Telefon, televizyon yayını ya da internet... Artık bu hizmetlerden faydalanmayan yok denecek kadar az. Durum böyle olunca da şirketler, müşterilerini elde tutabilmek için cazip kampanyalar sunmaya başladı.
En çok uygulanan kampanya modeli de uzun taahhüt süreleri karşılığında geçerli olan fiyat indirimleri. Sürenin uzamasıyla fiyatın nispeten düşüyor olması kullanıcılara da cazip hale geliyor. Ama taahhüt süresinin dolmasını beklemeden abonelikten caymak isteyince de ortaya yüklü bir fatura ve ek ödeme çıkıyor.
Tüketici Konseyi ile Ticaret Bakanlığı arasında geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili bir toplantı gerçekleştirildi. Konsey, toplantıda Koronavirüs salgını sürecinde oluşan tüketici mağduriyetlerinin önlenmesi için çeşitli önerileri masaya getirdi. Toplantıda beyaz eşyadan gıdaya, eğitimden sağlığa, enerjiden e-ticarete kadar pek çok alanla ilgili kararlar çıktı. En çok dikkat çeken ise abonelikten cayma hakkına dair olan karardı.
Bu noktada Konsey, "İnternet ve diğer iletişim aboneliklerinin iptali konusunda tüketicilerin yaşadığı sıkıntılar giderilmeli. Cayma hakkı kullanıldığında ek maliyetler tüketiciye yüklenmemeli" uyarılarında bulundu.
Ancak insanları mağdur eden bu konu hâlâ çözülebilmiş değil. Şikayet platformlarında abonelikten cayma hakkıyla ilgili mağduriyetlerini dile getiren kişilerin sayısı gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bunlardan biri de benim...
Kullandığım internet sağlayıcısı ile yaptığım iki yıllık taahhüdü iptal edip, abonelik sözleşmemi bitirmek istedim. Ama çıkacak olan son faturama kullanmadığım ayların ücretinin yansıtılacağı ve ek ödemelerin olacağı söylendi. İptal etme gerekçem de soruldu ve mevcut paketimden biraz daha ucuz bir tarife ile ikna etme çabasına girişildi.
Hiçbir avantajı kabul etmeyip kurumla olan hizmet sözleşmemin tamamen bitirilmesini istediğimde, çok yüksek olan ücreti ödemem gerektiği tekrar vurgulandı. Konuyla ilgili bir orta yol bulamadığımızdan mesele öylece rafa kalktı. Şu an mevcut taahhütlü sözleşmem üzerinden hizmet almaya devam ediyorum.
Ticaret ve borçlar hukuku alanında uzman avukat Gökhan Dinç ile konuyu tüm detaylarıyla konuştum.
KANUN TÜKETİCİDEN YANA AMA İNSANLARIN ÇABUK PES ETMEMESİ GEREKİYOR
1-) Konuyla ilgili tüketiciyi koruyan ve cayma hakkına ilişkin bir yönetmelik var mı?
Hukuk sistemlerinde tüketiciler savunmasız görüldüklerinden dolayı her zaman özel olarak korunuyorlar. Mevzuatımızda da tüketicinin korunmasına oldukça dikkat ediliyor. 07.11.2013 tarihinde kabul edilen, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun pek çok konuda insanların haklarını düzenliyor. Abonelik sözleşmelerinin nasıl olması gerektiği ve kişilerin de bu husustaki hakları Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 52’nci maddesinde yer alıyor.
Abonelik sözleşmesi insanların, belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan sözleşmeler olarak tanımlanıyor. Abonelikten cayma hakkı da aynı maddede özel olarak düzenlenmiş durumda. İlgili maddeye göre firmaların abonelik sözleşmelerinin bir nüshasını tüketiciye vermesi zorunlu. Sözleşmenin bitiminden itibaren uzayacağına dair hükümler konması da mümkün değil.
BİR YILDAN FAZLA OLAN SÖZLEŞMEDE GEREKÇE GÖSTERMEDEN VE ÜCRET ÖDEMEDEN CAYMAK MÜMKÜN
2-) Kanuna göre bir kişi, bir yılı aşkın süredir devam eden taahhütlü bir aboneliği onayladığında ya da kullanmaya devam ederken, mevcut taahhüt bedeli ve ek ödeme yapmaksızın cayma hakkına sahip mi?
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun bu hususu özel ve ayrıntılı olarak düzenlemiş durumda. Tüketici, hiçbir süresi olmayan ya da bir yıldan uzun olan abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahip.
İnsanlar aboneliğe son vermek istediğinde de firma şartları asla ağırlaştıramaz. Eğer bunu yapıyorsa suç işliyor demektir. Tüketici fesih istediğinde belli süre içerisinde kurum, feshi sağlamakla yükümlü. Hizmet sağlayan firma, bu süre içerisinde fesih işlemini sağlamazsa insanlardan kullanım bedeli de talep edemez.
3-) Peki bir yıldan az aboneliğe sahip olanlar da gerekçe göstermeksizin cayma hakkından yararlanabiliyor mu?
Bir yıl ve bir yıldan kısa olan taahhüt için sözleşmeden cayarken gerekçelendirme zorunluluğu hususu var. Fakat ülkemizde pek çok firma
sözleşme kurulana kadar tüketiciye vaatlerde bulunuyor ancak sözleşme kurulduktan sonra vaatlerinin hiçbirisini yerine getirmiyor. Bu bile caymak için bir neden.
Hizmet sağlayıcıların ana hizmetlerini yerine getirmemesi mümkün değil. İnternet aboneliğinde firmadan beklenen kesintisiz internet hizmeti sağlaması. Telekom firmasından beklenti ise sağlıklı görüşme ve internet hizmetini sunması. Firma sözleşmede yer alan maddeleri yerine getirmediğinde insanlar her zaman alamadığı hizmetten cayma hakkına sahip. Hatta zararı varsa da karşılanması gerekiyor.
Örneğin Konya'da bir vatandaş, bir yıl taahhütlü internet hizmetinin, ödediği bedel karşılığındaki megabit hızı düşük olunca abonelikten cayıyor ve 1200 lira cayma bedeli ödüyor. Daha sonra haklarını öğrenip, başvuruda bulunuyor. Ödediği miktar kendisine iade ediliyor. Son dönemde böyle çok fazla dava görüldü.
Yani bir yıldan az bir aboneliğiniz varsa ve size sunulan hizmeti sözleşme şartlarına göre alamıyorsanız, hukuki olarak cayma hakkına sahipsiniz. Haklarınızı söyledikten sonra karşı tarafın size söylediklerini duyunca hemen pes etmemek gerekiyor.
4-) Aboneliği bulunanlar, iptal işleminde kurum tarafından ücret ödemeye zorlanırsa nasıl davranmalı, hangi adımları izleyerek hakkını aramalı?
Öncelikle firmaya haklarını hatırlatmalılar. Bir sonuç alamadığı takdirde Tüketici Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemelerine başvurarak haklarını aramaları gerekiyor. Eğer zararları varsa faiziyle bile alabilirler.
‘ARTIK 1 YILLIK TAAHHÜTLER BİLE UZUN SAYILIYOR, YENİ DÜZENLEMELER ŞART’
5-) Bu tip sorunlarla karşılaşılmaması için tüketici odaklı nasıl önlemler alınmalı?
Günümüzde global pek çok markanın aylık aboneliklerle ilerlediği ve sözleşmelerde cayma bedelinin olmadığı görülüyor. Tüketicinin istediği zaman cayabileceği sözleşmeler, firmaların tüketiciyi sözleşme kurulduktan sonra da tatmin etmeye çalışmasını sağlıyor. Hukuk, yaşayan ve zamana uyum sağlaması gereken bir sistem. Günümüzde bir yıllık taahhütler dahi uzun olarak kabul edilmekte.
Zamanla kanunumuzdaki bir yıl olarak belirtilen sürenin daha da kısalmasını arzu ediyoruz. Firmaların piyasada tekel konumunda olmamasını, tüketicinin büyük firmalar karşısında savunmasız kalmamasını sağlamak hukuk sistemimiz ve vatandaşlarımız için oldukça önemli. Firmaların tüketiciyi daha fazla memnun etmek için rekabet etmesi gerekiyor. Bunu da sadece hukuk kurallarıyla sağlayabiliriz.
6-) Olaya kurum/şirket tarafından bakarsak şu şekilde savunma yapıyorlar: “Ben tüketiciye taahhüt verdiğim için bir indirim yaptım, eğer süre dolmadan çıkarsa yaptığım indirimi bana geri versin.” Böyle bir anlayış hukuki olarak doğru mu?
Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği firmalar tarafından maalesef kötüye kullanılıyor. Firmalar çok kurnaz bir yöntemle, aslında aboneliği hiç satmadıkları fiyattan satıyormuş gibi yapıp 40-50 liraya satılan bir hizmeti "bu 300 lira ama biz size 50 liraya veriyoruz" diye çok yüksek indirim yapıyorlarmış gibi gösteriyorlar.
Buradaki rakamdan düşündüğümüzde sanki aylık 250 lira indirim yapmış gibi gösteriliyor. Geri alacakları indirim tutarı da çok yüksek çıkıyor. Aslında kanunen cayma bedeli alınmasa da başka bir isim altında cayma bedelini almaya devam ediyorlar.
Bu noktada da mahkemelerimizin bu kötü niyete dikkat etmesi gerekiyor. Kanunla tüketiciye tanınan hakkın arkasından dolaşılması mümkün değil. Firmaların indirimsiz fiyattan sözleşme yapıp yapmadığı araştırılmalı. "İndirim" kelimesi maalesef tüketici nezdinde güvenilirliğini yitirmiş durumda.
Denetim olmadığı için 5 katı bir fiyat yazılıp indirim yapıldığı iddia ediliyor. Taahhütsüz fiyatları şişirip gerçekte olmayan rakamları abonelikten cayarken tüketiciye dayatmak kabul edilemez. Bu tür eylemler Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'a ve kanunun çıkış amacına da açıkça aykırı.
TÜRKİYE'DE MOBİL ABONE SAYISI 83,5 MİLYONA YAKLAŞTI
HER GEÇEN GÜN TAAHHÜTLÜ SÖZLEŞME SAYISI ARTIYOR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından hazırlanan Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Verileri Raporu’na göre yeni tip Koronavirüs salgını döneminde mobil abone yaygınlığı, 83,5 milyon aboneyle neredeyse yüzde 100'e ulaştı. Bu abonelerin 77 milyondan fazlası 4,5G hizmeti alanlardan oluşuyor.
Her yıl artmaya devam eden abone sayısına ek olarak faturalı abonelerin oranı da bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 66,3'e yükseldi. Salgın döneminde birçok günlük aktivite internet üzerinden yapılabilirken bu durum hem mobil hem de sabit internet abone sayısını ve kullanım miktarlarını da artırdı.
Yılın ilk çeyreği itibarıyla geniş bant internet abone sayısı 17,1 milyonu sabit ve 66,8 milyonu mobil olmak üzere toplam olarak 83,9 milyon oldu. Salgının da başladığı 2020 yılının ilk çeyreğiyle kıyaslandığında, yıllık internet abone sayısı artışı yüzde 8'i aştı. Bu abonelerin tamamı doğal olarak taahhütlü sözleşmeye de sahip.