Fırsatçıların yeni hilesi ortaya çıktı: Esmer pirinçten bal! Gıda Güvenliği Denetim Uzmanı açıkladı
Ballar artık piyasada üretimi yaygınlaşan sahtecilik olaylarından dolayı çoğu tüketiciye güven vermiyor. Katkı maddeleri ile üretilen bal, hem sağlığı tehdit ediyor, hem de paranın çöpe gitmesine neden oluyor. TÜKONFED Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Komite Başkanı Nurten Sırma, fırsatçıların yeni yöntemini anlatarak, sahte balın nasıl anlaşılabileceğine ilişkin bilgilendirici açıklamalarda bulundu.
YASİN ARSLAN | gazetevatan.com
Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmezlerinden olan bal, şifa kaynağı olarak mucizevi besinler arasında yer alıyor. Gerçek ballar her ne kadar sağlıklı olsa da, piyasada her geçen gün üretimi artan sahte ballar da bir o kadar tehlikeli oluyor. Türkiye’nin dünya çapında büyük bir bal üreticisi olduğunu dile getiren TÜKONFED Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Komite Başkanı ve Gıda Güvenliği Denetim Uzmanı Nurten Sırma, sahte bala ilişkin gazetevatan.com’a önemli açıklamalarda bulundu.
"BAL GIDA SAHTECİLİĞİNİN BAŞINDA GELİYOR"
Sahte balın eskiden gelen bir sorun olduğuna dikkati çeken Sırma, bu sorunun günümüze kadar katlanarak büyüdüğünü ve önü alınamaz bir hal aldığını belirterek, “Şimdi hem girdi fiyatları yükseldi, hem de döviz bazındaki hareketlenmeler ve üreticiyi zorlayan küresel riskler arttı. Beraberinde de iklim değişikliği gibi rekolteyi azaltan, hem balda hem de diğer gıda ürünlerinde küresel riskler de var. Sanki çember daralıyor gibi ve üreticiyi baskılayan unsurlar art arda geldi. Burada işin çözümü aslında doğru üretim yaparak devam edebilmek. Dünyada gıda sahteciliği en çok nelerde yapılıyor diye sorarsanız; sıvı yağ, zeytin yağı, bal, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri bunların başında geliyor. Dikkat ederseniz bunlar maddi değeri yüksek gıdalardır. Vatandaş bir gıdaya ulaşmakta zorlanıyorsa, orada bir açık alan oluştuğu için orayı da gıdada sahtecilik yapmaya yönelen üreticiler ne yazık ki doldurabiliyor” dedi.
BAKANLIĞIN İFŞA LİSTESİNE DİKKAT!
Türkiye’nin dünya çapında büyük bir bak üreticisi olduğunu vurgulayan Sırma, Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Ofisi’nin (OLAF) Türkiye'den giden balların bir kısmında sahtecilik tespit edildiğini ve bununla ilgili bir rapor yayınladıklarını hatırlatarak, “Sahte balın hem maddi açıdan karı fazla, hem de riski yok. Yani arılar öldü mü, iklim değişikliğinden etkilendi mi, kovanda arı sayım azaldı mı? Bununla uğraşmıyor üretici. Bir kısım gerçek balın içine glikoz-fruktoz şurubu oranlayarak koyuyorlar. Bu kısmi bir sahtecilik, adı da taşişdir. Bununla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ifşa listeleri de mevcut. Ya da hiç bal koymayanlar var. Bir kavanozun içine glukoz-fruktoz şurubu biraz da bal esansı koyarak bal görüntüsü veriyor. Üzerine bir arı fotoğrafı, bir petek fotoğrafı koyarak böyle bir ürün piyasaya sürüyor” ifadelerini kullandı.
"LABORATUVARDA BİLE ANLAŞILMASI GÜÇ"
Laboratuvarda bile anlaşılması güç bir yöntemden bahseden Sırma, "Sahteciliğin de mühendisliğini yapıyor bazı üreticiler. Şunu yapıyorlar; esmer pirinçten üretilen bir şurup var. Bu şurup o kadar çok bala benziyor ki, kimsenin anlayamayacağı bir forma getiriliyor. Böyle bir bal piyasaya sürülüyor. Tabii bizde de güzel gelişmeler oldu. Önemli bir bal üreticisi, esmer pirinçten elde edilen sahte balı da teşhis edecek, bir yöntem buldu. Bu buluş dünyada da ses getirdi” şeklinde konuştu.
"ORGANİK BAL YALANINA DİKKAT EDİLMELİ"
Sırma, köyden gelen bal ya da organik bal diye piyasaya sürülen ürünlere dikkati çekerek, “Bunun neye göre olduğu bilinmiyor. Yol kenarında bir tezgah kurulmuş, üzerinde hiçbir şey yazmıyor kavanozun. Bir arı resmi koymuş bir de petek ama içeriği bilinmiyor. Gerçekten o şifa olan bal mı? Acaba bu kişiler içine fruktoz-glikoz şurubu mu koydu? Bunu ayırt etmek vatandaş için çok zor” ifadelerini kullandı.
SAHTE BAL NASIL ANLAŞILIR?
Medyada gerçek bal donar, sahte bal donmaz ya da yukarıdan akıtırsan altıgen gibi akarsa sahte bal olduğu anlaşılır gibi bilgiler yer aldığını fakat bunların gerçeği yansıtmadığını dile getiren Sırma, şu ifadeleri kullandı: “Bunlar doğru yöntemler değil. Bir balı sahte mi, gerçek mi diye ayırt etmek, elle ya da gözle yapılabilecek bir şey değil. Bazen yıllarca balcılık yapanları bile sahte bal ile kandırabilirsiniz. Bu ancak laboratuvarda anlaşılabilecek bir şeydir. Böyle bir durumda vatandaş şunu yapabilir; Tarım ve Orman Bakanlığı'nın kayıt belgesi verdiği, denetim sistemine tabi olan firmalardan ve markalardan ürün alırlarsa en azından kendilerini daha fazla garantiye almış olurlar. Bakanlık bu işten sorumludur ve her yıl sonu, gelecek yılın denetimini yapar. Bazen de şöyle denetimler yapıyorlar; mesela sahte bal olayları patladığı zaman gidip vatandaş gibi marketten bal satın alıyorlar ya da internetten sipariş verebiliyorlar. Sonra da bunu laboratuvara yollayıp analiz ettiriyorlar. Ürünü, takip yolu ile izleyebiliyorlar ama dediğim gibi denetim sayısının artması lazım” dedi.
"SAHTECİLİĞİN ARTMA SEBEBİ: AÇ GÖZLÜLÜK ENFLASYONU!"
Bir ekonomi dergisinde gıdada artan sahtecilik olaylarının analizi ile ilgili bilgi paylaşan Sırma, “Aç gözlülük enflasyonu diye bir kavram ortaya atıldı. Normalde gıda enflasyonu evet var, hammadde fiyatları yüksek, girdi fiyatları yüksek, döviz kuru hareketli, iklim krizi var ve bunlar tarımı baskılıyor. Fakat bu puslu havadan faydalanmak isteyen ve kar marjını yükseltmek isteyenler fiyatları fahiş şekilde artırıyor” ifadelerini kullandı.