Tutturursa gerçek kahin O olur

Nobel’in en güçlü adayları arasında gösterilen Prof. Daron Acemoğlu, “Çin, her türlü üretimi kopya ederek bu hale geldi. Ama kendine ait olanı üretmediği için Çin’deki büyüme gerçekçi değil ve ileride ciddi sorunlarla karşılaşmaları muhtemel” dedi. Oysa IMF, Çin’in 2016 yılında dünyanın en büyük ekonomisi haline geleceğini tahmin ediyor.

ABD’nin 40 yaş altındaki en iyi ekonomistine verilen John Bates Clark madalyasına layık görülen ve ABD’de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) ekonomi profesörü olarak görev yapan Daron Acemoğlu, Çin rüyasının sona ereceği tahmininde bulundu. Bahçeşehir Üniversitesi’nin konuğu olarak İstanbul’da basınla biraraya gelen Prof. Acemoğlu, Aralık ayında çıkmaya hazırlanan yeni kitabı ve Nobel yolunda ilerleyişinin öyküsünü anlattı. Toplantıda, yükselen ekonomisiyle dikkatleri üzerine çeken Çin konusuna da değinen Prof. Acemoğlu, “Çin, her türlü üretimi kopya ederek bu hale geldi. Ama kendine ait olanı üretmediği için Çin’deki büyüme gerçekçi değil ve ileride ciddi sorunlarla karşılaşmaları muhtemel” değerlendirmesini yaptı. Ekonomi ve demokrasi ilişkileri üzerine çalışmalar yürüten Prof. Daron Acemoğlu, “Niçin bazı ülkeler demokratik oluyor da diğerleri olamıyor?” sorusuna cevap arayan teoriler geliştirdiğini söyledi.

Sıcak bölge Ortadoğu’ya ilişkin görüşlerini de aktaran Prof. Daron Acemoğlu, bölgenin yeni gelişmelere ve değişimlere gebe olduğunu söyledi. Acemoğlu, “Bir tek Hüsnü Mübarek’i ortadan kaldırmak yetmez. Tunus ve Mısır arasında müthiş farklılıklar var. Yeni gelişmelerin yaşanması muhtemel” dedi. Prof. Acemoğlu, son dönemin tartışma konusu başkanlık sisteminin parlamenter sisteme kıyasla daha istikrarsız olduğunu söyledi. Demokrasinin elitlerle kitleler arasındaki ekonomik temelli bir çatışmanın sonucunda doğduğunu belirten Acemoğlu, kşunları söyledi:

“Elitlerin gücünü artırmak demokrasiye geçişi kolaylaştırabilir ama elitlerin gücünün ölçüsü kaçarsa, o zamanda demokrasi yıkılabilir. Mesela Singapur... Neden hiç demokratikleşemedi? Çünkü çok eşit bir toplum. Refah düzeyi yüksek ve bu refah oldukça eşit dağıtılmış. Dolayısıyla kitlelerin elitlere karşı demokrasi talebinde bulunmasına gerek yok.”