Çalışanlar için flaş tazminat kararı! İşveren en az 1 yıllık para ödeyecek
Emsal niteliğinde tazminat kararı verildi. İş güvenliği uzmanı, çalıştığı yerdeki ölüm tehlikesini işverene iletti, ancak gerekli önlemler alınmadı. Bunun üzerine uzman, tespit ettiği hayati eksikleri Çalışma Bakanlığı'na bildirdi. Bunu duyan işveren ise, uzmanı işten attı. Ardından iş mahkemesinin yolunu tutarak tazminat alacağının tahsilini isteyen çalışan için Yargıtay'dan emsal karar çıktı.
Çalıştığı inşaat firmasında yaşanılan aksaklıkları rapor eden İş Güvenlik Uzmanı, işyeri sahipleriyle yaptığı görüşmelerde mesafe alamayınca hayati derecedeki aksaklıkları rapor halinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bildirdi. Bunu duyan işveren, uzmanı işten attı.
İş Mahkemesi'nin yolunu tutan iş güvenliği uzmanı, çalışması esnasında davalı işverenleri bazı eksiklikler nedeniyle uyardığını ve engellemeye çalıştığını, bunun üzerine savunması alınmaksızın 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 8. maddesine aykırı davranılarak iş sözleşmesine son verildiğini ileri sürerek, tazminat alacağının tahsilini istedi.
Davalı şirket iddiaları reddetti. Davacının B sınıfı iş güvenliği uzmanı olarak çalıştığını, işinin gereğini yapmadığı için 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 9, 10 ve 11. maddeleri gereğince iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak, davanın reddini istedi.
RAPORLAR SEBEBİYLE İHTİLAF ÇIKTI
Mahkeme; davacı tarafından düzenlenen iş güvenliğine ilişkin raporların işveren tarafından onaylanmaması üzerine davacının durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne bildirdiği, taraflar arasında bu raporlar sebebiyle ihtilaf çıktığı, bu nedenle davacının iş sözleşmesinin sona erdirildiği, yasal düzenleme gereği işveren hakkında bir yıllık sözleşme ücreti tutarından az olmamak üzere tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verdi.
DEVREYE YARGITAY GİRDİ
Davalı kararı istinaf etti. Bölge Adliye Mahkemesi davanın reddine hükmetti. Davacı uzman kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Yargıtay kararında; iş güvenliği uzmanı olarak çalışan davacının iş sağlığı ve güvenliği konusunda 4 ayrı tarihte bir kısım eksiklikler tespit ettiği, buna ilişkin tutulan tutanakların bazılarında davalı işverenlerin de imzasının bulunduğuna dikkat çekildi.
Davacının söz konusu eksiklikleri ve iş sahasında ölüm tehlikesi bulunduğunu davalılara ayrıca bildirdiği, davalılar tarafından gerekli önlemlerin alınmaması üzerine davacının elektronik posta yoluyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na bildirimde bulunarak işyerinde denetim yapılmasını istediği hatırlatıldı. İş Teftiş Grup Başkanlığı tarafından yerinde yapılan inceleme sonucunda inceleme raporunun düzenlendiği dile getirildi.
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANINA TAZMİNAT ÖDEYECEK
Teftişe konu şikayette belirtilen ve hayati tehlike oluşturan 7 adet hayati noksanlığın teftiş sırasında giderildiğinin inceleme raporunda yer aldığı kaydedildi. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Davacının iş sözleşmesinin ihbar tazminatı ödenmek suretiyle davalılar tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre, davacının iş güvenliği uzmanı olarak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 8. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde işyerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hayati tehlike arz eden ve acil durdurmayı gerektiren eksiklik ve aksaklıkları yazılı olarak davalı işverenler ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yetkili birimine bildirdiği anlaşılmaktadır.
Bu bildirimden dolayı davalılar tarafından davacının iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmış olup, bir yıllık sözleşme ücreti tutarından az olmamak üzere davacının tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."
TÜM ÇALIŞANLAR İÇİN YAPILMASI GEREKİYOR
Peki işçiler, fabrikada önlem alınmaması durumunda iş sözleşmesini haklı olarak feshedebilir ve kıdem tazminatı alabilir mi? İşçiler gerekli tedbirlerin alınmadığı ve tehlike altında olduğu durumlarda çalışmaktan kaçınırsa maaşlarını ve diğer ücretlerini normal olarak almaya devam eder mi? Önlem alınırsa ve işçi buna rağmen çalışmaktan kaçınırsa ne olur? İş Güvenliği Uzmanı Cem Nergis, gazetevatan.com'a iş güvenliği ile ilgili merak edilenleri anlatmıştı...
Öncelikle işyerlerinde çalışan tüm çalışanlara işe giriş eğitimleri verilerek, yaşanabilecek riskler ve işten kaynaklanabilecek olası tehlikeler hususunda bilgilendirilmeleri gerektiğine dikkat çeken B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Cem Nergis, “Bu eğitimlerin haricinde kullanacakları makineler ve aletlerle ilgili kullanım esnasında yaşanabilecek riskler hakkında spesifik olarak çalışma öncesi eğitim verilmelidir.
İşyerlerinde riski kaynağında kontrol edebilmek için toplu koruma uygulamalarıyla mevcut riskler kontrol altına alınmalıdır. Örneğin bir fabrikada kullanılan makine koruyucuları o makineyi kullanan veya makineyle aynı ortamda bulunanların daha güvenli bir ortamda çalışmasını sağlar. Toplu korumayla riskleri kaynağında kontrol altına alabilmek mümkündür.” dedi.
İŞVERENİN ÇALIŞANI GÖZLEMLEMESİ GEREKİYOR
Toplu korumanın yeterli olmadığı durumlarsa kişisel koruyucu önlemleri öne çıktığını söyleyen Nergis, işçinin işyerinde kullandığı baş koruyucu baretler, iş gözlükleri, gürültülü ortamlarda kullandıkları kulaklıkların kişisel koruyucu ekipmanlara örnek olduğunu, gerekli çalışma şartlarında kişisel koruyucu ekipmanları kullanarak işçilerin daha güvenli bir çalışma ortamında çalışmalarını sürdürebileceğini belirtti.
Ayrıca işyerlerinde işveren ve yönetim tarafından mevcut risklere karşı alınan önlemler konusunda çalışanların gözlemlenmesi gerektiği ve çalışanların tedbirlere karşı belirlenen kurallara uyup uymadıklarının denetlenmesinin önemli bir faktör olduğu da vurgulandı.
İŞYERLERİNDEKİ EN BÜYÜK GÜVENLİK SORUNU…
Bu konudaki en büyük güvenlik sorununun iş güvenliği konusuna olan negatif bakış açısı olduğunu söyleyen İş Güvenliği Uzmanı Cem Nergis, “İş güvenliği kültürünün olmadığı işyerlerinde, yönetimden en aşağıdaki çalışana kadar iş güvenliğiyle ilgili bir duyarlılık söz konusu olmaz. Bu durumda işveren, yönetim ve çalışanlar tarafından işyerlerindeki riskler risk olarak görülmez.
İSG tedbirleri işveren tarafından gereksiz masraf ve zaman kaybı, çalışan tarafından ise külfet olarak görülür. Bu tür bir yönetim anlayışına sahip işyerlerinde yaşanan kazaların sebebi araştırılmaz ve olağan bir olay gibi karşılanır.
İSG'ye yönelik negatif bakış açısı birçok güvenlik sorununun temelini oluşturmaktadır. İşyerlerinde meydana gelen kazalar ise bu negatif güvenlik sürecinin en son halkasıdır.” ifadesini kullandı.
“TESPİT EDİLİRSE İŞ DURDURULUR”
İşyerinde çalışma bakanlığı iş müfettişlerinin denetimi esnasında hayati bir tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar işyerinin bir bölümünde veya tamamında işin durdurulduğunu belirten İş Güvenliği Uzmanı Nergis, “İşveren, iş müfettişlerince durdurmaya sebep olarak hazırlanan rapordaki eksikleri giderdikten sonra durdurma kararını kaldırmak için ilgili il müdürlüğüne yazı yazar.
Durdurmaya sebep olan eksiklikleri gidermeye yönelik yapılan çalışmaları, tedbirlerin alındığı bölgelerin fotoğraflarını ve işyeri risk değerlendirilmesini bir dosya talebin ekinde işveren tarafından il müdürlüğüne sunulur. İşverenin bildiriminden sonra gerekli incelemeler yapılır ve durdurmanın kaldırılması kararı en geç 7 gün içinde verilir.” dedi.
İŞÇİ SÖZLEŞMEYİ FESHEDERSE KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?
İşyerinde gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle işçilerin sözleşmelerini haklı sebeple feshedebileceğini açıklayan Nergis, “Çalışanlar talep etmelerine rağmen tedbirlerin alınmadığı durumlarda iş sözleşmelerini haklı feshedebilir ve fesih haklı sebeple gerçekleştiği için kıdem tazminatı alabilirler.” ifadelerini kullandı.
MAAŞLARDAN KESİNTİ YAPILAMAZ
Çalışanların gerekli tedbirlerin alınmadığı ve tehlike altında olduğu bir durumda çalışmaktan kaçındığı zaman maaşlarını normal olarak almaya devam edip edemeyeceği, işçilerden maaş kesintisi ihtimalinin söz konusu olma durumu da merak edilenler arasında bulunuyor.
İş Güvenliği Uzmanı Cem Nergis, bu konuya şöyle açıklık getiriyor: “Çalışanların 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanununa göre tehlikeli koşullarda işten kaçınma hakları vardır. Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun olmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilirler. Bu süre içerisinde çalışmamaları durumunda maaşlarından kesinti yapılamaz. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.”
İŞİNİZDEN OLABİLİRSİNİZ
Çalışanın kendi görevi ve sorumluluğunda olan bir konuda gerekli tedbirler alındıktan sonra işten kaçınma hakkının olmadığına dikkat çeken Nergis, bu durumda işverene karşı çalışma borcunu yerine getirmediği için işçinin işveren tarafından sözleşmesinin feshedilebileceğini belirtti.