N’oluyor bu çocuğa?!
Çocuğunuzu uyarmanıza ve aldığınız bütün önlemlere rağmen hala tırnak mı yiyor ya da parmağını mı emiyor? Bu tür davranışların kalıplaşmadan, kalıcı bir çözüm bulunması gerekiyor.
Dönem dönem çocuğunuzun normalin dışında davranışlar sergilediğine tanık olabilirsiniz. Gözlerini fazla kırpıştırıyor, her şey için inatlaşıyor ya da sürekli tırnaklarını yiyor olabilir. O zaman bu tür davranışların nedenleri ve ne yapabileceğinizle ilgili önerilerimize bir göz atın.
TIRNAK YİYORSA
Tırnak yeme davranışı çocuklarda genellikle 3-4 yaşlarında görülür. Çok nadir olarak 5. aydan sonraki erken dönemde de görülebilir. Çocuğunuzun tırnak yemesi hayatının ileriki dönemlerinde de devam edebilir. Herhangi bir nedenden dolayı üzüntüsünü, korkusunu, sıkıntısını bu davranışla dışa vurur. Çocuğun kendisine duyduğu güvensizlik, yakın çevresinde de tırnak yiyen birinin bulunması, kendini aile içinde değersiz hissetmesi tırnak yeme alışkanlığını tetikleyebilir.
Ne yapmalıyız?
En kalıcı çözüm, bu davranışa neden olan durumu ortadan kaldırmak. Çocuğun tırnağına acı biber, oje gibi maddeler sürmek, onu bu davranışından dolayı azarlamak, eleştirmek çözüm yolu değil. Kız çocuklarına tırnak yemese ne kadar güzel görüneceği, erkek çocuklarına da ne kadar yakışıklı görüneceğini anlatabilirsiniz.
Zaman içinde bu alışkanlığı ne kadar sıklıkla yaptığını kaydedin. Ayrıca tırnak bakımlarını kendilerinin yapmasına izin verin. Eğer alışkanlığından vazgeçmiyorsa, uzman bir psikologdan destek alın.
PARMAĞINI EMİYORSA
Parmak emme normal çocuklarda hiçbir psikolojik sorun olmadan görülebilen bir durum. Bebeklerin çoğu başparmaklarını emer. Parmak emme zararsız bir davranıştır ve hemen hemen bütün bebeklerde görülür. Yeni doğan bebekler parmak emmeyi anne karnında öğrenir. Bazı bebekler diş çıkarma dönemlerinde ya da sıkıntılı bir durumda parmaklarını emerler. Parmak emmenin uykuyla ilişkisi olduğunu da unutmayın.
Ne yapmalıyız?
Öncelikle anne-baba olarak parmak emmenin zararsız bir davranış olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun bu alışkanlığından kurtulması için zor kullanmak ya da ona bağırmak hiçbir şeklide fayda etmez. Sürekli parmak emmek psikolojik sorunların belirtisi de olabilir. Parmak emme davranışı karşısında en sağlıklı yaklaşım, olaya sabırla ve telaşa kapılmadan yaklaşmak. Ayrıca çocuğunuza bu davranışın ‘bebekçe’ olacağını, anlaşılır bir dille anlatırsanız parmak emmeden kurtulmasını sağlamış olursunuz.
KONUŞMA BOZUKLUĞU VARSA
Kekemelik, konuşurken takılma gibi durumlar çocuk geliştikçe daha belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Genellikle 3-5 yaş aralığında bu problemler görülebilir. Telaş edilecek bir durum yok. Konuşma zorluğu zaman içinde kendiliğinden düzelir. Bu durumun geçmesinde anne babanın tutumları çok önemli. Anne-babalar çocuklarındaki konuşma zorluğunu fark ettiklerinde telaşlanıyor ve çocuğun söyleyemediği kelimeleri düzeltmeye çalışıyor. Bu durum çocuğu heyecanlandırır, telaşlandırır. Hatta zamanla konuşmamayı bile tercih edebilir O yüzden üstüne gitmeyin.
Ne yapmalyız?
Akıcı konuşma bozukluğu daha sonraki dönemlerde de sürüyorsa bir uzmana danışmanızda fayda var. Böylece çocuğun konuşmasını bozan aşırı heyecanı giderebilirsiniz. Konuşmanın akıcılığındaki bu bozukluğa karşın konuşması gerektiğini belirtin. Kendini ifade etmesini destekleyin. Çocuğunuzun tedavisi için konuşma terapistleriyle birlikte çalışmak, rahatsızlığından hızlıca kurtulmasını sağlayacaktır.
KORKULARI VARSA
Çocuklar, aşırı seslerden, karanlıktan, yükseklikten, hayvanlardan, yalnız kalmaktan, anne-babadan uzaklaşmaktan, yabancılardan veya sünnet olmaktan korkabilir. Bu korkuların onun gelişiminin bir parçası olduğunu unutmayın. Dikkat edilmesi gereken şeyse korkuların, çocuğun yaş düzeyiyle uyumlu ve orantılı olup olmadığı.
Korkular kendiliğinden oluşabilir. Bazen de anne - babanın uygun olmayan yaklaşımlarıyla belirginleşebilir. Örneğin çocuğunuzun sudan korktuğunu bile bile havuza veya denize girmesinde ısrarcı olursanız onun bir ömür boyu bu alanda korku yaşamasına neden olabilirsiniz.
Ne yapmalıyız?
Öncelikle korkuların normal olabileceğini bilerek çocuğunuza saygı duyun. Onu eleştirip rencide etmeyin. Kesinlikle alay etmeyin. Hatta korkuyla temasın mümkünse bir süre ertelenmesi yararlı bile olabilir. Sonrasında zaman içinde düşük dozdan başlatarak korkuya alışması sağlanabilir. Korkularıyla alay edilen çocukların ruhsal gelişimi sekteye uğrar. Alay etme; içe kapanık, tedirgin, güçsüz, pasif çocuk gelişimine sebep olur.
SALDIRGAN VE İNATÇIYSA
Çocuğunuzun davranışlarını gereksiz yere engellemek, onun davranışlarını eleştirmek, onunla alay etmek saldırganlığa ve inatçılığa yol açabilir. Engellenen çocuk, tepkisini hem kendisine hem de çevresine karşı saldırgan tutumuyla verir. Çevresine karşı elindekini fırlatma, diğer çocuklara vurma, oyuncaklarını kırma şeklinde tepkisini gösterebilir.
Ne yapmalıyız?
Çocuğunuz kurallara uymuyor, verdiğiniz görevleri yerine getirmiyor, yenilgiyi kabul etmiyor, saldırgan ve inatçı bir kişilik sergiliyorsa, verilen eğitimde bir yanlışlık var demektir. Her istediği yerine getirilen, şımartılmış çocuklar grup oyunlarına uyum sağlamakta zorluk çekebilir. Bilmeniz gereken en önemli nokta, saldırgan davranışların kesinlikle cezalandırılmaması gerektiği.
Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmayın ve sakinleşmesini bekleyin. Daha sonra davranışı hakkında onunla sakin bir ses tonuyla konuşun. Unutmayın, çocuğun dışarıda oynamasına izin verilirse onun gerilimi azalır ve enerjisini boşaltma imkanı sağlar. Resim çizme, boyama çocuğun kızgınlık duygularını kontrol altına almayı sağlayabilir. Ayrıca futbol, basketbol gibi sporlar rahatlaması için iyi birer çıkış yolları.
TİKİ VARSA
Tik bozukluğu olan çocuklar tiklerini bir süre için baskılayabilirler ama bu süre sonunda tiklerde artış olabilir. Bunu gözleyen anne, baba olarak çocuğunuzun bu hareketleri bilinçli yaptığını, isterse hiç yapmayabileceğini düşünebilirsiniz. Bu da çocuk ve ebeveynleri arasında sürtüşmelere neden olabilir. Ama endişelenmeyin, tik bozuklarının gidişi genellikle iyidir. Erişkinlik dönemine geçerken şiddetleri azalır ya da kaybolurlar.
Ne yapmalıyız?
Çocuğunuzda tik gibi tekrarlayıcı hareketler gördüğünüzde önce bu hareketleri gözlemleyin. Sıklığını, şiddetini artırıcı ya da azaltıcı etkenler olup olmadığına bakın. Başka fiziksel belirti bulunup bulunmadığını gözleyin ve çocuk doktoruna danışın. Bu arada çocuğunuzun bu hareketleri istemli olarak yapmadığını bilin, tikleri için onu uyarmayın. Uyarmanızın çocuğunuzun stresini artıracağından tiklerini de şiddetlendirebileceğini unutmayın. Ayrıca uyarmanız, tam da desteğe ihtiyacı olan çocuğunuzla aranızı daha gerginleştirecek, kendine güvenini de azaltacaktır. Çoğu zaman basit tikler, bu tutumlara dikkat edilirse ve öğretmen desteği de sağlanırsa bir süre sonra geçebilecektir.
10 ÖNERİ
Psikolog Ramazan Boyacı çocuğunuzun davranış bozukluklarını engelleyebileceğiniz tüyolar olduğunu belirtiyor.
1 Çocuğunuzun dünyasına girin, onu dinleyin. Onun duygularını keşfetmeye çalışın.
2 Hoş görülü ve kararlı olun.
3 Neden soruları yerine, ne, nasıl sorularını sorun. Kendi çözüm yollarını üretmelerine, düşünce güçlerini geliştirmelerine yardımcı olun.
4 Çocuğunuzun kelimeleri arasındaki duygularına kulak verin.
5 Tutarlı olun. Aile olarak kendinize özgü, açık olarak belirlenmiş, süreklilik gösteren kuralları belirleyin. Gerektiğinde hayır demesini bilin.
6 Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Çocuğunuza özel olduğunu gösterin.
7 Sorun meydana getiren davranışların kaynağını bulun.
8 Hatalarını yüzüne vurmak yerine onlara yakınlık gösterin.
9 Karşılıksız sevin ve sevginizi hal ve hareketlerinizle gösterdiğiniz gibi dilinizle de söyleyin.
10 Çocuklarınızı evinizdeki problemlerde çözüm üretme sürecine katılmalarını sağlayın.