3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası: “Sağ kaburgamın altından o çocuğa çiçekler gönderiyorum”
1 kişi 8 kişiye can oluyor; akciğeriyle nefes, böbreğiyle can, kalbiyle yaşam veriyor. Organ bağışı hayat kurtarıyor. Diyaliz makinesine bağlı yaşayanların, günlerini yoğun bakım ünitelerinde geçirenlerin yaşamı bağışlanacak bir organa bağlı. Geçirdiğiniz trafik kazası, aldığınız grip virüsü ya da kullandığınız yanlış ilaç, sizi nakil sırası bekleyen biri haline getirebiliyor. 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası. Nakil sırası bekleyenler ve nakil olanlar anlattı…
DUYGU YEŞİLGÖZ / gazetevatan.com
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 22 bin 735 hasta, organ ve doku nakli bekleme listesinde. Bu hastalardan 809'u kalp, 39'u akciğer, 19 bin 80'i böbrek, 1337'si karaciğer, 265'i pankreas, 1'i ince bağırsak ve 1204'ü kornea nakli için sıra bekliyor.
“Gece uykularım yok, her an telefon çalacakmış gibi geliyor”
34 yaşındaki Faruk Altun da karaciğer nakli bekleyen 1337 kişiden biri. 2,5 buçuk yaşında başlayan genetik hastalığını dalak büyüklüğü, kalp ritim bozukluğu, lenf kanseri ve kronik karaciğer yetmezliği takip etti. 2020 yılında nakil yapılmasına karar verildi, ailesinde kimsenin dokusu tutmadı ve karaciğer nakli sırasına yazıldı.
Nakil sırası beklemek zordu: “2.5 senedir sıradayım ve her geçen gün bana bir yıl gibi geliyor. Gözüm kulağım telefonda. Telefon çaldığında eğer yabancı bir numaraysa hastaneden mi diye teli heyecanla acıyorum. Gece uykularım yok, her an telefon çalacakmış gibi geliyor, İstanbul'a nasıl yetişirim diye düşünüyorum. Telefon daima elimde.”
“Kimse başına gelmeden anlamaz. Öldükten sonra başkalarına umut olalım” diyen Altun insanları organ bağışına destek olmaya çağırdı.
37 yaşındaki Pınar Dibek ise böbrek nakli bekleyen kişilerden biriydi, şansı yolunda gitti; nakil sırası beklemesine gerek kalmadı, eşi böbreğini verdi.
9 yaşından beri böbrek hastalığıyla mücadele eden Dibek’in hamilelik sürecinde değerleri yüksek çıkınca, 6 gün boyunca diyalize girmesine karar verildi. Diyaliz sürecini bekleme kararı aldı; ancak ağrılarının artması önüne bu kez diyaliz dışında organ nakli seçeneğini sundu. Nakil olması gerektiğini duyunca kabullenemedi ve o anı “Yaşım genç arkada çocuğum var. Bana bir şey olursa ona ne olur” sözleriyle anlattı. Organ naklinin önemine vurgu yapan Dibek’in nakil olmasının üzerinden 6 ay geçti.
“ÖLÜME YAKLAŞTIĞINIZI HİSSEDİYORSUNUZ”
Dibek gibi hayata yeniden tutunan isimlerden biri de 55 yaşındaki Fazilet Sönmez oldu. Sağlıklı olduğunu düşünürken bağışıklık sisteminin vücudun kendisine saldırmasıyla oluşan bir siroz türü onu organ nakli bekleyen bir kişi haline getirdi. Karın şişliği, kusma, ishal, sırt ağrısı şikayetiyle gittiği doktor, organ nakli ihtiyacı olduğunu söyledi.
Tedavi süreci başladı, aileden kimse uyumlu çıkmadı ve organ naklinde ilk sıraya yazıldı. 2 yıl uygun karaciğer bekledi. Nakil sırası beklemek onun için de zordu: “Ölüme yaklaştığınızı hissediyorsunuz. Bir süreniz var sonunda vefat edeceksiniz hissi yoğunlaşıyor.”
Ömür buraya kadarmış diye düşünürken gece çalan telefon, hayatının dönüm noktası oldu. Nakil olduktan sonra hayata artık başka bir gözle bakmaya başladı: “1 ay boyunca ağladım. Ölecektim ölmedim, bu nasıl bir mucize. Ağzıma lokma sokamıyordum, bir şeyin tadına varırken ağladım. Tuvalete girerken ağladım. Ben bu kadar kötüyken tekrar sağlığıma kavuştum. Şimdi uzun yürüyüşler yapıyorum, yıldızları daha uzun izliyorum.”
Sönmez sağlıklı insanlara farkındalık, hasta olanlara da umut olmak için nakil olduktan sonra bir de kitap yazdı, "gelin birine can olun" dedi. Bağışçı aileyle hiç karşılaşmadı ama sağ kaburgasının altında o çocuğa çiçekler göndermeyi hiç unutmadı.
NAKİL BEKLERKEN AKCİĞER BEKLEYEN ARKADAŞINI KAYBETTİ
Böbrek nakli bekleyen 19 bin 80 kişiden biri de 24 yaşındaki Dilek Gençyılmaz. Doğuştan kronik böbrek hastası Gençyılmaz 2014 yılında karın ağrısı şikayetiyle doktora gitti, önce 6 aylık diyet uygulandı, değerler yüksek çıkınca diyalize girmesine karar verildi.
Diyaliz ve nakil olma fikrini önce kabullenemese de zaman geçtikçe içindeki gücü fark etti ve onu gün yüzüne çıkardı. Bağış bekleyenleri de içindeki gücü keşfetmeye çağırdı.
7,5 yıldır diyalize bağlı yaşayan Gençyılmaz’a 2 kez böbrek çıktı ancak kan ve doku uyuşmadığından nakil yapılmadı. Böbrek bulunmasına rağmen nakil olamamasına hiç üzülmedi: “Tek kişinin ben olmadığını biliyorum. Bana çıkmadı ama başka bir hasta hayat buldu.”
Böbrek nakli beklerken akciğer nakli bekleyen arkadaşını kaybeden Gençyılmaz yeterli organ bağışı yapılmadığına dikkat çekerek “Bir organ bir hayat. Bize can ve umut olun” dedi.
NAKİL SAYILARI DÜŞTÜ
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, kalp nakli sayısı 2018'de 91, 2019'da 84'ken 2020'de 21'e düştü. Geçen yıl 24 kişiye kalp nakli yapıldı, 30 Ekim 2022 itibarıyla nakil sayısı 20 oldu. Akciğer nakli sayıları da 2018'de 43 iken, 2019'da 33'e, 2020'de 11'e geriledi. Geçen yıl 21 kişiye akciğer nakli yapıldı, bu yıl 30 Ekim itibarıyla akciğer nakli yapılan kişi sayısı 9 oldu.
Böbrek nakli için sıra bekleyen hastalardan 3 bin 874'ü 2018'de, 3 bin 863'ü 2019'da ameliyat edildi. Nakil sayısı 2020'de 2 bin 499'a geriledi, geçen yıl 3 bin 375'e yükseldi. Bu yıl 30 Ekim itibarıyla sayı 2 bin 973 oldu.
2018'de 1587 olan karaciğer nakil sayısı, 2019'da 1776'ya çıktı. Karaciğer nakilleri 2020'de 1319, 2021'de 1530, bu yıl 30 Ekim itibarıyla 1294 olarak kayıtlarda yer aldı.
En sık yapılan nakiller arasında yer alan korneada ise sayı 2018'de 4 bin 141, 2019'da 3 bin 789, 2020'de 1651, 2021'de 2 bin 812 ve 2022'de 2 bin 656 oldu.
COVİD-19 PANDEMİSİ BAĞIŞLARI OLUMSUZ ETKİLEDİ
Söz konusu azalmayı pandemi ve beyin ölümü saptanan kadavraların ailelerinin bağış rızalarındaki olumsuzluklar olduğunu aktaran Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk “Özellikle kadavra donörden organ bağışı için, kişilerin sağlıklarında T.C. Sağlık Bakanlığı aracılığı ile resmi olarak organlarını bağışlama müracaatları son derece yetersiz. Bir de kişi sağlığında organlarını resmi olarak bağışlasa bile, beyin ölümü gerçekleştiğinde 1. Derece akrabalarının yazılı onayı da gerekiyor, bu safhada aileler maalesef özel duyguları nedeni ile onay vermiyorlar. Ayrıca kadavra donörden organ bağışı yapılsa da donörün organlarının tıbbi açıdan kullanılabilirliği de çok önemli, kadavra donörün her organı çok çeşitli tıbbi nedenlerle kullanılmayabiliyor, pandemi nedeni ile bu konuda da olumsuz gelişmeler yaşandı.
Covid-19 pandemisi bağışları olumsuz etkiledi, pandemi nedeni ile kişiler sağlık kuruluşlarına gidemedi ve resmi organ bağışı yapamadıkları gibi, özellikle beyin ölümü safhasında çeşitli nedenlerle teşhisler konulamadı, kadavra donörün organları tıbbi açıdan uygun bulunmadı ve bazı durumlarda, covid-19 pozitif donörlerin beyin ölümleri göz ardı edildi.” ifadelerini kullanırken, organ nakli konusunda merak edilen diğer sorulara şu yanıtları verdi:
En çok nakil beklenen organ böbrek. Nakil bekleyen hasta sayısı her yıl artarken böbrek bağışı sayısı düşük kalıyor. Bunun özel bir sebebi var mı, bağışçı sayısı daha az diye mi?
Organ bağışı ve dolayısıyla böbrek bağışı son üç senede pandemi nedeni ile azaldı. Ağırlıklı olarak canlı vericiden yapılan böbrek bağışları ile böbrek nakilleri, tıbbi açıdan 4. Dereceye kadar akraba ve hısımlardan uygun olanlar yapıldı ve belirli bir doygunluğa ulaştı.
Asıl organ/ böbrek bağışının hedefi kadavra donörden yapılan bağışların artması, ki bu yönde de negatif gelişme var. Hastanelerin yoğun bakım servislerinde beyin ölümü saptanan kadavraların ailelerinin bağış rızalarında, pandeminin getirdiği olumsuzlukların yanında, son zamanlarda çeşitli nedenlerle azalma gösteriyor.
Canlı verici nakillerinde oran ne?
Pandemi öncesi böbrek naklinde, canlı vericiden % 78, kadavra donörden % 22 oranında nakil gerçekleşirken, pandemi döneminde yapılabilen böbrek nakillerinde, kadavra donörden nakil oranı % 9’lara düştü. Önümüzdeki ilk hedef en azından % 80 canlı, % 20 kadavra oranlarını yakalayabilmektir.
Canlı vericiden yapılan organ nakillerinde yaş ya da başka bir kriter var mı?
Tıbbi ve idari-sosyal tüm kriterleri karşılayan canlı vericiden böbrek nakillerinde, özellikle vericinin uzun yıllar tek böbrekle yaşamasında risk olasılığı düşünülerek, genç olmaması, alıcının vericiden daha genç olması tercih edilmektedir.
T.C. Sağlık Bakanlığının yönetmeliklerde belirtildiği üzere, kadavradan organ bağışında, sistemsel olarak organ dağıtım yapılırken, tıbbi açıdan en uygun alıcılardan genç olanı tercih edilir.
Canlı donör hangi organlarını bağışlayabilir?
Canlı vericiler, böbrek, karaciğer ve kemik iliği organlarını bağışlayabilir ve nakilleri yapılabilir.
Bağışçı olmak için hangi şartlara sahip olması gerekiyor?
Sağlığında T.C. Sağlık Bakanlığı aracılığı ile resmi olarak kişi organlarını bağışlayabilmesi için, 18 yaşından büyük ve mümeyyiz olması ile iki şahit eşliğinde yazılı rızasının olması gerekiyor. Canlı organ vericileri de aynı şekilde 18 yaşından büyük ve mümeyyiz olmaları şartı ile 4. Dereceye kadar, akraba ve hısımlarına, eşlerine ve uzun süre birlikte yaşadıkları akraba dışı kişilere, İl Etik Kurulunun onayları çerçevesinde, tıbbi açıdan uygunluk sağlaması halinde, organlarını bağışlayabiliyorlar.
Kadavra donörden bağışlar, hastanelerin yoğun bakım servislerinde, beyin ölümü tıbbi olarak kanıtlanmış ve suni solunum cihazına bağlı kişilerin, 1. Derece akrabalarının yazılı izinleri ile tıbbi açıdan kullanılabilirliği belirlenmiş organları, ortalama 48 saat, nadiren 72 saat içinde ihtiyacı olan hastalara nakledilebilir.
Kişilerce genellikle beyin ölümü ve bitkisel hayat birbirine karıştırılmaktadır. Beyin ölümü, kişinin tıbbi kanıtlarla geri dönüşümsüz olarak beyin ölümünün gerçekleştiği tespiti yapılır, bu kişinin organları ancak suni solunum cihazına bağlı olarak en fazla 72 saat çalışır halde tutulabilir. Kalp durmasına bağılı olarak saptanan ölümün dışında, beyin ölümü de ikinci bir ölüm tespitidir.
Beyin ölümü tıbbi açıdan gerçekleşmiş kişilere kadavra donör denir, organ bağışı 1. Derece akrabalarının yazılı rızaları alınmak sureti ile gerçekleşebilir, kullanılabilir organlar ihtiyacı olan hastalara nakledilebilir. Bunun dışında yoğun bakım servislerinde, çeşitli tıbbi nedenlerle yatmakta olan hastaların yaşamları devam etmektedir, tıbbi tedavileri bitince sağlıklarına kavuşurlar. Kalbin durmasına bağlı olarak gerçekleşen ölümlerde, organlar kullanılamaz, organ bağışı yapılamaz.
Bitkisel hayat ise kişinin bilincinin kapalı, ancak beyni dahil tüm organlarının çalışması, kendi kendine solunum yapabilmesi halidir, kişi belirsiz bir süre sonunda kendine gelebilir. Bitkisel hayatta olan kişilerin yaşamları devam etmektedir, asla organ veya organları alınmaz/alınamaz.
GATA Organ Nakli Koordinatörü Selda Urhan da kişilerin organ nakli konusunda kafalarını en çok karıştıran konunun beyin ölümü tanısı olduğunu söyledi ve beyin ölümü gerçekleşen kişilerin yakınlarından onay alma sürecinin nasıl işlediğine şu sözlerle cevap verdi:
“Toplumda kişilerin en çok ikna olamadığı ve anlayamadığı şey beyin ölümü tanısıdır. Beyin ölümüyle bitkisel hayat sıklıkla birbirine karıştırılıyor. Bitkisel hayat ve beyin ölümü birbirinden farklı kavramlardır. Bitkisel hayatta nadir de olsa kişinin yeniden sağlığına dönme şansı vardır. Kişi kendi kendine nefes alabilir, beyin damarlarında kan dolaşımı mutlaka vardır.
Beyin ölümü gerçekleşen kişinin beyin ve beyin sapı refleksleri tamamen ve geri dönüşümsüz olarak kayba uğramıştır. Bu kişiler beyin ölümü tanısı konulduktan sonra kesinlikle hayata geri dönüş sağlamazlar. Beyin tanısı konulduktan belli bir süre sonra kalp de durur.
Organ nakli yapılabilmesi için beyin ölümü tanısının bir heyet tarafından konulmuş olması gerekir. Bu heyet de anestezi ve yoğun bakım uzmanı, nörloji ve nöroşirurjiden oluşur.
Tüm dünyada kanıta dayalı testler yapılır. Apne testi bizim için ayırıcı tanıdır, apne testinden sonra destekleyici testler de kullanılabilir.
Yoğun bakımlarda beyin ölümü tanısı konan kişilerin yakınlarına, doktor tarafından deklarasyon yaptıktan sonra aileye organ nakli koordinatörü tarafından bağış ile ilgili fikirleri sorulur. Eğer aile bağış yapmayı kabul ederse aile onay formu doldurulur ve resmi işlemler başlatılır.
Urhan organ bağışı ve naklinden sonrası süreç hakkında merak edilen sorulara ise şu şekilde yanıtladı:
Organ bağışı nasıl yapılır?
2238 yasa gereği 2 şahit huzurunda, 18 yaşını doldurmuş ve akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışı yapabiliyor.
E nabız üzerinden yapılan bağışlar ise yeterli değil, özellikle bir sağlık kuruluşuna başvurarak ıslak imzalı evrağın doldurulması gerekiyor.
Bağışlanan bir organ, bekleme listesindeki hangi hastaya naklediliyor, hasta nasıl seçiliyor?
Kişinin bağış yapılan organlarına yeniden tahlil yapılır, organların tıbben uygun olup olmadığına karar verilir. Tabii öncesinde bölge koordinasyon merkezi, ulusal koordinasyon merkezine resmi olarak bilgilendirme yapılır. Ardından sistem üzerinden dağıtıma geçilir.
Listede bekleyen hastalar arasında uyum sağlanan ve aciliyet sırası olan hastalara, bakanlığın denetimi altında nakil süreci başlatılır.
Urhan toplumdaki ön yargının nasıl kırılması gerektiği sorusuna ise “Önyargıyı kırmanın yolu eğitimden geçiyor. Organ bağışı konusu medyada daha çok yer almalı, ünlüler, siyasetçiler bağış konusunda olumlu fikirlerini beyan etmeli, halka duyurmalı ve örnek olmalıdır.” Şeklinde yanıt verdi.