tetikliyor.
HER AN DEPREM OLUYORMUŞ HİSSİ YAŞIYORLAR!
İnsanların sevdikleri, ailesi ve yakın çevresinin de içinde olduğu felaket senaryolarının korku ve endişeyi daha fazla tetiklediğini dile getiren Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Deprem korkusu kişilerde yüksek sese karşı aşırı hassasiyet, her an deprem oluyormuş hissi veya beklentisi, yoğun korku, uyku bozuklukları ve yeme düzeninde bozulmalar şeklinde ortaya çıkabiliyor. Deprem korkusunda kişi genellikle depremin kendisinden değil, doğuracağı sonuçlardan endişe ediyor” şeklinde konuştu.
DEPREMİN ARDINDAN ESKİ YAŞAMA DÖNMEK ZAMAN ALIYOR
Deprem ve yarattığı etkilerin korku, öfke, suçluluk ve pişmanlığın deprem sonrasında gösterilen tepkiler arasında olabileceğini söyleyen Psikolog Dokuzlu, “Deprem gibi travmatik olaylar, kişilerin bir süre tedirginlik yaşamasına neden oluyor. Günlük yaşamında bu gibi yaralayıcı ve oldukça etkileyici bir deneyim yaşamayan kişi için deprem sonrasındaki süreç oldukça zorlayıcı olabiliyor ve kişinin yeniden yaşamına kaldığı yerden devam etmesi ayları hatta yılları bile bulabiliyor” diye konuştu.
Özellikle enkaz altından çıkmış veya yakınını kaybetmiş kişiler için durumun çok daha zor olduğunu dile getiren Dokuzlu, “Sağlıklı olan, bu süreçten bir süre sonra normal yaşama devam etmektir ancak travma yaşayan kişi adaptasyon evresinde ve travmayla başa çıkma konusunda zorluk yaşıyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalı” hatırlatmasında bulundu.
DEPREM KORKUSU NASIL YENİLİR?
Travma yaşayan insanlarla doğru iletişim kurmak da önemli. Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, deprem gibi afetlere maruz kalan kişilere nasıl destek olunabileceğine ilişkin şu önerilerde bulundu:
Olaya maruz kalan kişiyi dinleyin
Kişi yaşadığı olumsuz durumu tüm ayrıntılarıyla paylaşmak isteyebilir veya hiç bu konu hakkında konuşmak istemeyebilir. Neler hissettiğini, neler yaşadığını anlatmasına izin verin ve sabırla dinleyin. Yaşadıkları hakkında paylaşımda bulunmak istemiyorsa ısrarcı olmayın. Dinlerken yargılamayın, eleştirmekten kaçının. Yaşadığı olumsuzluğu paylaşacağı birinin olduğunu bilmek ona iyi hissettirecektir.
Ona ihtiyacı olduğunda yanında olacağınızı söyleyin
Olumsuz durumlar sonrasında insanlar her zaman konuşmak istemeyebilir, olayı hatırlatacak şeyleri düşünmek istemeyebilirler. Bazen hiçbir şey yapmadan sadece yanında olmak, varlığınızı hissettirmek bile iyi gelecektir. Bu gibi olaylar sırasında veya sonrasında ihtiyaç duyulan şey kişiyi dinleyen, güven veren, anlamaya çalışan, hoşgörülü birinin yanında olduğunu hissetmesidir. İhtiyacı olduğu her zaman size kolayca ulaşabileceğini hatırlatın.
Zamana ihtiyacı olduğunu unutmayın
Afette kayıp yaşayan kişi bu yıkıcı olayın etkisiyle bir süre sağlıklı düşünemeyebilir, kendini anlatırken duygularını ifade ederken zorlanabilir, günlük yaşamına geri dönmesi zaman alabilir. Bu sırada çevresindekilerin desteği, söyledikleri, kişinin iyileşmesine katkı sağlar. Hemen eski yaşantısına dönmesini beklemek ve hiçbir şey olmamış gibi davranmak yapılan en büyük hatalardan biridir.
Yaşadıkları şok ve çaresizlikle birlikte olaylar hakkında doğru yorumlar yapamayabilirler. Bu nedenle onları rahatlatmak adına geçici çözümler üretmek yerine kalıcı ve yaşamlarını kolaylaştırıcı gerçekçi fikirlerle yardımcı olmaya çalışmalısınız.
Sosyal medyada dikkatli olun!
Toplumdaki diğer bireylere de destek olmak adına afet sonrası psikolojik destek sağlamaya gönüllü uzman kişilerin iletişim bilgilerini mümkün olduğunda fazla kişiyle paylaşmaya çalışın. Buna ek olarak sosyal medyadaki yanlış ve yanıltıcı, paniğe sürükleyici bilgilerin yayılmaması için bu bilgileri gerekli yerlere bildirin.
Huzursuz edecek söylemlerde bulunmayın
Suçlayıcı dil kullanmak yerine bugünlerde uzlaşmacı, yardımcı ve barışçıl bir dil kullanmaya çalışın. Birçoğumuz yaşanılan üzücü afetler nedeniyle üzgünüz, duygularımızı paylaşmak istememiz oldukça normal fakat bunu yaparken kendimizi ve başkalarını huzursuz edecek söylemlerden uzak durmalıyız. Toplumdaki kaygının fazla olması kişilerarası çatışmayı ve anlayışsızlığı da beraberinde getirebilir. Bu da gereken yardıma yeterince odaklanmayı engelleyebilir.